2011 ‘Yeni Anayasa Yılı’ olacak…

Ortalıkta yüzlerce Anayasa taslağı, yüzlerce demokratik özerklik projesi dolaşıyor olacak. Başbakan, “Kuzu Anayasası”nı Meclis’de Kılıçdaroğlu’na sallayarak, “İşte, ileri demokrasi Anayasası!” diye, efelenecek. Kılıçdaroğlu da, elindeki taslağı havaya kaldırıp, “Recep Bey, Recep Bey, bir dakika, bizimki de, “Batum Anayasası”, diye çıkışacak.

Geçip giden yılın döllediği Yeni Yıl, bize ne getirir, ne götürür’ün cevabı az çok belli.  Babasına bak, oğlunun ne olacağını anla! Her ne kadar ‘yeni yıl’ı güzel bir kadınla simgelemek adet olmuşsa da, ben “anasına bak kızını al,” demiyorum. Çünkü, bu adet de, masum gibi görünen bu  ata sözü de cinsiyetçi; dile sinmiş bir ayrımcılığa, kadını alınır satılır mal sayan zihniyete gönderme yapıyor. Geçen yıla damgasını vuran tüm mazarratın erkeklerin eseri olduğu ve geçen yıla damgasına vuran olaylardan birinin de artan kadın cinayetleri olduğunu hatırda tutarak yeni yılı düşünelim.

Demek ki, yeni yılda da, dünyayı yine erkekler yönetiyor olacak. Her gün kutsal aile çatısı altında, sokaklarda, her yerde devletin, yasaların, erkek egemen kültürün koruyuculuğunda, milyonlarca kadın şiddet görmeye, tecavüze uğramaya devam edecek; bunlardan bir kısmı erkek eliyle hayatını kaybedecek.

Tabii erkek egemenliğine karşı kadınların özgürlük, eşitlik mücadelesi, kısaca kadın kurtuluş hareketi güçlenerek devam edecek. Kadınlar mevzi kazanmayı sürdürecekler. Daha çok sayıda kadın yönetime katılacak, eğitimde, her alanda fırsat eşitliği yolunda kazanımlar elde edecekler. Çünkü artık kadınlar ‘toplumsal cinsiyet’ koşullanmalarını, tabiri caizse, ‘yapı sökümüne’ uğratıyorlar. Maden arama hariç her alanda yer alıyorlar. Örneğin, Adana’da 100 küsur kadın, körüklü şehir içi otobüsünü kullanıyor ve 2011’de sayıları artacak. Hedefleri, Adana Belediyesinde istihdam edilen tüm otobüs şoförlerinin (1000 küsur) yarsını oluşturmak.

Yeşiller Partisi’nde neler olacak…

Yeşiller Partisi’nin erkekleri, sıkı durun; 2011’de Yeşil kadınlar, kadın kotasını formel olmaktan çıkarmak için örgütleniyorlar. Kadınları artık yönetimde, Yeşil Gazete’de, her türlü çalışmada önde göreceksiniz. Bundan sonra dilinize, davranışınıza dikkat edin! Hatta kendi aranızda bilinç yükseltme gurupları oluşturup hücrelerinize sinmiş olan toplumsal cinsiyet koşullanmalarınızı farkına varmaya, değiştirmeye çalışın. Bundan böyle Partili erkekler kendilerini, ‘hem yeşil hem feminist’ olarak tanımlayabilmeli. İşiniz kolay değil!

20011 Yeni Anayasa Yılı olacak. Bunu Şanar Yurdatapan önermiş, ben de ona katılıyorum. Sivil toplum örgütleri, Türkiye’nin her yerinde harıl harıl toplantılar düzenliyorlar. Yeşiller Partisi de Anayasa çalışmalarını yoğunlaştıracak. Siyasi Partiler yasası, seçim yasası değişecek. Anayasa çalışmalarının en önemli konularından birini de, ‘Yerel Yönetim Reformu’ tartışmaları oluşturacak.

Ancak, bu tartışmalar sırasında elbette bize özgü yol ve yöntemler kullanılacağından, alışa geldiğimiz bazı sahnelerin sergileneceğini öngörebiliriz.  Ciddiyeti bırakıp nelere tanık olabileceğimizi hayal etmeye çalışalım.

Ortalıkta yüzlerce Anayasa taslağı, yüzlerce demokratik özerklik projesi dolaşıyor olacak. Başbakan, “Kuzu Anayasası”nı Meclis’de Kılıçdaroğlu’na sallayarak, “İşte, ileri demokrasi Anayasası!” diye,  efelenecek. Kılıçdaroğlu da, elindeki taslağı havaya kaldırıp, “Recep Bey, Recep Bey, bir dakika, bizimki de,  “Batum Anayasası”, diye çıkışacak. Derken, diğer partiler de kendi anayasalarını sallamaya, benimki seninkini döver diyerek birbirlerine fırlatmaya başlayacaklar. Bu önemli tartışmalar sırasında yumruklaşan Milletvekili manzaraları kayıtlara geçecek. Böylece, “Anayasa Yılı” olarak başlayan 2011,  “Anayasa Savaşları Yılı”  olarak sona erecek.

Demokratik Özerklik, Anayasa tartışmaları solu bir kez daha ayrıştıracak; sol unufak halde havada uçuşmaya, göz gözü görmez, kimse kimseyi  duymaz hale gelecek. Yumurtalı, tuvalet kağıtlı susturma yöntemleri pahalıya mal olduğundan yeni ucuz, yaratıcı  yöntemler aranmaya başlanacak.

Yine de, üç beş vakte kadar, Türkiye ilk kez kendi anayasasını yapmış bir toplum olmanın gururunu yaşayacak. Derken efendim, böyle böyle Kürt sorunu da çözüm yoluna girmiş olacak.

Yeşiller Partisi, 2011’de atağa kalkıp  on iki il, 33 ilçe, 65 beldede örgütlenmiş olacak. AB Yeşiller grubunun asıl üyesi olacak.  Bir dahaki seçime girmeyi garantileyecek. Türkiye’de umut haline gelecek.  Amin!

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Üçüncü 20 yıla girerken

Geride bıraktığımız 2010 yılının kaydedilmiş en sıcak yıl olacağı hemen hemen kesinleşti. Aralık ayında Kuzey Avrupa'da yaşanan soğukların ortalama sıcaklığa etkisi medyada bulduğu yer kadar çok olmuyor. Üzerinde güneş batmayan Britanya imparatorluğunun şiddetli kar yağışlarında felç olan havaalanlarıyla ünlü küçük adasının yeryüzünün sadece on binde 5'ini kapladığını duymak büyük İngiliz ulusunun hoşuna gitmeyebilir. Ama gerçek bu.

Enseyi Karartmayın

En sonda söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim. 2011 yılı eskisinden daha iyi bir yıl olacak. Neden mi; işte yanıtlar. Bu coğrafyada ve dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak. Hayır devrim falan olmayacak. Beklentilerin aksine hükümet falan da değişmeyecek, oy oranını koruyarak hatta belki de arttırarak iktidarda kalmaya devam edecek.

Felaket tellalı

Gelecek bilinebilir mi? ... Dinle okuyucu bu yazıda hakikati bulacaksın. ... Çünkü tek umut bu.

İçinden seçim geçen sene: 2011

2010 yılı bitiyor, az kaldı. Yeni yıl geliyor. Herkes hem geçmişte kalacak olan seneyi kapatmaya, hem de gelecek seneyi düşünmeye çalışıyor. Bu yazı da onun bir çabası aslında.

2011 sonuna dair kehânetler, bir de üniversite perspektifinden

2011 Kasımı’nda yine bir sınıfım var önümde, iyisinden bir vakıf üniversitesindeyim... Sınav sonrası itirazlarla karşı karşıyayım, bermutad. “Hocam, siz gerçekten de bu evrim teorisine inanıyor musunuz yani şimdi?

EN ÇOK OKUNANLAR