16 Ağustos tarihinde vizyona giren 7 film arasından seçtiğimiz 3 yapımı sizlere tanıtıyoruz
* * *
Savaşın Gölgesinde (Lore)
Bu hafta vizyona giren ‘”Savaşın Gölgesinde/Lore İstanbul Film Festivali’ne de konuk olmuş ve bizlere tanıdık gelebilecek bir yapım.
Avustralyalı yönetmen Cate Shortland’ın Rachel Seiffert’ın ‘The Dark Room’ isimli romanından uyarladığı ‘Savaşın Gölgesinde’ (Lore)Almanya’daki büyük yıkımın ‘Nazi çocukları’ üzerindeki etkilerini doğayla harmanladığı şiirsel bir dille anlatıyor.
Savaşın Gölgesinde filmi, Hitler’in intihar etmesi ve savaşın kaybedilmesi sonucu Subay Baba ve anne teslim olduktan sonra Abla Lore 4 kardeşi ile birlikte Hamburg’da yaşayan büyük annelerinin yanına gitmesi gerekir. Yolda karşılaştığı savaş mağduru Thomas’ın yardımlarına karşın kafasındaki düşmanlığı bir tülü geride bırakamaz. Genç bir kadın olan Lore‘düşman’ bellediği birisine duyduğu cinsel arzuyla beraber karmaşık bir süreç yaşamaya başlar.Bu karmaşa aslındatüm Almanların yaşadıklarıyla hiçbir farkı yoktur.
2013 yılının en iyilerinden biri olan Savaşın Gölgesinde/Lore’yi savaş filmi olarak tanımlamak gerçekten zor. Savaş sonrası insanların belleklerine kazınanlarla, gerçekte hayata yansıyan insani duyguların hesaplaşması başarılı bir şekilde anlatmayı başarıyor.
Yazar Notu:
Fırsatı olanların sinemada izlemesi öneririz. Filmi DVD arşivinde yer alabilecek kalitede bir film olduğunu ve birkaç kez izlenebilecek kadar derin etkiler bırakacak bir film olduğunu belirtme ihtiyacı duyuyorum.
Ailem İçin (At Any Price)
Bu hafta vizyona diren filmlerden biri olan At AnyPrice/ Ailem İçin Amerika kırsalında kalan bir aile dramını anlatıyor. Hali vakti yerinde olan bir ailenin en büyük oğlunun geri dönmemek üzere evi dönmesi araba tutkunun küçük kardeş Dean’ın omuzundaki yükü arttırmıştır. Kısa bir süre babası hakkında ortaya çıkan suçlama sonrası ise Dean kendi hayalleri ile ailesi arasında karar vermek zorunda kalır.
Filmin yönetmen koltuğu Man PushCart, Chop Shop ve Goodbye Solo filmleriyle büyük ses getiren Ramin Bahrani’ye ait.Ramin Bahrani iyi başlayan filmin sonuna iyi getiremediğini söylemek gerekir..
Steve jobs’u canlandıran Ashton Kutcher’ın yer aldığı film, 2011 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybeden teknoloji ve endüstri dahisi Apple kurucusu Steve Jobs’un gençlik yıllarından başlayan hayat hikayesine odaklanıyor. Filmde Jobs’un özel hayatından kesitler, kendini motive ediş şekli, onu yönlendiren kişiler anlatılırken özellikle Jobs’un gençlik yıllarına odaklanılıyor. Tam bir biyografi filmi olmadığı şimdiden söylemek gerekir. Jobs’un hayatındaki dönem noktalarının bazıların es geçildiği görülüyor.
Bu filmi Steve Jobs’un başarılı hayatının bir kesitini ve Apple’in büyüme hikayesine ortak olmak isteyen sinemasevelere tavsiye edebiliriz.
Derleyen: Muhittin Kurban