Türkmen Dağı’nda altın madenine karşı valiliğe binlerce imzayla dilekçe verildi

Balıkesirli yurttaşlar, Türkmen Dağı'nda altın ve bakır madeni açılmasın diye tepkilerini göstermek için topladıkları binlerce imzayla Valiliğe yürüdü. Yurttaşlar sağlıklı bir ortamda yaşama taleplerini dile getirerek dört küfe içinde, 11 bin 317 imzayı içeren 1200 dilekçeyi Balıkesir Valiliği’ne teslim etti.

BALIKESİR – Türkmen Dağı Çevre Platformu, İvrindi ve Altıeylül ilçelerinde CVK Madencilik tarafından yapılmak istenen altın-bakır madeni ve cevher zenginleştirme/atık depolama tesisi projesine karşı bir araya gelen yurttaşlar, ‘Havama, suyuma, toprağıma dokunma’ sloganlarıyla yürüyerek basın açıklaması yaptı.

CVK Madencilik‘in 16’dan fazla köyü etkileyecek bir altın madeni projesi kapsamında iki açık ocak, dört yeraltı galeri ocağı, kırma tesisi, zenginleştirme tesisi, atık barajı, pasa depolama alanları, bitkisel toprak depolama alanları ve cevher stok alanları kurulması planlanıyor.

Söz konusu projeye karşı çıkan yurttaşlar altın yerine yetiştirdikleri sebzelerin dizili olduğu kolyeleri takarak sloganlar eşliğinde yürüdü. Dün (29 Temmuz) yapılan basın açıklaması Gökçeyazılı Hatice Türen ve Fatma Yakın tarafından okundu.

Yurttaşların topraklarına, havalarına ve suyuna zarar vereceğini belirterek karşı çıktıkları projenin 9 bin 133 dönümlük ÇED alanı içinde 6 bin 822 dönümlük bir orman alanı ile bin 615 dönümlük özel mülk arazisi, 676 dönümlük hazine arazisi ve 19,5 dönümlük bir mera alanı bulunuyor.

‣CVK Madencilik’in tehlikeli atık depolama alanı için halkın katılımı toplantısı
‣Türkmen Dağı, İliç olmasın diye dayanışma büyüyor: Siyanürlü sömürüye hayır!

Kurulması planlanan açık ocak alanlarından biri Sarıalan köyündeki evlere yalnızca 250 metrelik bir mesafede bulunurken atık barajı da Gökçeyazı köyü etrafındaki meraların üzerinde.

Dün yapılan eylemde basın açıklamasının ardından yöre köylüleri Habibe Dirlik, İsmail Özge, Meryem Deniz, Osman Ozan Özmen de söz alarak, CVK Madenciliğin altın madeni projesinin bölgelerine vereceği zararlardan duydukları endişeleri dile getirdi.

Türkmen Dağı çevredindeki köylerde yetişen ürünleri yanlarına getiren Gökçeyazı köylüleri topladıkları imzaları da Balıkesir Valiliğine sırtlarında taşıdıkları küfelerle götürdü. Dört küfe içinde, dört ayrı klasörde 11 bin 317 imzayı içeren 1200 dilekçe Balıkesir Valiliği’ne teslim edildi.

Basın açıklaması şöyle:

CVK Madencilik Anonim Şirketi, Balıkesir İli İvrindi ve Altıeylül İlçelerinde en az 16 köyü yakından etkileyecek olan ‘200903319 Ruhsat Numaralı sahada IV. Grup (Altın-Bakır) Maden Ocağı ve Cevher Zenginleştirme/Atık Depolama Tesisi‘ projesi kapsamında faaliyete başlamış bulunmaktadır. 

Proje için verilen ‘ÇED Olumlu’ kararlarının iptali için açılmış olduğumuz davalar, Danıştay nezdinde devam etmektedir.

Ayrıca, Balıkesir Valiliği tarafından verilen ‘01.02.2024 tarih ve I/I324 sayılı l. Sınıf IV. grup Altın ocağı (Açık+Kapalı) Gayrisıhhi Müessese İzni/Çalışma Ruhsatının ve ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilmiş olan işletme ruhsatının iptali için de iki ayrı dava açılmış bulunmaktadır. İdareler henüz savunmasını yapmamış olup bu davalarda da süreç devam etmektedir. “

“Ancak, ne yazık ki hukuki süreç devam ederken, şirket faaliyetine başlamış bulunmaktadır.

Projenin büyük bir bölümü ormanlık alandadır. Ayrıca, proje alanı içerisinde yerleşim yerleri, tarım alanları ve meralar da bulunmaktadır. 

Şirketin işe başlayabilmesi için tüm ‘mülkiyet izinlerinin ve tarım dışı kullanım izinlerinin’ alınmış olması gerekirken bu işlemler tamamlanmadan şirket usulsüz bir şekilde faaliyete başlamıştır. Proje alanında tarlaları bulunan köylüler tarlalarını satmamıştır. Söz konusu özel mülkiyetler için köylülere herhangi bir ‘kamulaştırma kararı’ da tebliğ edilmemiştir. Bu konularda idarelere yaptığımız başvurular yanıtsız bırakılmaktadır. Mülkiyet izinleri alınmadan özel mülke müdahale vardır. 

ÇED alanının tel çit ile çevrilmiş olması ve bariyerler konulması nedeniyle ÇED alanı içinde tarlası olan köylüler tarlalarına gidememektedir. Köylülerin tarlalarına ‘Patlatma alanıdır, girilemez’ tabelaları dikildiği görülmektedir. Tarla sahipleri, İvrindi Kaymakamlığı’na başvurarak, Meni-Müdahale talebinde bulunmuş olmasına rağmen hala hiçbir işlem yapılmamıştır. “

“Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği’nin tüzük onayı ise Balıkesir Valiliği tarafından uzun süredir bekletilmektedir. 

Proje ile ilgili bazı hususlar aşağıda yer almaktadır: 

  • Proje kapsamında 2 adet açık ocak, dört adet yer altı galerisi, kırma eleme tesisi, zenginleştirme tesisi, atık barajı, pasa depolama alanları, bitkisel depolama alanları bulunmaktadır. 
  • Açık ocaklardan büyük olanı, Sarıalan köyünün hemen 250 metre yakınında, diğeri de Dallımandıra göletinin üstündedir. Yer altı galerileri ise, Çamköy’ün altında, Gökçeyazı, Sofular ve Sarıalan köylerinin çok yakınlarındadır.  
  • Madende her gün patlatma ve susuzlaştırma yapılacaktır. Patlatmalar başlamıştır.
  • Zenginleştirme işlemi sırasında siyanür, tuz ruhu, kostik başta olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacaktır. 
  • Siyanürlü, kimyasallı atıklar, Gökçeyazı köyünün hemen yakınında yapımına başlanan devasa atık barajında depolanacaktır. 
  • Proje, büyük bir deprem oluşturması beklenen Gökçeyazı fay hattına çok yakındır.
  • ÇED alanı içinde ve çevresinde Çamköy, Sarıalan ve Gökçeyazı köylülerinin tarlaları, meraları ve çam fıstıklıkları vardır. 
  • ÇED alanına 3 km’den az mesafede zeytinlikler vardır. Proje Zeytincilik Kanunu’na da aykırıdır.
  • Projenin 40 metre olan sağlık bandı oldukça yetersizdir. Üstelik bu mesafe, açık ocak yakınlarında 5 m’ye kadar düşürülmektedir. 
  • ÇED alanı içinde İş Yeri Açma ve Çalışma Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde, Çamköy’e ve Sarıalan köyüne ait evler, yerleşim yerleri bulunmaktadır. 
  • Çeşmeler, dereler, sulama kanalları proje alanında kalmaktadır.  

Ülkemizde 22 adet altın madeni projesi bulunmaktadır. Hiçbir kamu yararı olmayan, Kazdağları’nda, Fatsa’da, Bergama’da, Kışladağ’da, Madra Dağı’nda, ülkenin her yanında yer alan bu projeler yeraltı ve yerüstü sularımızı, havamızı, toprağımızı zehirlemektedir. Bölgemizde ayrıca çok sayıda arama ve işletme projeleri de devam etmekte, her gün yeni maden alanları ihale edilmektedir. Şirketlere tanınan imtiyazlar, muafiyetler ve teşviklerle ülkemiz iktidar tarafından madenciler için dikensiz gül bahçesi haline getirilmiştir.  Çokuluslu şirketler ve yerli iş birlikçisi maden şirketleri iktidarın koruma ve kollaması ile ülkemizde cirit atmaktadır. “

“Yerli olduğunu iddia eden CVK Madencilik geçtiğimiz günlerde Hollandalı bir şirket olan Virtus Mining ile evlilik yapmıştır. CVK Madencilik ayrıca, Çanakkale’de bulunan ve çokuluslu  Pilot Investment ve Teck Madencilik’a ait “TV Tower Projesi” için de yüzde yüz yabancı sermayeli olan Orta Truva Madencilik ile anlaşma yapmıştır. Ayrıca İngiliz-Amerikan kredi kurumlarından da fon sağladığını duyurmuştur. Şirkete verilen teşvik belgesi sürekli güncellenmektedir. 12 Temmuz 2024’de yapılan duyuru ile şirketin yatırım teşvik belgesi yenilenerek şirkete iktidar tarafından ilave destekler verilmiştir. Bizlerden, halkın vergilerinden sağlanan gelirler, şirketlere teşvik, destek olarak aktarılmaktadır. 

Gökçeyazı ovamızda yeni yapılan sulama kanalları ile dört mevsim tarım yapılabilmektedir. Coğrafi işaret almış olan İvrindi kuzusu bölgemizde yetiştirilmekte, bölgemizin sütü ve peyniri için ülkemizin her yanından talep gelmektedir.  Bizim, yerin üstündeki altınlarımız olan sebzelerimiz, meyvelerimiz, tahıllarımız, ormandan sağladığımız mantarlarımız, kekiklerimiz, kızılcıklarımız, yetiştirdiğimiz hayvanlarımızdan el ettiğimiz ürünlerimiz bize yetmektedir. Bizim siyanürlü, kirli, kanlı altın madenine ihtiyacımız yoktur. “

Altın madenciliği sonucunda, hem çevre, hem de insan sağlığını bozulmaktadır. Altın madenciliği, zaten su fakiri olan ülkemizde susuzluğa, kuraklığa, iklim değişikliğinin daha da artmasına yol açmaktadır. Karı şirketlere, zararı, riski ise yoksul halka olmaktadır. Bizler, ölmek, hastalanmak, yoksullaşmak, köylerimizi terk etmek istemiyoruz. Bizler İliç gibi olmak istemiyoruz. Köylerimizi terk etmek, tarım alanlarımızı, ormanlarımızı, su varlıklarımızı kaybetmek istemiyoruz.  

Şirketin mücadeleyi bölmek amacıyla itibar sarsıcı söylem, iftira ve faaliyetleri ve hiçbir baskı ve yıldırma politikaları bizleri yıldıramayacaktır. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. 

Anayasa’nın 56. maddesinden aldığımız hakla, yaşam alanlarımızı ve geçimlik kaynaklarımızı koruyacağız. “

“Sn. Cumhurbaşkanı “Sırtımızda Yumurta Küfesi Var.” diyor. Bizim de sırtımızda küfelerimiz var, ancak içinde isyanımızı, öfkemizi, kararlılığımızı simgeleyen imzalı dilekçelerimiz var. Dilekçelerimizi Balıkesir Valiliği’ne küfeler içinde taşıyarak teslim edeceğiz ve şirketin çalışmasının durdurulmasını ve çalışma ve işletme ruhsatlarının iptalini bir kez daha talep edeceğiz. 

Küfelerimizin içinde 1200 adet dilekçe, dilekçelerde de 11 bin 317 imza var. İmza veren 11 bin 317 kişiyi Valiliğe taşıyoruz. Yükümüz ağır.  Ancak taşıyacak gücümüz ve azmimiz var.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR