TürkiyeGündemKoronavirüs SalgınıManşet

İstanbul Tabip Odası: İşçi sınıfının sağlığı göz göre göre tehlikeye atılıyor

0

İstanbul Tabip Odası (İTO), koronavirüs salgınına karşı mücadelekapsamında iş yerlerinde çalışan hekimlerin ve çalışmak zorunda kalan işçilerin yaşadığı sıkıntılara yer verdiği “Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-4 İşçi Sağlığı İşyeri Hekimliği” isimli raporunu yayınladı.

Raporda, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu‘nun üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen defalarca ötelendiği vurgulandı ve hala işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı olmayan çok sayıda işyerinin bulunduğu belirtildi.

İşyeri hekimliği alanının piyasaya açıldığı belirtilen raporda işyeri hekimliğinin Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) aracılığıyla taşeronlaştırıldığı ve işyeri hekimlerinin büyük çoğunluğunun OSGB‘lerde çalışmaya zorlandığı söylendi.

‘Üretmeye mecburuz anlayışı işçilerin sağlığına zarar verdi’

İstanbul‘da bulunan binlerce işyerinde üretim ve çalışma hayatı devam ettiği hatırlatılan raporda her gün yüz binlerce işçi işyerlerine gitmeye devam ettiği belirtildi. İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği (İSYH) alanından derlenen bilgi ve gözlemler raporda şu şekilde anlatıldı:

İstanbul’da salgının dördüncü haftası biterken toplumsal hareketliliğin kısıtlanmaması, ‘üretmeye mecburuz’ anlayışıyla işyerlerinde çalışmanın durdurulmaması özellikle büyük işyerlerinde çok sayıda işçinin hastalanmasına, salgının yayılmasına sebep olmaktadır. Her gün fabrikalardan hastalanan, temaslı olan, işi bırakmak isteyen, buna rağmen zorla çalıştırılan işçilerin haberlerini almaktayız.

Herkese ‘Evde kal’ çağrısı yapılır, çeşitli gruplara sıkı kurallar ve yasaklar getirilirken emekçiler montaj hatlarında, üretim bantlarında dip dibe çalışmaya zorlanmakta, ekonomiyi yönetenlerse ne patronlara yaptıkları gibi mali destek sağlamakta ne de emekçilerin hastalık riskini azaltacak önlemleri almaktadır. İşçiler işyerlerine servis, minibüs, metrobüs, metro, otobüs ya da diğer toplu ulaşım araçlarıyla gidip gelmekte, yakın temas engellenmesi zorlaşmakta ve fiziksel mesafe korunamamaktadır. Servisler ve toplu taşıma araçları bulaş yolu olarak büyük risk teşkil etmektedir.

İleri yaşta ve kronik hasta meslektaşlarımız tehlikede

Raporda iş yeri hekimlerinin koronavirüs salgını sırasında karşılaştıkları sorunlara da yer verildi ve şu değerlendirmelerde bulunuldu:

Pandemi gibi acil ve hızlı karar alınması gereken durumda işyeri hekimlerinin hem işveren hem OSGB patronlarıyla muhatap olması, kimden neyi, ne kadar talep edeceği konusunda karmaşa oluşturmaktadır.

İşyeri hekimlerinin OSGB üzerinden hizmet verdikleri, çoğunlukla uygun revir, muayene ortamı bulunmayan; maske, önlük, eldiven gibi kişisel koruyucu ekipman, dezenfektan bulmanın bile zor olduğu çok sayıda küçük işyerinde genel durum tam gün işyeri hekimi çalışan büyük ve kurumsal şirketlerden daha da kötüdür.

Gerek üretime ara veren işyerleri gerekse OSGB‘ler işyeri hekimlerini ücretsiz izne çıkararak mağduriyetlerine neden olmaktadır, çalışmaya devam eden işyerlerinde pandemiyle ilgili gerekli tedbirlerin alınmaması özellikle ileri yaşta ve kronik hastalıkları olan çok sayıda meslektaşımız için büyük risk oluşturmaktadır.

‘İşçilerin izolasyonunda sıkıntı yaşanıyor’

Birinci basamak sağlık hizmet sunumu parçalandığından aile sağlığı merkezleri, İlçe Sağlık Müdürlükleri ve işyeri hekimleri arasında koordinasyon ve işbirliği yapılamamakta, işyerlerinde Covid-19′lu işçilerin ve birlikte çalıştıkları temaslıların izolasyonu konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır.

‘Çalışanlara ücretli izin verilmeli’

Raporda, alınması gereken önlemler ise şöyle sıralandı:

Öncelikle temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulmalı, işten çıkarmalar yasaklanmalı, çalışanlara ücretli izin verilmeli ve işsizler için ise koşulsuz işsizlik maaşı ödenmelidir.

Faaliyetine devam eden işyerlerinde çalışma saatleri ve vardiya sıklıkları azaltılmalı, fiziksel mesafeyi sağlamak için uygun çalışma modelleri geliştirilmeli, yürütülen faaliyetler ve çalışma organizasyonu rehberler doğrultusunda çalışanların maruziyetini engelleyecek şekilde düzenlenmelidir.

İşyerinde bağışıklık sistemi hastalığı, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, akciğer hastalığı gibi riskli çalışanlar, hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelliler, 60 yaş ve üzerinde olanlar salgın süresince idari izinli sayılmalıdır.

‘İş seyehatleri durdurulmalı’

Raporun devamında her türlü iş seyahatinin durdurulması, toplantıların kısıtlanması, eğitimlerin ertelenmesi veya digital ortamlarda verilmesi, yurtdışından gelenlerin 14 gün boyunca işyerine gelmemesi, gerekiyorsa evden çalışması çağrısı yapıldı:

Pandemi süresince İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları aktif çalışmalı, işyerlerinde risk değerlendirmesi ve acil durum planları yapılmalı ve düzenli olarak yenilenmeli, tüm çalışanlara Covid-19 pandemisi bilgilendirmesi ve eğitimi yapılmalıdır.

Servis araçlarının sayıları arttırılarak kişilerin aralıklı oturması, maske takması sağlanmalı ve sık temas edilen yüzeyler başta olmak üzere hijyenle ilgili önlemler alınmalıdır.

İşyerlerinde dezenfeksiyon işlemleri titizlikle yapılmalı, bütün işçilere uygun kişisel koruyucular sağlanmalıdır.

İşyeri yemekhanelerinde azami hijyen ve uygun termal konfor şartları ve yemek saatlerinde yapılacak düzenlemelerle aralıklı oturma sağlanmalıdır.

’14 gün rapor verme yerkisi iş hekimlerine de verilmeli’

İşyerlerinde Covid-19 pozitif çıkan çalışanların ve birlikte çalıştığı kişilerin eve gönderilmesi, evde izolasyonu gibi konularda çıkan sorunları aşmak için pandemi nedeniyle aile hekimlerine tanınan 14 gün rapor verme yetkisinin işyeri hekimlerine de tanınması, bunun yanında İlçe Sağlık Müdürlükleri tarafından birinci ve ikinci basamak sağlık kurumlarının işyeri hekimleriyle koordineli çalışması sağlanması gerektiği belirtildi.

İşyeri hekimlerinin çalışma mekanlarında da salgından korunma tedbirleri mutlaka alınmalı, dezenfeksiyon uygulaması ve kişisel koruyucular sağlanmalı, diğer tüm sağlık çalışanlarına olduğu gibi işyeri hekimlerine de olası şüpheli durumlarda test yapılmalıdır.

Bizatihi işyeri hekimleri de dahil olmak üzere işyerlerinde saptanan Covid-19 vakalarının iş kazası ve/veya meslek hastalığı olduğu göz önüne alınarak gerekli bildirimler aksatılmaksızın yapılmalıdır.

Pandemi sürecinin sınıfsal boyutu ortada

Raporun sonuç kısmında ise, kentteki işyerlerinin halen açık tutulması eleştirilerek, “Türkiye işçi sınıfının sağlığını göz göre göre tehlikeye atmakta; ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ söyleminin tersine pandemi sürecinin sınıfsal boyutunu açık olarak ortaya koymaktadır. Oysa, neoliberal dogmaların aksine temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üretilenler dışındaki bütün işler durdurulabilir, işten çıkarmalar yasaklanabilir ve herkesin geçimi güvence altına alınabilir. Bunun önündeki tek engel kapitalistlerin kâr hırsıdır” denildi.

More in Türkiye

You may also like

Comments

Comments are closed.