Aralarında Doğa Derneği, HAYTAP, WWF Türkiye gibi STK’lerin de bulunduğu 51 STK, çiftçilerin Tuz Gölü’ne giden su kanallarına bent çekip su akışını kesmesi üzerine yaşanan flamingo ölümlerine ilişkin ortak bir basın açıklaması yayımladı.
Açıklamada yanlış su, tarım politikaları ve uygulamalarının 3 bin ile 5 bin arasında yavru flamingonun yaşamını yitirmesine neden olduğu ifade edildi.
Yapılan ortak basın açıklamasında, Konya Kapalı Havzası’ndaki kuyu sayısının 140 bine ulaştığı, bunlardan sadece dörtte birinin belgeli olduğu ifade edildi:
DSİ’nin 2008 yılı verilerine göre Konya Kapalı Havzası’nda 27 bin 140’ı ruhsatlı, 66 bin 808’i kaçak olmak üzere 94 bine yakın yeraltı su kuyusu bulunurken günümüzde kuyu sayısı 140 bine ulaşmış durumda. Bunlardan sadece dörtte biri (yaklaşık 35 bini) belgeli, kalanı ise belgesiz yani kaçak işletiliyor. Bunların ne kadar su tükettikleri, hangi yöntemle sulama yaptıkları ise bilinmiyor.
Bu ay ise yavru flamingo gruplarının büyüdüğü ve beslendiği ve uçamadıkları için terk edemedikleri alanlar kurudu ve bir felaket yaşandı. Sayısı 3 bin ila 5 bin arasında olduğu tahmin edilen yavru flamingo maalesef açlıktan öldü. Ebeveynleri ve gölde yaşayan binlerce su kuşu da alanı terk etti.
Son 70 yılda ülkemizdeki sulak alanların yüzde 60’ından fazlasını geri dönüşü olmayacak şekilde kaybedildi. Geriye kalanlar da yanlış tarım politikaları sonucunda su rejimine yapılan müdahaleler ve kirlilik nedeniyle ciddi zarar görüyor.”
Yanlış tarım politikalarının değişmesi ve küresel iklim krizine de uyum sağlayacak şekilde uygulamaya geçilmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, yetkililere seslenerek su için seferberlik yapma zamanı olduğuna dikkat çekildi:
Konya Kapalı Havzası ülkemizin en az yağış alan bölgelerinden biri. Bölge su ihtiyacının büyük bir kısmını yeraltı sularından karşılıyor. Ancak yeraltı suları da aşırı kullanım nedeniyle hızla azalıyor. DSİ verilerine göre 1980’li yıllarda yeraltı su seviyesindeki düşüş 1 m civarında iken günümüzde yıllık ortalama düşüş 2 metrenin üzerine çıkmış durumda.
Türkiye’nin son kalan sulak alanları korumada önceliğimiz olmalıdır. Aksi halde on binlerce canlısıyla birlikte Tuz Gölü’nü de diğer önemli alanlarımızı da kaybetmemiz kaçınılmaz. 60’lardan bu yana uygulanan yanlış tarım politikalarının değişmesi ve küresel iklim krizine de uyum sağlayacak şekilde uygulamaya geçmesi gerekmektedir.
Su yaşamın en temel gereksinimidir. Kuruyan sulak alanları ilk terk edenler kuşlar oluyor. Maalesef terk edemeyenler bugün yaşandığı gibi ölüyor.
Yetkililere sesleniyoruz. Şimdi, suyumuz için seferberlik zamanı! Ekolojik işlevini yitirmiş sulak alanlarımızı yeniden sağlığına kavuşturacak ekosistem hizmetleri restorasyonu önceliklendirilmeli, insan ve doğanın su ihtiyacını bütünsel bir yaklaşımla ele alacak bir su kanunu hazırlanmalı ve bir an önce hayata geçirilmelidir.”
Açıklamayı imzalayan STK’ler ise şöyle: