Yeşeriyorum

Yargıya Açık Mektup

0

Yargı Aktörleri;

Medyanın “taş atan çocuklar” dediği ve sizin kararlarınızda “terörist çocuklar” olarak tanımladığınız çocuklarımızın binlercesi verdiğiniz kararlarla cezaevlerinde imha ediliyor ve binlercesi de imha edilme sırasını bekliyorlar. Ey yargı aktörleri; “terörist çocuk” olur mu? Demokratik Hukuk Devletlerinde yargı çocuklara terörist muamelesi yapabilir mi ya da çocukları terörist eylemlerden cezalandırabilir mi?

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni Türkiye 2 Ekim 1995’te uygulamaya başlamıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1.maddesine göre; daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır. 3.maddeye göre; kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşünce olmalıdır. 13.maddeye göre çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir; bu hak, ülke sınırlarına bağlı olmaksızın; yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir. 30.maddeye göre; soya, dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerli halkların var olduğu devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz. 37.maddeye göre; hiçbir çocuk yasadışı ya da keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılamaz. Bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olmalı ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulmalıdır. Özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılmalıdır. Özgürlüğünden yoksun olan her çocuk, kendi yüksek yararı aksini gerektirmedikçe, özellikle yetişkinlerden ayrı tutulmalıdır.

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 7.maddesine göre; bir çocuğu ilgilendiren davalarda, adli merci gereksiz gecikmeyi engellemek için çabuk hareket etmeli ve kararlarının süratle uygulanmasını garanti edecek düzenlemeler sağlanmış olmalıdır. Anayasanın 90.maddesine göre; usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

Ulusal hukukumuzun üstünde yer alan uluslararası sözleşmelere göre; 18 yaşından küçük insanların suçları ne olursa olsun çocuğun yüksek yararı ve saygınlığı odağında yargılamaları çocuklara özgü mahkemelerde yapılması gerekirken; 18 yaşından küçüklere terörist suçlamaların yöneltilmesi, cezalandırımaları ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 9.maddesine göre ağır ceza ve özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaları ve yargılamaların tutuklu olarak sürdürülmesi Anayasanın 90.maddesinin açık ve net ihlalidir. Ülkemizin tarafı olduğu evrensel sözleşmelerin ortaya koyduğu temel ilkere göre, 18 yaşından küçüklerin Dünya’da henüz bir ortak tanımı bulunmayan etnik, dini, ideolojik, siyasi veya felsefi referanslı terör örgüt üyeliği ya da terör örgütü adına veya lehine suç işleme gibi olayların ve “Devletin Anayasal Düzenini yok etmek, TBMM’ni ortadan kaldırmak, Cumhuriyetin niteliklerini veya siyasi düzeni değiştirmek” gibi suçların politik muhtevası, amacı ve sonuçları konusunda fikirlerinin olması ve bu fikirlerini oluşturacak soyutlama yetilerinin ve bilişsel yeterliliklerinin bulunmadığı kabul edilmiştir. Ey yargı aktörleri 18 yaşından küçükleri Terörle Mücadele Kanunu’na tabi tutmanız evrensel sözleşmelere aykrı olduğu gibi, ulusal hukuk sisteminize de aykırıdır. Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşından küçükler çocuk sayılır ve suç işlemeleri halinde yargılamaları çocuk veya çocuk ağır ceza mahkemelerinde yapılır. Yine ulusal kanunlara göre; 18 yaşından küçüklerin seçme hakları bulunmamaktadır. 18 yaşından küçükler herhangi bir sözleşmenin tarafı olamazlar. Ey yargıçlar; o halde aynı hukuk sisteminde seçme ve sözleşme yapma hakkı dahi tanımadığınız 18 yaşından küçüklerin terör, terörizm, terörist gibi kavramların ayırdında olduklarını varsaymanız iki farklı hukuk sisteminin doğması değil midir?

Yargı aktörleri, sayıları 4 bine varan TMK Mağduru Çocuklar’ın yarısının dosyalarında somut delil bulunmadığı halde, nasıl iddianameler hazırlanmış, davalar açılmış, duruşmalar yapılmış, cezalar verilmiş ve Yargıtay bu cezaları onamıştır? Avukatların Anayasa’ya aykırılık dilekçeleri neden Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmemiş, işleme bile konulmamıştır?

Yargı aktörleri inandığınız hukuk sistemini ve adına kararlar verdiğiniz toplumu ikiye bölmekten vazgeçin…Terörle Mücadele Kanunu ile bu toprakların bir kısım çocuklarını ideolojiyi adalete önceleyen bir zihniyetle çifte istisnaya tabi tutmaya ve onları hukuksuz bırakmaya son veriniz… Aksi taktirde sadece hukuktan istisna ettiğiniz çocuklar imha edimeyecek ,”Devletin Ve Milletin Bölünmez Bütünlüğü” adına bu yaptıklarınız en çok da savunduklarınızın zedelenmesine yol açacağı gibi yargı olarak kendi kendinizin inkarı da kaçınılmaz olacaktır….

Mehmet Atak

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.