Üçte iki çoğunluk sağlanması halinde Türkiye’ye yaptırıma varacak bir süreç başlamış olacak. Bu durumda Türkiye, Azerbaycan’dan sonra bu prosedüre tabi tutulan ikinci ülke olacak.
Birleştirilmiş Gezi Davası’nın dördüncü duruşması 21 Şubat 2022 tarihinde görülecek.
ABD ve AB’den Kavala kararına tepkiler
Almanya hükümeti insan hakları ve insani yardım sorumlusu Barbel Kofler, Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, şunları söylemişti: “İstanbul’daki mahkemenin bugünkü kararıyla maalesef Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması için neredeyse iki yıldır yanıtsız bırakılan talebini yerine getirmedi. Bunu esefle karşılıyorum.”
Euronews Türkçe‘nin haberine göre, Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin önümüzdeki günlerde konuyla ilgili nasıl bir işlem yürütüleceği konusunda karar alacağını belirten Kofler, bu davanın yalnızca Osman Kavala ya da Türkiye’yle değil, Avrupa’da ‘bir bütün olarak insan haklarının korunmasıyla ilgili olduğunun’ altını çizerek AİHM kararlarının ‘Avrupa Konseyi’nin kurulduğundan bu yana inşa etmekte olduğu insan haklarının korunması sisteminin yapı taşı’ olduğunu kaydetti.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş-Başkanı Sergey Lagodinsky, de sosyal medyadan paylaştığı basın açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:
“Osman Kavala hapiste kalmaya devam edecek. Bu Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, özellikle de yeni Alman hükümeti açısından yeni bir başlangıç için kaçırılmış bir fırsattır.”
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ise, şunları kaydetti: “Mesut Özdemir’in başkanı olduğu İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM kararlarına uymayarak, Osman Kavala’yı ‘demir parmaklıkların arkasında tutmaya karar verdi. Türkiye’deki yetkililer gönülsüzce Avrupa Konseyi ihlal sürecini kabul etmek zorunda mı bırakılıyorlar? Başka bir yol görünmüyor.”
‘Hukukun üstünlüğü ve demokrasinin altını oyuyor’
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında ise şu ifadeler yer almıştı:
“Özgürlüklere saygı gösterme ve bu davayı en kısa sürede sonuçlandırma konusunda Türkiye’ye çağrı yapmaya devam ediyoruz. Türkiye’yi ayrıca, AİHM kararlarına uymaya çağırıyoruz. Osman Kavala’nın bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Kavala’ya yönelik kuşkulu suçlamalar, devam eden tutukluluğu hukukun üstünlüğü ve demokrasinin altını oyuyor. Türkiye’deki sivil toplum, medya, siyaset ve iş dünyası liderlerine yönelik devam eden suçlamalar ve uzun tutukluluk sürelerinden ciddi endişe duyuyoruz. İfade özgürlüğü, barışçıl toplanma ve örgütlenme hakkı her sağlıklı demokrasinin temel direğidir.”