[Özel Haber] Civicus: “Türkiye’de devlet baskısı sona ermeli!”

Türkiye'de de uzun yıllardır aktif olarak çalışmalarına devam eden Civicus, Türkiye'de ilk defa bir hükümete yönelik bu denli sert bir açıklama kaleme aldı.

Dünyanın en büyük sivil toplum çatı örgütlerinden Civicus, “Türkiye’de aktivist ve gazetecilere uygulanan baskı son bulsun!” dedi.

Civicus’un 6 Mart tarihinde merkezinin bulunduğu Johannesburg kentinden yayımlanan basın açıklamasının başlığı “Türkiye’deki devlet baskısını sona erdirin!” oldu.

Civicus açıklamasında üç ana noktaya dikkat çekti.

 

Filiz Kalaycı ve arkadaşları.

 

Yazar ve düşünürlerin üzerinde yargı yoluyla gerçekleştirilen tacizin “bir kriz halini” aldığını belirten Civicus, hükümet karşıtı eleştirilerde bulunanların yasadışı örgütlere mensup olduğu iddiasıyla kitlesel halde tutuklandığını hatırlattı.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 14 avukatın, sadece 18-21 Ocak tarihleri arasında tutuklanan 85 kişi arasında olduğunun altını çizen Civicus, bundan sadece bir kaç gün sonra, insan hakları konusundaki çalışmaları nedeniyle 2009’dan beri yargılanan 4 avukatın (Filiz Kalaycı, Hasan Anlar, Halil İbrahim Vargün ve Murat Vargün) KCK üyesi olma suçlamasıyla 6 yıl 3 ayla 7 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığını hatırlattı.

Civicus yaptığı açıklamada,TCK’nın 314. maddesini “‘herkesi yakala, kimseyi bırakma’ maddesi” diye tanımladı.

Dünyanın en büyük sivil toplum ağı Civicus, açıklamasının ikinci kısmında da Pınar Selek’in bitmek bilmeyen çilesini hatırlatarak, Selek’in hapis cezasına çarptırılmasının arkasındaki siyasi nedenleri sorguladı, yargı sürecinin yanlışlığına dikkat çekti.

Pınar Selek

Civicus açıklamasında gazetecileri de unutmadı. Türkiye’nin “dünya üzerinde en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke” sıfatını taşıdığınn belirtildiği açıklamada, PEN Türkiye’nin 6 üyesinin de Fazıl Say’ın yargılanmasını “faşist bir gelişme” diye nitelendirdikleri için “devlete hakaretten” yargılandığını hatırlattı.

Civicus’a göre 301. madde “sesini çıkaran” gazetecileri susturmak için kullanılıyor.

Civicus’un Türkiye’de AKP hükümetinden talepleri ise net: Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu ve Sivil ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi gereği sahip olduğu yükümlülükleri yerine getirmesi ve bu bağlamda

  1. Sivil topluma ve düşünürlere karşı uygulanan baskıların ve karalama kampanyalarının derhal durdurulması
  2. Terörle Mücadele ve Ceza Kanunu’nun ifade özgürlüğünü yok eden geniş maddelerini gözden geçirip yeniden yazacak bir süreci başlatması,
  3. Yargı sisteminin bağımsızlığın güvence altına alması

Civicus’un politika ve savunuculuk sorumlusu Charlotte Allan da Yeşil Gazete’ye şunları söyledi: “Türkiye’de savcılar, resmi görüşlerden farklı konuşanları susturmak için Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Kanunu’nu giderek daha fazla kullanıyor. Bu durum da sivil toplumu sindiriyor: İnsanlar “Bir sonraki hedef ben olur muyum?” korkusuyla susmak zorunda kalabiliyorlar”

Civicus (World Alliance for Citizen Participation – “Yurttaş Katılımı için Dünya İttifakı”), sivil toplum kurumlarının küresel anlamda çatı örgütü olarak tanımlanan, Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde 1993’te kurulmuş, son derece kapsamlı ve büyük bir  oluşum.

Türkiye’de de uzun yıllardır aktif olarak çalışmalarına devam eden Civicus, Türkiye’de ilk defa bir hükümete yönelik bu denli sert bir açıklama kaleme aldı.

 

(Yeşil Gazete)


Durukan Dudu
Durukan Dudu

Ekoloji editörü, haberci.

Olduğundan yaşlı gösterir (Sakalı var, ondan). Blues’a aşık. İsveç’te Kırsal Kalkınma yüksek lisansının ardından TEMA ve Buğday gibi STK’larda çalıştı, bu süreç içinde Ormanevi Kolektifi’yle kırsala göçtü, bi’ ekoköy kurmaya çabalıyorlar. Çiftçilik, marangozluk ve ekolojik restorasyon denemelerinden kalan boş zamanlarında koordinatörlük, eğitmenlik, proje yönetimi falan yapıyor. Yaşlanıp emekli olunca bir şehre yerleşmeyi düşünüyor. Mektep, 136.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İstanbul’dan Van’a kadar kıyılara eşit ve ücretsiz erişim için eşzamanlı eylemler yapıldı

Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla, Adalar'dan Van'a kadar ülkenin dört bir noktasında bir araya gelen yurttaşlar, kıyılara ücretsiz ve eşit erişim hakkını, kıyıların korunması gerektiğini dile getirerek hükümete 'Anayasa ve Kıyı Kanunu'nu uygula' diye seslendi.

Kazma Bırak: İklim değişikliğiyle başa çıkabilecek radikal önlemler istiyoruz

Kazma Bırak kampanyası ekibi, Yunanistan'daki yangınlarla ilgili açıklamada bulunarak yangını söndürmenin bir önlem olmadığını, artık bunun için radikal bir çözümün gerektiğini belirtti: 'İklim değişikliğinin etkilerini görmezden gelen, artan orman yangınlarıyla mücadele edebilecek hizmetleri azaltan iktidarlara karşı, iklim değişikliğiyle başa çıkabilecek radikal önlemler istiyoruz.'

Akdeniz foklarının yaşam alanına inşa edilen kaçak iskele sökülüyor

İzmir’in Karaburun ilçesinin Mordoğan Ayıbalığı Mevkii’nde bulunan kaçak iskele, bir yıldan uzun süren yazışmaların ardından nihayet sökülüyor.

ILGA Avrupa: Türkiye’de LGBTİ+’lar hükümetin yasaklarına karşı direniyor

ILGA-Avrupa'nın Türkiye'deki Onur Ayı etkinliklerine ve yürüyüşlerine ilişkin raporunda, Türkiye'deki hükümetin LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemlerine, yaptırımlarına, baskılarına ve bunu politikanın bir parçası haline getirerek kurumsallaştırmasına dikkat çekildi. Raporda LGBTİ+'ların direnmeyi sürdürerek yürüyüşleri gerçekleştirdiğine de vurgu yapıldı.

Malatya Çevre Platformu’ndan Vahşi Madencilik, İnsan ve Çevre Sorunları forumuna davet

Malatya Çevre Platformu, tüm duyarlı çevre kurumlarını ve aktivistlerini 27-28 Temmuz’da Arguvan Türkü Festivali’nin yapıldığı Nazım Hikmet Meydanı’nda düzenlenen Vahşi Madencilik, İnsan ve Çevre Sorunları formuna davet etti.

EN ÇOK OKUNANLAR