Yeni bir araştırma, zehirli sıvılar içeren çöp sahaları atıklarının nehirlere ve kanalizasyonlara karışmadan önce temizlenmesi amacıyla uygulanan işlemlerin, en kötü toksik kimyasalların seviyelerini artırdığını ortaya koydu.
Çöplüklerin PFAS kimyasallarının (veya perfloroalkil ve polifloroalkil maddelerin) başlıca kaynağı olduğu biliniyordu. Ancak yeni çalışmada son çalışma, sıvı atıkları temizlemek için tasarlanan arıtma tesislerinin PFOA ve PFOS gibi yasaklı PFAS seviyelerini bazı durumlarda yüzde bin 335’e kadar artırabileceğini gösteriyor.
PFAS, çok çeşitli tüketici ürünleri ve endüstriyel süreçlerde kullanılan yapışmaz özelliklere sahip yaklaşık 15.000 insan yapımı kimyasaldan oluşan bir aile. Çevrede parçalanmaları binlerce yıl sürebiliyor ve bu yüzden de “sonsuz kimyasallar” olarak adlandırılıyorlar. Kanserler ve diğer hastalıklarla bağlantısı kanıtlanan PFAS kirliliği dünyanın en ücra köşelerine kadar yaygın bir halde bulunuyor. Örneğin uzmanlar, her ABD vatandaşının kanında PFAS olduğu düşünüyor.
Toksik kimyasallar spermleri azaltıyor
Gıda ambalajlarında 68 farklı ‘sonsuz kimyasal’ tehlikesi
Britanya Adaları’ndan Jersey sakinleri ‘sonsuza kadar kimyasallar’a dava açacak
Yağmur suyunda ‘sonsuz kimyasallar’ tespit edildi: Bunlardan kaçmak için güvenli bir yer yok
Yatırımcılar bile bıktı: Şirketlere ‘sonsuz kimyasallar’dan vazgeçme çağrısı
Kayakçılar pistlerde ‘sonsuz kimyasallar’ bırakıyor
Guardian‘ın aktardığı çalışmanın ortak yazarlarından Manchester Metropolitan Üniversitesi‘nden Dr. David Megson, İngiltere Çevre Ajansı ‘nın sızıntı suyu olarak bilinen çöp sahalarındaki sıvı atıklarla ilgili yaptığı bir araştırmadan elde edilen verileri kullandı:
“Arıtma tesislerimiz yasaklı kimyasallar olan PFOS ve PFOA’yı ortadan kaldırmak yerine aslında bunları yaratıyor. Bu, muhtemelen kimyasal bir çorba içindeki diğer PFAS’ların dönüşümüyle oluyor.”
Megson, İngiltere’deki çöp sahalarında neler olup bittiğine dair anlayışın yetersiz olduğu ve izleme çalışmalarının “sadece birkaç belirli PFAS’a baktığı, bu nedenle aslında orada ne olduğuna ve bunun ne gibi etkilere yol açabileceğine dair yalnızca küçük bir anlık görüntü elde ettiğimiz” konusunda endişeli.
‘Tüm PFAS’lar küresel olarak yasaklanmalı’
Çalışma, İngiltere genelindeki toplamın yalnızca küçük bir kısmı olan 17 tarihi ve operasyonel çöp sahasından gelen sızıntıyı inceledi. Çalışmanın ortak yazarlarından biri olan Ends Report‘tan Pippa Neill, “potansiyel olarak yüzlerce çöp sahası operatörünün işlenmiş sızıntılarını çevreye yasal olarak boşaltmasına izin verildiğinden” PFAS’ın uygun şekilde bertaraf edilebilmesi için daha fazla araştırmaya “acil ihtiyaç” olduğunu söyledi.
Uluslararası Kirleticilerin Yok Edilmesi Ağı‘nda danışman olan Dr. Sara Brosché‘ye göre, ister mevcut Stockholm Sözleşmesi, ister PFAS hakkında yeni bir küresel anlaşma yoluyla olsun, tüm PFAS’ların küresel olarak yasaklanması acil bir ihtiyaç:
“PFOS ve PFOA, üreticiler tarafından tüketici ürünlerinde kullanılmaya başlandığı andan itibaren toksik olarak biliniyordu ve düzenlendikten yıllar sonra bile çevreyi ve vücudumuzu zehirlemeye devam ediyorlar. Çok sayıda PFAS şu anda, nerede kullanıldıkları veya sağlık etkileri hakkında çok az veya hiç kamuya açık bilgi olmadan kullanılıyor.”
Avrupa Komisyonu, kirlenmeyi durdurma çabasıyla binlerce PFAS’ı tek bir sınıf olarak düzenlemeyi amaçlayan çığır açıcı bir öneriyi değerlendiriyor. Ancak endüstri bu girişime güçlü biçimde karşı çıkıyor.
İngiltere ise AB’nin yolunu izlemiyor. Bu da dünyanın önde gelen PFAS uzmanlarından düzinelercesinin geçen perşembe günü doğrudan ilgili bakanlara yazarak hükümeti “daha iddialı bir yaklaşım benimsemeye ve bilimi takip etmeye” çağırmasına neden oldu.
Chem Trust adlı yardım kuruluşunda bilimsel araştırmacı olan Dr. Shubhi Sharma sonuçlarla ilgili “Çöp sahalarından gelen PFAS emisyonları çevredeki yeraltı ve yüzey sularını kirletebilir ve böbrek ve testis kanseri gibi ciddi sağlık riskleriyle bağlantılıdır. İngiltere hükümeti bu PFAS grubunun tamamını düzenlemek için derhal harekete geçmelidir” diye konuştu.
Birmingham Üniversitesi‘nden Doç. Dr. Daniel Drage de aynı şeyin birçok “rehabilite” sisteminde yaşandığından endişe duyuyor:
“PFAS’ı çevreye salınmadan önce sızıntıdan uzaklaştıran diğer arıtma süreçlerini belirlememiz çok önemli. Bu, milyarlarca poundluk küresel bir halk sağlığı sorunu ve mevcut hükümet harcamalarının ötesine geçmesi çok muhtemel. Son yarım yüzyılda PFAS kullanımından önemli ölçüde kar elde eden endüstrilerin, gelecek nesilleri bu kullanımların sonuçlarından korumak için ahlaki bir göreve sahip olduğunu düşünüyorum.”
Çevre Ajansı’ndan bir sözcü ise , “çöp sahası endüstrisiyle yakın bir şekilde çalıştıklarını” ve “çöp sahası atık kütlesindeki PFAS, arıtma süreçleri ve sızıntı suyunun maruz kaldığı arıtmanın sonuçları hakkında daha fazla araştırma yürüttüklerini” doğruladı.
İklim bozulmasının çöplüklerden kaynaklanan kirliliği daha da kötüleştirmesi muhtemel. Londra Queen Mary Üniversitesi‘nden Prof. Kate Spencer, özellikle açık tarihi çöplükler için bu PFAS kimyasallarının yüzey ve yeraltı sularına karışarak ekoloji ve insan sağlığı için önemli olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek “Taşkınların şiddeti ve sıklığı arttıkça bunun artması muhtemeldir” dedi.