G19’un Paris Anlaşması’na olan bağlılığının G20 Zirvesi’nin son bildirisinde yinelenmesiyle elde edilen başarı, Avrupa Birliği tarafından güvenceye alındı.
Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, görevinden ayrılmasından birkaç gün önce, geçtiğimiz hafta sonu Osaka’da gerçekleşen G20 Zirvesi’nde, dünya liderlerine, karbonsuzlaştırma çalışmalarını acilen hızlandırmaları konusunda çağrıda bulundu.
İklimhaber’den Gülce Demirer’in haberine göre, dünyanın iklim krizine olan tepkisi üzerine gerçekleşen bir oturumun öncesinde konuşan May, liderleri, küresel ekonomiyi artan iklim risklerine karşı yönlendirmede, üstlendikleri büyük sorumluluğu fark etmeleri konusunda teşvik etti: “Oldukça açık olan gerçekler bize şunu göstermeli: Harekete geçmek için zamanımız daralıyor. 1.5 derecelik ısınmanın altında kalabilmek için, var olan 2030 yılı taahhütlerimizi beş katına çıkarmamız lazım.”
May şöyle konuştu: “Güçlü ulusal taahhütlerimizin yanı sıra, kararlı bir uygulamaya ve yatırım şeklimizde değişikliğe ihtiyacımız var. Hem kendi toplumlarımızda ve ekonomilerimizde hem de en savunmasız ülkelerde, dirençli olmalıyız. Birlikte hareket edersek, bu krizin üstesinden gelebilir ve bu geçişin getireceği faydalardan en iyi şekilde yararlanabiliriz. Bu yüzden buradaki herkesi kendini zorlamaya ve kendi net sıfır emisyon hedeflerini oluşturmaya çağırıyorum.”
COP26 kritik olacak
Birleşik Krallık, zirvede, yakın zamanda belirlenen –en büyük ekonomiler arasında ilk olan- net sıfır hedefinin altını çizerken, İtalya ile 2020’de Londra’da gerçekleşmesi planlanan kritik COP26’nın ortak teklifinin tanıtımını yaptı: “Önümüzdeki yıllar oldukça kritik. Dolayısıyla bu kriz ile mücadele etmek Birleşik Krallık için büyük bir öncelik teşkil ediyor. Bu yüzden İtalya ile ortaklaşa olarak COP26’ya başkanlık etme teklifinde bulunduk. Paris’teki ilk gerçek testimiz olan toplu taahhütlerimizin, emisyon azaltma çabalarımızı sürekli olarak büyümesi nedeniyle, COP26 kritik bir an olacaktır. Hem ulusal düzeyde var olan orta vadeli hedeflerimizi hızlandırmaya, hem de var olan hedefler adına neler yaptığımıza dair planları görmeye ihtiyacımız var.”
May aynı zamanda, “İklim değişikliği ile hayatları ölçülemez bir seviyede şekillenecek olan yurttaşlarımız ve özellikle gençlerimiz, eyleme geçmemizi talep ediyor. Tarihte, önümüzdeki yıllarda yapacağımız eylemlere göre yargılanacağız” ifadelerini kullandı.
Şu andan itibaren bütün Birleşik Krallık yardım harcamalarının daha düşük seragazı emisyonuna geçiş sürecini destekleyeceğine dair yeni bir politika vaadini açıklayan May, gelişmekte olan ülkelere verilen desteğin Paris Anlaşması ile uyumlu hale getirilmesi taahhüdünün yanı sıra, yasal olarak bağlayıcı %0.7 oranındaki yardım hedefinin Birleşik Krallık’ı en büyük ekonomi konumuna getirdiğini belirtti.
Fosil yakıta sübvansiyon yok
Ancak, yeni taahhüdün tartışmalı projelere destek veren finansman mekanizmalarını dışa aktarıp aktarmayacağı belirsizliğini korurken, hükümet şu andan itibaren “Gelişmekte olan ülkeleri desteklemek adına harcanan her kuruş… ortaklaşa iklim hedefleriyle uyumlu olacak” sözlerinde ısrarcı oldu.
G20 bildirisi, ABD dışındaki bütün ülkelerin Paris Anlaşması’na olan bağlılığını onaylıyor. Geçen yılın G20 Zirvesi’nde güvence altına alınan diplomatik uzlaşmayı yineleyen ABD, anlaşmayı bırakma kararını yineleyen ayrı bir paragrafın bulunmasında ısrar ederken, geriye kalan ülkeler anlaşmanın geri çevrilemez olduğunu ve BM jargonunda ulusal katkı payı olarak bilinen, ulusal iklim eylem planlarını güçlendirmeyi vurguladı.
Bildiride, “2020 yılına kadar, daha fazla küresel çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu dikkate alarak iletişim halinde olmayı, ulusal katkı paylarımızı güncellemeyi veya mevcut şekilde tutmayı hedefliyoruz” yazıyor. Bildirinin son haline, G20’nin uzun süredir devam eden “orta vadeli rasyonelleştirme ve en yoksul kesime yönelik destek sağlarken israfçı tüketimi teşvik eden Fosil Yakıt Sübvansiyonlarınının kaldırılması” ortaklaşa taahhüdü yeniden eklendi.
Ancak toplantı boyunca, ABD’nin petrol devletlerinin anlaşmaya olan desteklerini hafifletmesi adına yaptığı lobi çabalarını sürdürmesi ve BM, Çin ve Fransa’nın 2020 yılı için yeni iklim eylem planlarını vurgulaması sebebiyle, iklim politikaları konusundaki anlaşmazlıkların altı çizildi. Şili, Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, Hollanda ve İspanya ise en geç yüzyılın ortasında, ekonomilerini net sıfır emisyona ulaştırmak adına olan çabalarını vurguladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de , “İklim değişikliği şu an yaşanıyor ve hepimizi etkiliyor. Dünyanın en iyi bilim insanlarının tahminlerinden bile çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor ve değişikliğin hızı çözüm çabalarımızı geride bırakıyor.” dedi.