Türkiye’de 19 bin 615 kişi organ bekliyor

Türkiye’de 19 bin 615 kişinin böbrek, karaciğer, kalp ya da akciğer nakli için sıra beklediği bildirildi. Her yıl bu sayıya yaklaşık 3 bin kişi ekleniyor.

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, beyin ölümü ile bitkisel hayatın birbirine karıştırıldığını, bunun da organ bağışını etkilediğini söyledi.

Bitkisel hayat ile beyin ölümü kavramlarının birbirinden farklı olduğunu vurgulayan Kapuağası, bitkisel hayatta bilincin tamamen kapalı olduğunu, ancak beyin ölümü gerçekleşmediğinden hastanın soluk alma gibi bazı beyin aktivitelerinin sağlam kaldığını belirtti.

Kapuağası, bu durumdaki hastaların aylar ve hatta yıllarca destek tedavisi ile yaşayabildiğini, nadir olmakla birlikte yaşama dönebildiklerini anlattı.

Beyin ve beyin sapı fonksiyonlarının geri dönüşümsüz kaybının ise ”beyin ölümü” olarak tanımlandığını ifade eden Kapuağası, bu durumun tıbben ”ölüm” olarak kabul edildiğini söyledi.

Kapuağası, beyin ölümü teşhisinin, nöroloji, nöroşirürji, kardiyoloji ve anestezi-reanimasyon uzmanlarından oluşan 4 kişilik bir heyet tarafından yapılan muayene ve testler sonucu konulduğunu dile getirdi. Bu testler ile beyne kan akımının tamamen durduğunun tespit edildiğini anlatan Kapuağası, şöyle dedi:

”Beyin ve beyin sapına kan gitmediği için nekroza olmakta ve geri dönüşümsüz fonksiyon yapamaz hale gelmektedir. Dolayısıyla hastanın solunumu da yoktur. Beyin ölümü tanısı alan hastalar, bu nedenlerle organları korumaya yönelik solunum cihazına bağlanır ve yoğun bir tıbbi bakım uygulanır. Bu durumda 24-72 saat ancak geçici bir süre iç organların nekroza gitmesi engellenebilir.”

Yalnızca beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan organ nakli yapılabildiğini, beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organlarının bir başkası için ikinci bir yaşam şansı olduğunun unutulmaması gerektiğini bildiren Kapuağası, beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınlarına duyarlı olmaları çağrısında bulundu.

Herkesin bir gün kendisi ya da bir yakını için organa ihtiyaç duyabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getiren Kapuağası, beyin ölümü tanısı konulduktan sonra artık tıbben yapacak bir şey olmadığını, ancak organ bağışı ile başka insanlara hayat verilebileceğini vurguladı.

Kapuağası, ”Organların bağışlanması, bitkisel hayatta olan hastalar için değil, beyin ölümü gerçekleşmiş hastalar için önerilen bir şeydir” dedi.

”17 bin 500 kişi böbrek bekliyor”

Kapuağası, organ bağışının yaşayabilme şansı olan hastalar için çok önemli olduğuna dikkati çekerek, şu anda çok sayıda kişinin organ bağışı için sıra beklediğini, ancak bağışların çok az olduğunu söyledi.

Şu anda Türkiye’de Sağlık Bakanlığı Organ Bağış Listesi’ne kayıtlı 19 bin 615 kişi bulunduğunu belirten Kapuağası, ”Her yıl bu sayıya yaklaşık 3 bin kişi eklenmektedir. Bu hastalardan 17 bin 640’ı böbrek, bin 561’i karaciğer, 213’ü kalp, 196’sı pankreas ve 5’i akciğer nakli olmak için sırada bekliyor” diye konuştu.

Beyin ölümü tanısı artarken, organ bağışı sayısı azalıyor

Kapuağası’nın verdiği bilgiye göre, 2002 yılında toplam 148 beyin ölümü tespit edildi ve bunlardan 111’inin ailesi organ bağışında bulundu.

2010 yılı itibarıyla bin 36 beyin ölümü tespit edildi, ancak 272 aile organ bağışında bulundu. 2002’den bu yana beyin ölüm sayısı 7 kat artarken, bağış sayısında 2,5 kat artış oldu.

2002 yılı itibarıyla yapılan organ nakil sayısı kadavradan 307, canlı vericiden ise 438 olurken; 2010 yılı itibarıyla kadavradan 748, canlı vericiden ise 2 bin 637’ye çıktı. Canlı nakiller 6 kat artarken yeterli bağış olmadığı için kadavradan nakil sayısı ancak 1,5 kat artabildi.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Lancet: Sıcağa bağlı ölümler 2023’te yüzde 167 arttı, risk büyüyor

Raporun yazarları, net sıfır için gerekli kaynakların bulunduğunu, ancak hükümetlerin ve şirketlerin fosil yakıt yatırımlarına trilyonlarca dolar harcayarak 'yangına körükle gitmelerini' kınadı. 

‘Bütçe görüşmelerinin temel gündemi okul yemeği olmalı’

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, okullarda günde bir öğün sağlıklı yemek için kaynak ayrılmasının tercihten öte eğitim hakkının gereği olduğunu vurguladı.

Karadeniz Ereğlisi halkı, ERDEMİR’in yarattığı kirliliğe karşı sürekli eyleme başladı

Karadeniz Ereğli Çevre Platformu üyeleri, ilçede artan kanser ve solunum yolu hastalıklarından sorumlu tuttukları Erdemir'e karşı her cumartesi bir araya gelme kararı aldı.

Türkiye nüfusunun en az yüzde 92’si kirli hava soluyor

Kara Rapor-2024'e göre, Türkiye'de havası en kirli iller Hakkari, Batman ve Şırnak. Raporda ilk kez meme kanseri ile kirlilik arasındaki ilişki ortaya konuyor.

Afşin Elbistan santralinin genişletilmesi 88,4 milyar liralık sağlık maliyeti getirecek 

Temiz Hava Hakkı Platformu'nun raporuna göre, planlanan iki ek ünitenin yaratacağı hava kirliliği, 35 yıllık işletme süresi boyunca 2 bin 268 erken ölüme yol açacak

EN ÇOK OKUNANLAR