Rapor, Türkiye’deki bankacılık sektörünün bu alandaki ilerlemesini ve eksikliklerini gözler önüne seriyor. Buna göre, bankaların iklim risklerini dikkate alma eğilimi artıyor olsa da, fosil yakıtlara yönelik kredi verme olanakları tamamen ortadan kalkmış değil.
Çalışma, geçen yıl yeni kömür projelerini finanse etmeyeceğini açıklayan bir banka bulunmadığını gösteriyor. Mevcut durumda ülkenin en büyük 17 bankası sürdürülebilirlik ve iklim kriziyle mücadele kapsamında yürüttükleri faaliyetlerde bazı ilerlemeler kaydedilmesine rağmen önceki raporlama dönemlerine kıyasla 2023’te ivme düştü.
Rapor için bankalar beş başlık altında incelendi:
- Fosil Yakıt Varlıkları/Yatırımlarıyla Etkileşim Düzeyi
- “Net Sıfır” Hedef Tarihi
- Karbon Ayak İzi
- Temiz Enerji Yatırımları
- ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) Derecelendirmeleri
Olumlu Gelişmeler
- Kömürden Çıkış: İlk raporun ardından yeni fosil yakıt projelerini finanse etmeme taahhüdünde bulunan banka sayısı 7’den 10’a yükseldi. 2024 itibarıyla kömür yatırımlarından tamamen çıkma kararı alan banka sayısı ise 4’e ulaştı.
İki iklim örgütünün çalışmasında Türkiye İş Bankası’nın 2040’a kadar halihazırdaki kömür portföyünden çıkacağını açıklaması, geçen yıla ilişkin olumlu bir bulgu olarak değerlendirildi.
İklim İçin 350 Derneği Finans Kampanyaları Sorumlusu Selen Baykara, rapora ilişkin değerlend
- Net Sıfır Hedefleri: 2024 itibarıyla net sıfır hedefleri kapsamında temiz enerji projelerine yönelme taahhüdü bulunan banka sayısı 12 oldu.
Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda ağırlıklı olarak 2050 itibarıyla portföylerini “net sıfır” hedefine uygun hale getireceğini açıklayan bankalara 2023’te Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB) da eklendi.
Karbon ayakizi ve temiz enerji yatırımları konularında ara hedefler açıklayan bankaların, bu hedeflerini bilime dayalı bir metodolojiye uygun olarak taahhüt ederek onaylatması da olumlu gelişmeler arasında sayıldı.
Eksiklikler ve İhtiyaçlar
- Standartlaşma Gerekliliği: Bankalar arasındaki farklı yaklaşımlar, sektör genelinde standardize edilmiş raporlama ve kapsamlı sürdürülebilirlik stratejilerine olan ihtiyacı gösteriyor.
- Fosil Yakıtlardan Çıkış Stratejisi Eksikliği: Henüz tüm bankaların fosil yakıtlardan çıkış stratejisi bulunmuyor. Özellikle kamu bankalarının bu alanda adım atması büyük önem taşıyor.
- Dönüşüm için Finansman: 2023 yılında büyük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanı açısından önceki dönemlere kıyasla ivme kaybedildiği gözlemleniyor. Yeni finansman imkanları ve yenilikçi araçların ortaya çıkması ise dönüşüm için gerekli en önemli unsurlardan.
Öneriler
Bankacılık sektörünün iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynadığına işaret edilen raporda yer alan bulgular, sektörün iklim risklerini daha fazla dikkate almaya başladığını gösterse de, fosil yakıtlara yönelik kredilerin devam ediyor olmasının ciddi bir sorun olarak karşımıza çıktığına değinildi.
Bunun önüne geçmek için uzmanların önerileri ise şu şekilde:
- Kamu Bankalarının Rolü: Kamu bankalarının fosil yakıtlardan çıkış stratejilerini belirlemesi ve uygulaması, sektörün yeşil dönüşüm sürecine ivme kazandırabilir.
- Standart Raporlama: Sektörde standartlaşmış raporlama ve sürdürülebilirlik stratejilerinin oluşturulması, bankaların iklim değişikliğiyle mücadelede daha etkin olmalarını sağlayacaktır.
- Yeşil Finansmanın Artırılması: Bankaların temiz enerji yatırımlarını ve yeşil finansman ürünlerini artırmaları, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasında kritik öneme sahiptir.
İklim İçin 350 Derneği Finans Kampanyaları Sorumlusu Selen Baykara, rapora ilişkin değerlendirmesinde, küresel iklim hedeflerinin gerektirdiği acil eylem dikkate alındığında, finans kuruluşlarının portföylerini hızla net sıfır hedefleriyle uyumlu hale getirmesi ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemesi artık bir seçenek değil, bir zorunluluk” olduğuna dikkat çekerken, SEFİA Analisti Evrim Özyorulmaz Akcura da kamu bankalarının önemini vurguladı:
“Tüm veriler ışığında, özellikle kamu bankalarının mevcut ve yeni projelerde kömürden çıkışı finanse etmek üzere atacağı adımların yeşil dönüşüm ekseninde Türkiye’nin potansiyelini yükselteceğini düşünüyoruz.”