KadınManşet

[8 Mart] Feminist Gece Yürüyüşü’nde kadınlar dağılırken gazlı müdahale ve gözaltı

0

Fotoğraflar ve videolar: Cansu ACAR/Dilan Ela PAMUK

*

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle her yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Taksim‘de yapılması planlanan Feminist Gece Yürüyüşü, Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasına rağmen, kadınlar bir araya geldi.

Taksim Meydanı ve çevresi yoğun abluka altına alındığı için Cihangir Caddesi’nde toplanan kadınların çevresi,  çok sayıda polis ve gözaltı aracıyla sarıldı.  Akşam saatlerinde caddede toplanan kadınlar, hazırlıklarını tamamladıktan sonra cadde boyunca pankartları ve sloganlarıyla yürüdü.

Her yaştan ve görüşten kadınlar, LGBTİ+ların attıkları sloganlar arasında şunlar vardı:  “Sokakları da meydanları da terk etmiyoruz”, “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa”, “Tayyip kaç kaç kadınlar geliyor”, “Jin, jiyan, azadi” (Kadın, yaşam, özgürlük), “Yaşasın kadın dayanışması”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Katil devlet hesap verecek” ve “Hükümet istifa”…

Eylemin başlamasıyla birlikte önce Kürtçe sonra Türkçe açıklama yapıldı:

FEMİNİST İSYANDAYIZ: “Hayatlarımız değil, patriyarka yıkılsın diye feminist isyandayız. Sokakları ve geceleri feminist isyanla, coşkuyla ve dayanışmayla doldurduğumuz Feminist Gece Yürüyüşü’nün 21’incisi için buradayız, sokaklardayız. Yirmi yıl boyunca çok şey gördük; savaş, işgal, yoksulluk, ırkçılık, artan emek sömürüsü, LGBTİ+ düşmanlığı, yönetilemeyen pandemi, ekonomik kriz ve giderek güçlenen patriyarka. Şimdi ise 6 Şubat’ta yaşanan deprem sonrasında on binlerce kişinin hayatını kaybettiği, yaralandığı, evsiz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Patriyarkal kapitalizmin yol açtığı yıkım, bizlere doğal afet diye açıklanmaya çalışılıyor. Doğayı, kentleri rant uğruna mahvedenler, afete müdahale biçimleriyle de insan hayatına zerre önem vermediklerini gösteriyor. Deprem bölgesinde dayanışma kurmak için seferber olan insanları polisle tehdit edip baskı uygulayarak dayanışmayı kriminalize etmeye ve insanları birbirine düşman hale getirmeye çalışıyor.

ÖFKELİYİZ: Biz kadınlar; insan hayatının hiçe sayılmasını, devletin krizleri yönetme, sorumluluğunu yerine getirme konusundaki acizliğini ve bunun sonuçlarını çok iyi biliyoruz. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni iptal ederek milyonlarca kadının hayatını tehlikeye atmasından, 6284’e karşı saldırıların önünü açmasından, erkek şiddetini teşvik etmesinden tanıyoruz. Erkek şiddetine maruz kaldığı için şikâyete giden kadınları karakollardan evlere geri göndermesinden; mahkemelerde tecavüzcü ve katil erkekleri, erkeklik indirimleriyle affetmesinden; hayatına sahip çıkan kadınlara ağır cezalar vermesinden; nafaka hakkına saldırmasından; kürtajı engellemeye çalışmasından; kamu kreşlerini kapatıp çocuk bakımını özel sektöre ve yoksulları da cemaat ve tarikat kreşlerine mecbur bırakmasından; ev içindeki tüm iş yükünü kadınların sırtına yüklerken kadınları sermayeye ucuz iş gücü haline getirmesinden tanıyoruz.

ÜZGÜNÜZ: Kadınları aileye hapseden, aile dışında var olmalarını kabul etmeyen politikalarından, LGBTİ+’ları hedefe koymasından, çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmaya çalışmasından tanıyoruz. Diyanete sonsuz bütçe verip kreşleri kapatırken dini kurumlarda eğitimi teşvik edenler, bugün refakatsiz çocukları tarikatlara, dini kurumlara vermekte beis görmüyor. Bu iktidarı, bu erkek-devleti her yıl 8 Mart’larda yüzlerce polisiyle, TOMA’sıyla, barikatıyla bizi, isyanımızı engellemeye çalışmasından biliyoruz. Yaşadığımız afetin sonuçlarının, kadınlar için katmanlı olduğunu biliyoruz; hayatı sürdürme, yeniden kurma yükünün, afet durumunda da kadınların üzerinde olduğunu, temel ihtiyaçlarının nasıl ikincilleştiğini görüyoruz ve depremin üzerinden daha 1 ay geçmişken kadınların hayatlarının daraldığına tanıklık ediyoruz. Tüm bu yaşananlar, bizlere bir kez daha feminist mücadelenin ve dayanışmamızın; şiddetin, adaletsizliğin ve eşitsizliğin olmadığı bir dünya kurmanın tek yolu olduğunu gösterdi. Başka bir dünya kurma talebimizin haklılığını bir kez daha gösterdi.

HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ: Her yıl olduğu gibi burada el ele, yan yana bir aradayız; erkek devlete, homofobiye, transfobiye, ırkçılığa, emek sömürüsüne, patriyarkal kapitalizmin yıkımına karşı buradayız. Sırtımızı ranta değil birbirimize yaslayarak, erkek egemen sistemin yarattığı her türlü şiddete karşı birlikte isyan ederek, dayanışarak, direnerek ve yaşamlarımızı adaletten, eşitlikten yana kurmak için buradayız. Mücadelemizden, hayatlarımızdan, birbirimizden, feminist bir dünya kurma tahayyülümüzden vazgeçmiyoruz.

Öfkeliyiz, yastayız, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz.”

Bir süre daha caddede yürüyüş yapan kadınlar, saat 22.00 gibi dağılmaya  başladığı sırada, güzergaha ek polis takviyesi yapıldığı ve iki aşamalı kurulan bariyerde polislerin eylemcileri ablukaya aldığı görüldü.

Kadınların yürüyüş yapacağı güzergaha ek polis takviyesi yapıldı. Cihangir Caddesi’nde iki aşamalı bariyer kuran polisler kadınları ablukaya aldı. Polis dar bir koridor oluşturarak göstericilerin kalabalık bir şekilde yürümesini engellemeye çalışırken, kadınlar ise “isyan” sloganları attı.

Eylemci kadınlar polisten barikatı açmasını isterken, polisler de gazetecileri ablukanın dışına çıkardı. Ardından Cihangir’e çıkmak isteyen kadınlara biber gazlı müdahale başladı. Polis otobüsleriyle sıkıştırılan kadınlar arasında çok sayıda kişi gözaltına alındı.

More in Kadın

You may also like

Comments

Comments are closed.