Yargı kararının uygulanarak Muğla‘daki üç termik santralin kapatılmasını talep eden Muğla Adalet Kervanı tamamlandı. Kervan henüz yoldayken Bodrum’a hayat veren baraj sularının bitmesi nedeniyle ilçenin susuz kaldığı öğrenildi. 71 kurum, susuzluğa termik santraller için yapılan doğa kıyımlarının neden olduğunu vurgulayarak yargı kararının uygulanması çağrısında bulundu.
Aydın İdare Mahkemesi, 1993’te Kemerköy Termik Santrali ile Yatağan Termik Santrali‘nin, 1994’te ise Yeniköy Termik Santrali‘nin kapatılmasına yönelik karar verdi. Ancak yargının bu kararı yaklaşık 30 yıldır uygulanmadı.
Muğla Adalet Kervanı’nın 30 yıldan beri beklemeye devam eden mahkeme kararının uygulanması, kömürlü termik santrallerin derhal kapatılması ve Muğlalılara ödettiği ağır bedellerin son bulması için gerçekleştirildiğini vurgulayan kurumlar, ülke yöneticilerinden adalet talep etti.
Açıklamada, “İklim krizinin ağır sonuçlarını yaşıyoruz ve su fakiri bir ülke olma yolunda ilerlediğimiz gerçeği ile yüzleşiyoruz. Ancak Muğlalılar çok iyi biliyorlar ki yaşamakta oldukları susuzluk doğal değil” ifadeleri kullanıldı. İmzacı kurumlar, şunları ekledi:
“Günlük hayatlarımızı sürdürülmez hale getiren susuzluk, yetkililerin on yıllardır adaleti geciktirmesi sonucu Muğlalılara ödetilen ağır bedellerin sadece bir boyutu. Üstelik su kıtlığı herkesin bildiği sır olarak varlığını sürdürüyordu. Doğal yaşam kaynaklarımızın enerji ve maden şirketleri tarafından hunharca sömürülmesi devam ederse susuzluğun kaçınılmaz olduğu bilim insanları tarafından söylendi durdu. Ne bakanlıklar, ne valiler, ne halkın seçtiği yerel yöneticiler ne de milletvekilleri bu devasa yaşamsal sorunu dert etti. Zira onların derdi müştereklerimiz olan bu zenginliklere, yani sömürülen toprağa, suya, yaşam alanlarına ‘yerli ve milli servet’ diyerek bir avuç sermaye sahibine çitletmekti.”
Yaşanan su krizinin gerçeklerini kamuoyuyla paylaşan kurumlar, suyun yönetiminde sorumlu kurumlar olan Devlet Su İşleri (DSİ) ve Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi’ni (MUSKi) “yetkilerini şirketlerin çıkarlarından yana değil, halktan yana, kamu yararını öne alarak kullanmaya” davet etti.
Açıklamada, termik santrallere su tahsis edilmesinin susuzluğa neden olduğu vurgulanarak “Kapatma kararı uygulanmadığı için çalışmasına izin verilen, çevresine ölüm ve zulümden başka bir şey getirmeyen termik santrallere türbinlerini soğutmak üzere içme suyunu kullandırtmasalar, insanların su ihtiyacı karşılanıp bölgede asla su sıkıntısı çekilmeyebilirdi. Termiklere bedava verilen içme suyu, halkın kullanımında ‘su hayattır’ sözünün tam karşılığını bulabilirdi” dendi.
İmzacı kurumlar, Bodrum’un yıllık su ihtiyacının 44,42 milyon metreküp olarak öngörüldüğü, bu ihtiyacın yalnızca 28,14 milyon metreküpünün mevcut kaynaklardan DSİ tarafından, MUSKİ Genel Müdürlüğü aracılığıyla sağlanabildiği ve Bodrum yarımadasının su ihtiyacında 16 milyon metreküp hacminde bir açık olduğu bilgilerini paylaştı.
Termik santrallerin su tüketimine ilişkin olarak şunlar kaydedildi:
“Halkın su kullanım ihtiyacı karşılanamazken Yatağan Termik Santrali’nin bir yılda kullandığı soğutma suyunun miktarı 19 milyon metreküptür ve bu su tahsisi Lagina kaynağından temin edilmektedir. Yeniköy Termik Santralinin Kullandığı su miktarı ise 14,5 milyon metreküptür. Santrale tahsis edilen suyun 9,5 milyon metreküpü Geyik Barajından, geri kalan 5 milyon metreküpü ise Milas Dereköy yeraltı suyu varlıklarından alınmaktadır. Yani iki termik santral, toplam 33,5 milyon metreküp içilebilir kalitede su kullanmaktadır. Yani susuzluğa mahkum edilen Bodrum’un ihtiyacı olan su miktarının iki katından fazlasını bu iki santral tüketmektedir. Hem de ne için? Yargının verdiği kapatma kararına rağmen doğaya, insana ölüm saçan termik santraller faaliyetlerine devam etsinler diye!”
Açıklamada, Su Tahsisleri Hakkındaki Yönetmelik‘in 7’nci Maddesinde suyun kullanımında öncelik sıralaması yapıldığı ve halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacının birinci, enerji üretimi ve sınai su ihtiyaçlarının ise dördüncü sıraya koyulduğu hatırlatıldı.
Kurumlar, “Yani yasa açık bir şekilde yurttaşların su ihtiyacının öncelikle karşılanması gerektiğini söylerken DSİ uymak zorunda olduğu kendi yönetmeliğini hiçe saymaktadır” vurgusunu yaptı.
Termik santrallerin ve onlara kömür sağlayan maden ocaklarının neden olduğu vahşi doğa ve insan sömürüsünün gözler önünde gerçekleştiğini belirten açıklamada, “Aklı, vicdanı olan herkesin isyan ettiği bu gerçekler ortada iken devletin kurumları ne kapatma kararını uygulamayı düşünebilmekte ne de halkın öncelikli su hakkını dert etmektedir. Onlar yeni kuyular açmaktan, denizden tatlı su elde etmek gibi çılgın projelerden söz etmektedirler. Şaşı bakıp şaşırtabileceklerini düşünmektedirler. Ama gerçeklerin üzerini örtmeye güçleri yetmez” ifadelerine yer verildi.
“Bölge halkı ölüm çukurlarının dibinde her gün hasta oluyor, her gün ölüyor, her gün daha fazla susuzluk çekiyor” denilerek maden çalışanlarının ve halkın sorunlarına değinen kurumlar “Devletin kurumları kamu yararını unutmuşlar, hukuku unutmuşlar, sanki tek görevleri kamu kaynaklarını termik santrallerin patronlarına aktarmakmış gibi davranıyorlar” dedi.
Bodrumlu, Milaslı, Muğlalı yurttaşlar yetkililere seslenerek, şu çağrıda bulundu:
“Artık bu akıl tutulmasından, bu hukuksuzluktan vazgeçin! Sizlerin görevi yargı kararlarını uygulamak, yasalara, yönetmeliklere uymak, görevlerinizi yaparken kamu yararını ve adaleti gözetmektir. Derhal yargı kararını uygulayın ve termik santrallerin kapatılmasını sağlayın; onlara kömür sağlamak için verilmiş maden ruhsatlarını, su tahsislerini iptal edin. Termik santraller kapatılırken o santrallerin patronlarına aktarılan kamu kaynaklarını santrallerde ve kömür ocaklarında çalışan emekçilerin sağlıklı koşullarda çalışabilecekleri iş imkanları yaratmak için harcayın.”
Ortak açıklamayı imzalayan kurumlar şunlar:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…