ManşetYeşillerden

Yeşiller Partisi: “Siyanürlü madencilik öldürüyor”

0

Yeşiller Partisi, Kütahya’da bir felaketin eşiğine gelen Gümüşköy madenindeki durumla ilgili bir açıklama yaptı. Bütün siyanürlü madenlerin tamamen kapatılması çağrısı yapılan açıklamada olayın geçen yıl Macaristan’da yaşanan kızıl çamur felaketinden daha büyük hale gelebileceği uyarısı yapıldı. Yeşiller Partisi üyesi Abdullah anar imzasıyla yapılan açıklama şöyle:

“Bergama köylüleri yıllarca ve ısrarla söylediler, anlattılar, öğrettiler. İnat ettik anlamadık. Şimdi bir felaketin eşiğindeyiz, Bergama köylülerinin haklılığını görüyor, ancak sevinemiyoruz.

Kütahya Gümüşköy yakınında Eti Gümüşköy AŞ’ye ait maden işletmesinde atık depolama barajı 7 Mayıs 2011’de kısmen yıkıldı. Asıl baraj beklenmeyen yağışlar nedeni ile taştı ve siyanürlü sıvı taşkın seddesine geçti.

25 milyon ton olduğu söylenen atık son seddeyi zorluyor. Bir felakete ramak kaldı. Artık kalkınma adına doğayı talan edenlere dur demek gerekiyor. Siyanürle yapılan madenciliğim, tıpkı nükleer enerji gibi geri dönüşü olmayan felaketlere neden olduğunu anlamamız gerekiyor.

Siyanürle yapılan madencilik, ister Bergama, Kışladağ veya Efemçukuru’ndaki gibi altın madeni, ister Kütahya’daki gibi gümüş madeni olsun, doğaya ve çevre sağlığına karşı büyük tehdit oluşturur. Bunun nedeni hem madeni işlemekte kullanılan siyanürün bilinen en zehirli madde olması, hem de siyanürle yapılan ayrıştırma işleminde cevherde bulunan ağır metallerin de serbest kalmasıdır. Arsenik, kadmiyum, cıva gibi bu ağır metaller çevrede uzun süre kalır, insan sağlığını ve doğayı tehdit ederler.

Bilinen en büyük zehir olan siyanürün küçük miktarları bile öldürücüdür. Yetişkin bir insanı öldürmek için 0,1 gr siyanür yeter. Ancak siyanür içme suyuyla, bulaştığı yiyeceklerle ve solunum yoluyla alınması öldürücü doza ulaşmadığı zaman da uzun vadede sağlığı olumsuz etkiler.

Ağır metallerin sağlığa etkileri daha da fazladır. Arsenik, kadmiyum ve cıva kansere neden olur. Kurşun, krom gibi atık havuzunda bulunan diğer ağır metallerle birlikte bütün bu zehirli çamur hem doğayı yok edecektir, hem de çevrede yaşayan insanların kanser ve diğer ağır hastalıklara yakalanmalarına neden olacaktır.

Altın ve gümüş madenlerinde siyanür ve atık sularında bulunan diğer zehirli maddeler uzun yıllar boyunca havuzlarda doğal bırakılırlar ve sürekli bir tehdit olmayı sürdürürler.

Olanların 1998’de Romanya’da meydana gelen Baia Mare kazası, ya da geçen yıl Macaristan’da meydana gelen Ajka atık barajı felaketinden bir farkı yok. Eğer atık barajındaki son duvar da çökerse daha kötü bir durum ortaya çıkabilir, atık barajından çevreye yayılan çamur çevre köyleri, ovaları ve Sakarya nehri yoluyla Karadeniz’e kadar her yeri zehirleyebilir.

Ülkemizde bu işletmeler en verimli topraklarda her türlü kanuni engellere ve mahkeme kararlarına rağmen faaliyetlerini sürdürmüş ve artık kanunun değil doğanın sözü ele aldığı aşamada kalkınma adına bir felaketin daha eşiğine gelinmiştir.

Bu işletmelerden kazanılmış olan paraların bile karşılayamayacağı bir felaketin önlenmesi için işletmenin geçici olarak durdurulması yetmez, derhal ve tamamen kapatılması gerekir. Bu işletmeden alınan dersler ile Bergama, Eşme ve diğer yerlerdeki altın madenleri de kapatılmalıdır.

Çok geç olmadan ve keşke demeden ve oy kaygısı gütmeden, insanlık için ve bu ülke için, ne şimdi ne de sonra siyanürlü işletme istemiyoruz.”

Yeşiller Partisi Basın Bürosu

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.