Kanal İstanbulEkolojiManşet

‘İtirazlarımız dilekçeyle son bulmayacak’

0

Ya Kanal Ya İstanbul oluşumu Kanal İstanbul ÇED raporlaruna itirazların son gününde Beşiktaş Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önünde bir araya geldi.  Yağmurlu ve soğuk havaya rağmen Beşiktaş’ta basın açıklaması gerçekleştiren eylemciler Kanal İstanbul projesini durdurmak için harekete geçtiklerini ve sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.

Türkay: İtirazlarımız dilekçe ile kalmayacak

Eylemin başlangıcında konuşma yapan Koray Türkay “İstanbul’un yaşamını doğrudan etkileyecek bu yıkım projesine itirazlarımız dilekçeler ile kalmayacak” dedi. 100’den fazla kurumun katılım gösterdiği oluşum içerisinde kent ve ekoloji hareketleri, demokratik kitle örgütleri, mahalle dernekleri, siyasi partiler, meslek odaları ve sendikaların yer aldığını belirten Türkay, mücadeleyi birlikte olmanın verdiği güç ile devam ettireceklerini söyledi.

Basın açıklamasını Ya Kanal Ya İstanbul adına Ayşe Yıkıcı okudu. Yıkıcı açıklamasına, “Kuzey Marmara Otoyolu, 3. Havalimanı, 3. Köprü ile başta İstanbul’un suyu ve nefesi olan Kuzey Ormanları’nda onarılmaz yıkımlara neden olanlar, bu sefer de İstanbul’un ve bölgenin binlerce yıllık belleğini, doğal hayatını, insanların, hayvanların yaşamını halk ‘istese de istemese de’ değiştireceğini ilan etti” sözleriyle başladı.

‘İstanbul’dan bir ucube yaratmak istiyorlar’

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Çevre Düzeni Planı’nda yapılan değişiklikle 36 bin 453 hektarlık su havzası,tarım alanı ve ormanlık alanın imara açıldığını söyleyen Yıkıcı, “Bu plan değişikliği sürecin hızlanmasına yönelik olup Çevre Etki Değerlendirme süreci bitmeden Kanal İstanbul’un 1/100.000 ölçekli plana işlenerek askıya çıkartılması, yangından mal kaçırırcasına bölgenin ranta açılması olup hukukun çiğnenmesidir ve kamuya karşı suçtur” ifadelerini kullandı.

“Onlar güzel İstanbul’u ve içinde bulunduğu bölgeyi doğası dışına çıkararak bir ucube yaratmak istiyorlar. Soru şu? Buna razı gelecek miyiz? İstanbul’u rant canavarlarına emanet edecek miyiz?” diye soran Yıkıcı açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:

Onlarca birey, sivil toplum örgütü, çevre ve ekoloji örgütü, dernek, siyasi parti bu canavarlığa karşı İstanbul’a ve yaşama  sahip çıkmak için ‘Katıl Durduralım’ diyor. Evet Kanal İstanbul’a karşıyız ve İstanbulluları  ve nerede yaşarlarsa yaşasınlar herkesi bizimle mücadeleye çağırıyoruz,

Çünkü; Kanal İstanbul demek yaşam için, ekosistemler için ‘Susuzluk’ demek. Proje yapıldığı takdirde İstanbul’un en büyük su kaynağı Terkos Gölü’ne tuz karışacak, Sazlıdere Barajı ortadan kalkacak ve yeraltı suları ve akiferler tuzlanacak.  İstanbul su havzaları zarar görmüş, kaynakları azalmış, nüfusu büyümüş, çoraklaşmış  bir ada haline gelecek.

Hayvan ve bitki soykırımı yaşanacak

Kanal projesinin inşaatıyla, 23 milyon metrekare orman alanı, 45 kilometre uzunluğunda ve ortalama 150 metre genişliğinde 136 milyon metrekarelik çok verimli tarım ve orman alanı, sonsuza kadar ortadan kaldırılmış olacak. Çok değerli sulak araziler ve orman habitatı yok olacak ve bütünlüğünü kaybedecek; Kuzey Ormanları’na ağır bir darbe daha indirilmiş olacak. Onlarca tür endemik bitki yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak ve İstanbul’un doğal parçası yabani hayvanlar yaşam alanını kaybedecek.

Daha fazla deprem korkusu

Proje 1., 2., ve 3. derece deprem bölgelerinde kalıyor. 11 kilometre mesafeden Kuzey Anadolu fay hattı, 30 kilometre mesafeden Çınarcık fay hattı geçiyor. Bilim insanları, Kanal İstanbul Projesi’nin, yeryüzü ve yeraltı gerilme dengelerini bozacağını, inşaat ile ortaya çıkacak aşırı yüklemelerin yeni depremleri davet edeceğini , toprak kaymaları ile facialara neden olacağını, depremlerin şiddetini artıracağını söylüyor.

Zengin için yoksul borçlanacak

Kanal İstanbul Projesi inşaat tröstlerine milyonlarca dolar kar sağlarken hem projenin maliyeti vergilerimizle finanse edilecek hem de İstanbullu’ya ek vergi yükü getirecek. İBB’nin proje için harcaması gereken miktar yaklaşık 35 milyar Lira.

Gelir artmayacak

Montrö Sözleşmesi’nin 2. maddesi ve diğer uluslararası kurallara göre; gemiler, Kanal İstanbul’dan geçişe zorlanamaz. Montrö fesih edilse dahi Türkiye boğazlarından ticari gemi geçişini yasaklayamaz. Kanalla Türkiye para kazanacak savı bir yalandan başka bir şey değil.

Hafriyat kamyonu terörü yaşanacak

İstanbul’da 50 yılda çıkabilecek hafriyat toplamı sadece Kanal İstanbul’dan çıkıyor. Bu hafriyat, 10 bini aşkın hafriyat kamyonu ile taşınacak. Yani İstanbul trafiğine günlük, 10 bin hafriyat kamyonu daha katılacak.

Deniz canlı yaşamı bitecek

Kanal İstanbul uzmanlara göre İstanbul’un çok hassas deniz ekosistemini bozacak. Bu durumun zaten yaşamsal tehlike içerisinde olan Marmara Denizi’nin oksijensiz kalmasından kanalizasyon sisteminin zarar görmesine kadar pek çok geri döndürülmesi zor tahribata yol açacağı öngörülüyor.

Binlerce yıllık kent belleğine ihanet

Proje ile birlikte 17 milyon metrekarelik SİT alanı etkileniyor. Küçükçekmece Gölü kıyısındaki Bathenoa Antik Kenti, İstanbul’daki ilk yerleşmelerden biri olan Yarımburgaz Mağaraları gibi kültürel varlıklar proje tarafından yutulacak. Köyler ortadan kalkacak, mezarlıklar yok olacak, kültürel çeşitlilik kaybolacak.

Basın açıklamasının sonunda “Bu yıkımı, İstanbul’a ihaneti durdurabiliriz. Ya Kanal Ya İstanbul diyenleri birlikte yola çıkmaya çağırıyoruz. Katıl Durduralım“ ifadeleri kullanıldı. Eylem,  protestocuların Edip Akbayram’ın Bekle Bizi Istanbul şarkısını hep birlikte söylemeleriyle sonlandı.

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.