Sophie’nin seçimi 2014! – Ümit Kıvanç

“İslâm Devleti”nin, kimini ensesinden vurarak, kiminin kafasını keserek, başta Şiiler, yaşamasını uygun görmediği herkesi katlederek, Ezidîleri bir tarafa, Hıristiyanları bir tarafa sürerek hızla ilerleyişi nihayet yavaşlatılabildi. Dengenin geçiciliğinin herkes farkında. Bu arada, ilerleyiş durdurulmuş olsa bile, İD’in şu ana kadar ele geçirdiği toprak, hakimiyeti altına aldığı nüfus, denetlediği-kazanç sağladığı ekonomi, onun eline bırakılamayacak kadar fazla, değerli. İlaveten, İD bu şekilde varlığını sürdürebilir ve yerine yerleşebilirse, oradan dünyanın her yerine “cihatçı” ihraç edeceği de yüzde yüz.

Batı’nın büyük güçleri, İD’in varlığına son vermeye kararlı görünüyorlar. Onları bu meydanda dövüşe bizzat İD çağırdı, önce Kürt bölgesine saldırarak ve Ezidîleri katletmeye başlayıp, bütün dünyaya, “soykırım da yaparım, dokunamazsınız” mesajı vererek, sonra Amerikalı gazetecilerin başlarını keserek, İngiliz yardım gönüllüsünü de idam edeceğini duyurarak.

ABD ve doğal müttefiki Britanya salı günü Galler’de başlayacak NATO zirvesini Irak Operasyonu 3.0’a çevirmeye karar vermişler. Yani artık ortada bir tereddüt yok. Zirvede, ABD ile Britanya’nın girişimine Ortadoğu’dan hangi “kilit ülkeler”in katılımıyla yeni koalisyonun oluşturulabileceği görüşülecek. Zirveye giderken Obama’nın söyledikleri ise, çok acele edilmeyeceğini gösteriyor. Yerel güçlerle, aşiretlerle ilişkileri, ittifakları olgunlaştırmaktan vs. sözetti ABD başkanı.

Ayrıntıları merak edenler, The Guardian‘da Patrick Wintour’un haberine göz atabilirler. Ama çoğumuz sanırım, herhangi bir ayrıntıyı merak etmek ve hakiki problemlerle uğraşmak yerine, gözün gördüğünü dille örtmeye çabaladığı, içinden geçeni dışavuramadığı o zorlu seçim karşısında ter dökmekle meşgul olacak: İD hakimiyeti mi ABD müdahalesi mi?

Bu yazı ilk olarak riyatabirleri.blogspot.com.tr/ de yayınlanmıştır

Ümit Kıvanç

 

 

Ümit Kıvanç

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR