Rapor: Çevre ve doğaya zararın azaltılması et tüketiminin azaltılmasına bağlı

UNEP tarafından hazırlanan raporda, et sanayisinin ve et sanayisi için oluşturulan tarım sektörünün doğaya en çok zarar veren etmenlerden biri olduğuna dikkat çekildi ve geçtiğimiz 50 yılda biyolojik çeşitliliğin, yaşam alanlarının kaybının hiç bu kadar düşük seviyede olmadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve düşünce kuruluşu Chatham tarafından hazırlanan bir raporda çevre ve doğaya zararın azaltılması için et tüketiminin azaltılması gerektiğine vurgu yapıldı.

Raporda, dünyada doğaya en çok zarar veren unsurlardan birinin et tüketimi olduğunun altı çizilirken, biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik açıdan yaşam alanlarının korunması için bitkisel temelli beslenmeye ağırlık verilmesi gerektiği kaydedildi.

DW Türkçe‘nin haberine göre, hazırlanan raporda vurgulanan bir diğer önemli bulgulardan biri de tarım sektöründe kullanılan pestisitler oldu. Pestisitlerin ve tek bir ürün ekiminin toprağa zarar verdiği belirtildi ve bunun sonucunda da tarım alanına dönüştürülen doğal alanların arttığına işaret edildi.

Hayvanlar yaşam alanlarını kaybediyor

Et tüketimi sebebiyle doğal ekolojik sistemlerin hayvanlar için otlak veya yem üretiminde kullanılması da dünyada biyolojik çeşitliliği azaltan etmenlerden biri. Doğal sistemlerin yok olması birçok memeli hayvan, kuş ve böcek yaşam alanlarını kaybediyor.

Et tüketimi için büyük miktarlarda kullanılan fosil yakıtlar, gübre ve su da çevreye oldukça zarar veriyor.

Ayrıca, hazırlanan raporda yem üretiminin iklim değişikliği üzerinde olumsuz olduğu açıklandı ve sera gazı emisyonunun yüzde 30’unun tarım kaynaklı olduğu vurgulandı.

Beslenme değişikliğine gidilmesi şart

Raporu yazan bilim insanları gıda tüketimininde değişikliğe gidilmemesinin biyolojik çeşitliliğin azalmasını hızlandıracağı uyarısını yaparken, et tüketiminin verdiği zararların azaltılması için bitkisel gıdalara ağırlık verilmesi gerektiği ifade edildi.

Ayrıca, yeme alışkanlıklarının değiştirilmesinin bir diğer olumlu yanı da yabani hayvanların yaşam alanlarının korunacak olması. Böylece pandemi riski de azaltılmış olacak.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR