Avustralya Ulusal Üniversitesi‘ndeki (ANU) araştırmacılar tarafından yönetilen Küresel Su İzleme Konsorsiyumu‘nca dün yayınlanan ve ilk örneği olarak değerlendirilen bir rapora göre, üst üste üçüncü La Niña yılı Amerika‘daki mevcut kuraklıkları artırırken, Asya ve Okyanusya‘nın bazı bölgelerinde sellere neden oldu.
İklim ve su kaynakları hakkında hızlı ve küresel bilgi sağlama hedefine sahip birkaç kamu, özel araştırma ve geliştirme kuruluşunun ortak girişimi olan Global Water Monitor‘da yayınlanan ‘2022 Özet Raporu‘yla araştırmacılar, 2022’de yaşanan aşırı hava olaylarına ilişkin değerlendirmeler sunarken 2023 için de öngörüler ortaya koydu.
Rapor, küresel ısınmanın gezegen genelinde su döngüsünü değiştirdiğini gözler önüne serdi. Aynı zamanda ani kuraklık gibi olayların gelecek yıllarda daha sık gerçekleşeceği konusunda uyarılarda bulunuldu.
‣Tarihin en yüksek okyanus sıcaklıkları 2022’de kaydedildi
Araştırmanın baş yazarı Profesör Albert Van Dijk, raporun küresel su mevcudiyetinin benzersiz bir görüntüsünü sunduğunu dile getiriyor:
ANU Fenner Çevre ve Toplum Okulu‘ndan Profesör Van Dijk, “Normalde, bu tür verilerin toplanması, harmanlanması, analiz edilmesi ve yorumlanması aylar alır” diyor ve ekliyor:
“Ekibimiz, Dünya yörüngesindeki uydu araçlarını mümkün olan en iyi şekilde kullanarak ve tüm veri analizi ile yorumlama sürecini otomatikleştirerek bu süreyi birkaç güne indirmeyi başardı.”
‣ 2021’de tarihin en yüksek okyanus sıcaklıkları kaydedildi: Art arda altıncı rekor
‣ Okyanus dip sıcaklığı beklenilenden çok daha hızlı artıyor
‣ Aşırı yüzey sıcaklığı okyanusların yeni ‘normal’i
Grup, yağış, hava sıcaklığı ve nem, taban suyu, nehir akışları ve doğal ve yapay göllerdeki su hacmi hakkında güncel bilgiler üretmek için binlerce yer istasyonunda ve uydular tarafından yapılan su ölçümlerini bir araya getirdi.
Küresel olarak 2022’de su döngüsüne Batı Pasifik ile Doğu ve Kuzey Hint Okyanusu‘ndaki nispeten ılık okyanus suları hakimdi. Sonuç olarak yılın başlarında Güney Asya‘da şiddetli bir sıcak dalgası gelişti ve ardından Pakistan‘da büyük sellere neden olan çok yağışlı bir muson dönemi görüldü.
Avrupa ve Çin‘de ise yaşanan aşırı sıcak dalgaları, birkaç ay içinde kendini gösteren düşük nehir akışlarına, tarımsal zarara ve orman yangınlarına neden olan “ani kuraklıklara” yol açtı.
En kurak koşullar Arjantin, Peru, Tunus ve Somali’de kaydedildi
Rapora göre; bazı ülkelerdeki kuru ve sıcak koşullara rağmen, yıllık ortalama taban suyu içeriği hiçbir ülkede alışılmadık derecede düşük değildi.
En kurak koşullar Arjantin, Peru, Tunus ve Somali‘de yaşandı.
Buna göre Türkiye’nin de içerisinde olduğu 33 ülkede olağandışı ıslak toprak koşulları meydana geldi: Afrika‘da on ülke, güney ve güneydoğu Asya‘da sekiz ülke (Hindistan, Bangladeş, Tayland, Vietnam ve Endonezya dahil), altı Karayip ülkesi, Türkiye ve başka yerlerde bulunan altı küçük ülke ve bölge.
Daha fazla su ihtiyacı alarmı
Rapor 2022’de karadaki hava sıcaklığının uzun vadeli ısınma eğilimini izlediğini, hava neminin ise azaldığını gösteriyor.
Profesör Van Dijk, “Bu, doğanın, ekinlerin ve insanların sağlıklı kalmak için daha fazla suya ihtiyaç duyacağı anlamına geliyor, bu da sorunu daha da artırıyor” diyor ve şunları aktarıyor:
“Bu sıcak dalgalarını ve ani kuraklıkları giderek daha fazla göreceğimiz güvenli bir tahmin. Küresel ısınmanın buzullar ve soğuk bölgelerdeki su döngüsü üzerindeki etkisine dair kanıtlar da görüyoruz ve aslında eriyen buzulların Pakistan’daki sellerde payı oldu. Buzullar yok olana kadar bu devam edecek.”
2022’de en dikkat çeken olaylardan biri, arka arkaya üçüncü La Niña yılının yaşanıyor olmasıydı. Bu, Avustralya‘da sellere neden oldu, ancak aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri‘nin batısında ve Güney Amerika’nın bazı bölgelerinde kuraklık koşullarını derinleştirdi.
Profesör Van Dijk, “Jüri, bu üç La Niña yılının istatistiksel olarak bir şans eseri mi yoksa daha uğursuz bir şeyin ilk işaretleri mi olduğu konusunda hâlâ kararsız” diyor.
Van Dijk, La Niña veya El Niño’nun daha uzun süre kalması durumunda daha da kötü ve uzun süren kuraklıklara neden olacağına ve bunu takiben de daha şiddetli sellerle birlikte daha fazla soruna sebep olacağına dikkat çekiyor.
2023 için ise raporda, Kuzey ve Güney Amerika, Orta Asya, Çin ve Afrika Boynuzu‘nun bazı bölgelerinde daha fazla yoğunlaşan veya yeni gelişen kuraklık potansiyeline işaret eden, nispeten kurak koşullarla geçecek bir yıl öngörüsü sunuluyor.
Ek olarak, La Niña koşulları yavaş yavaş etkisini yitiriyor, bu nedenle bu bölgelerin bazılarında su mevcudiyetinin yakında daha normal seviyelere dönebileceği umut ediliyor.