Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan hesaplamaya göre Türkiye’nin 2018 yılı sera gazı emisyonları, bir yıl önceye göre %0,5 oranında gerileyerek 520,9 MT CO2 eşdeğeri olarak gerçekleşti.
Bununla birlikte bu rakam 1990 yılı değerinin %137,5 oranında üstünde oldu. 1990 yılında 4 ton CO2 eşdeğeri olan kişi başı sera gazı emisyon rakamının 2018 yılında 6,4 ton CO2 eşdeğeri seviyesine yükseldiği bildirildi.
En büyük pay enerji sektöründe
Türkiye’nin sera gazı emisyonları içinde karbondioksit (CO2) %80,5, metan (CH4) %11,1, diazotmonoksit (N2O) %7,5 ve florlu gazlar %1 (F-gazlar) oranında pay sahibi oldu.
Toplam sera gazı emisyonlarında en büyük pay %71,6 pay ile enerji kaynaklı olarak gerçekleşirken, enerji sektörünün CO2 emisyonlarındaki payı %85,8, N2O emisyonlarındaki payı %9,5, CH4 emisyonlarındaki payı ise %16,6 olarak gerçekleşti.
Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı toplam emisyonlarda %12,5, CO2 emisyonlarında %13,9, N2O emisyonlarında %4,7 oranında pay sahibi oldu.
Tarımsal faaliyetlerin toplam emisyonlardaki payı %12,5, CO2 emisyonlarında %0,3, CH4 emisyonlarında %63,1’i, N2O emisyonlarında ise %70,1 olarak hesaplandı. Atık sektörü de CH4 emisyonlarının %20,3, N2O emisyonlarının ise %15,7 oranındaki bölümünden sorumlu.
TÜİK bülteninde Türkiye’nin küresel emisyonları içindeki payı hakkında da bilgiye yer verildi. Açıklamada Dünya Kaynakları Enstitüsü (World Resources Institute) tarafından 2016 yılı için yapılan hesaplamalara göre 46.141 Mt CO2 eşdeğeri olarak gerçekleşen küresel sera gazı emisyonlarının %62,6’sından 10 ülkenin sorumlu olduğu, Türkiye’nin %1,0 oranındaki pay ile dünya ülkeleri arasında 17’inci sırada olduğu bilgisi verildi.
Paris İklim Anlaşması
Türkiye, 2030’a kadar sera gazı emisyonunu 56 milyar tona düşererek küresel sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutmayı hedefleyen Paris İklim Anlaşması’nı imzalamış, ancak Parlamento’dan geçirip onaylamamıştı. Gerekçe olarak, halen yer aldığı gelişmiş ülkeler listesinden çıkarılarak, gelişmekte olan ülkeler sınıfına alınması gerektiğini gösteren Türkiye, bu ülkelere verilen destek fonlarından da yararlanmak istiyor. Türkiye, anlaşma yürürlüğe girmediği için de sera gazı salımlarında herhangi bir sınırlama gerçekleştirmeden artırmayı sürdürüyor.