
Yürüyüşün ardından Kazdağları Ekoloji Platformu adına basın açıklaması yapan Füsun Kayra Kazdağları’nın yüzde 79’unun ruhsatlandırılmış olduğunu ve yüzde 41’inin aktif ruhsatlı alan olduğuna dikkat çekti:
“Kazdağları 1600’den fazla ruhsat ile 90 civarında yerli ve yabancı şirketin talanına açık hale getiriliyor. Uşak Kışladağ, Kütahya, Bergama, Giresun, Ayvalık, Artvin Murgul ve Erzincan İliç’te yaşanan kazalarda vahşi madenciliğin neden olduğu doğa ve insan kıyımları yaşanmışken Kazdağları’nda böylesi felaketlere geçit vermeyeceğiz.”
Kayra, bölgede devam eden madencilik faaliyetlerinin tarım ve hayvancılığı tehdit ettiğini kaydetti; “Bölgemizin ve ülkenin gıda güvenliği için büyük öneme sahip olan ve yıllar boyu gelir ve istihdam sağlayan tarım ve hayvancılığı bitirecek olan, en fazla 8-10 senelik geçici istihdam yaratan kirli, vahşi madencilikte ısrar etmenin, yoksulu daha da yoksul, varsılı daha da varsıl yapan ve riski halka yıkan bu politikaların kimlere, hangi sisteme ve sermayeye hizmet ettiğinin farkındayız” dedi.
‘Her ağacı tek tek savunmak zorundayız’
Vahşi madenciliğin geri dönüşsüz bir doğa yıkımı olduğunu belirten Kayra, şunları söyledi:
“Teck Cominco, Pilot Gold, Fronteer, Alamos, SSR Mining, Eldorado Gold, Liberty Gold, Stratex, Centerra gibi çokuluslu şirketler ile Cengiz Holding, Nurol Holding, Eczacıbaşı, Koç Holding, Zorlu, Tüprag, Ciner Grup, Koza, Bahar Madencilik, CVK gibi yerli şirketler, siyasi iktidar ile işbirliği yaparak, Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve benzeri diğer banka ve finans kuruluşları tarafından kredilendirilerek ülkemizin dağlarında, ovalarında, ormanlarında hak sahibi oluyorlar. Bugün Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Madencilik‘in Bayramiç ve Çan sınırları içinde kalan Halilağa Bakır Madeni projesinde 1 milyona yakın ağacın üzerlerine çarpı işareti atılarak işaretlendiği, gövdelerinde çentiklenmek suretiyle izler bırakıldığı bir ormanlık alanda, korku ve endişe ile her an kesilmeyi bekleyen o ağaçlara sarılmaya mecburuz. Lapseki’de Nurol Holding’e ait TÜMAD’ın yok etmeyi hedeflediği her ağacı tek tek savunmaya mecburuz.”
Bölge halkının evlerini, geçim kaynaklarını, sularını, topraklarını kaybetme kaygısına dikkat çeken Kayra, “Çanakkale halkının daha önce de sahip çıktığı Kazdağları’na yeniden sahip çıkacağını, köylerimizin, köylülerimizin yanında duracağını, bu doğa katliamının karşısında duracağını biliyoruz. Ülkemizin her yerini kuşatan vahşi madenciliğe karşı Çanakkale’den, Kazdağları’ndan sesimizi yükseltiyoruz, bu ses ülkenin dört bir yanından duyulsun, çoğalsın ve yankılansın istiyoruz” diye konuştu.
‘Halkın sesini, doğanın çığlığını duymayan bir iktidar var’
Mitingde bir konuşma yapan Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği adına Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek de halkın sesini duymayan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Bu tek adam sisteminde yargı bağımsız ve tarafsız değil. Meclis maalesef güçlü değil. Basın özgür değil. Onun için dayanmamız gereken bir tek şey kalıyor. Halkın gücü. Onun için sizler çok önemlisiniz, iyi varsınız” dedi.
Kamuoyu baskısı olmadan sonuç almanın mümkün olmadığını belirten Erkek, Alamos Gold’a karşı verilen mücadeleyi hatırlattı.
Mitingde Çanakkale’nin köylerinden kadınlar da konuştu. Yanıklar Köyü’nden bir kadın çiftçilik, hayvancılık yaptıklarını, sularının kirletilmesini istemediklerini vurgulayarak, “Biz Cengiz Holding’i istemiyoruz, para istemiyoruz, altın hiç istemiyoruz. Ağaçlarımıza dokunulmasın, ağaçlar olmazsa sular olmaz. Dağlarımızın suları kaçtı. Tankerle su getiriyoruz hayranlarımıza da kendimize de. Cengiz defolsun, suyumuza, toprağımıza dokunmasın” dedi.
Açıklamanın ardından miting alanında, Grup Dost Yürek ve Ağaçlara Şarkı Söyleyen Kadınlar destek konseri verdi.
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Marmara Şubesi de yaptığı basın açıklamasıyla vahşi madenciliği durdurma çağrısı yaptı. Açıklamada, “2004 yılında Maden Kanunu’nda yapılan değişikliklerle madencilik faaliyetleri Anadolu ve Trakya’daki hemen her köyde onarılamaz tahribatlar oluşturmuştur. 2023 yılı sonuna kadar ormanlara verilen madencilik izinleri 214 bin hektarı aşmıştır. Bunun 170 bin hektarı 2003 ve sonrasındadır. Sadece 2012-2023 döneminde 111 bin hektar orman alanı madencilik faaliyetiyle ormansızlaştırılmıştır” denildi.