Meclisteki tüm partilerin ortak kararıyla 14 Şubat 2019’da geri çekilen yasal düzenleme, yeniden getirildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM geçerek yasalaştı. Buna göre, Türkiye’nin çeşitli illerine dağılmış 15 kömürlü termik santrale dördüncü kez havayı 2.5 yıl daha kirletme izni verildi. Kanun teklifi AKP ve MHP’lilerin oylarıyla kabul edildi.
Kanun teklifinin Cumhur ittifakını oluşturan iki partinin vekillerinin oylarıyla kabul edildiğini CHP Kütahya Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Dr. Ali Fazıl Kasap duyurdu. Kasap duyurusunda, “Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Torba Kanunun 50 maddesi tüm itirazlarımıza rağmen AKP ve MHP’nin oylarıyla kabul edildi. Böylece Türkiye’de bulunan 15 termik santral baca filtresi takmadan 2,5 yıl daha halkımızı zehirlemeye devam edecek. Yazıklar olsun!” dedi.
1 Kasım 2019 tarihinde, AKP’nin önerisiyle Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 2/2312 Esas Numaralı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile, daha önce TBMM’den tüm siyasi partilerin reddettiği, havayı kirletme izni yeniden görüşülüp, Meclis Genel Kurulu’na sunulmak üzere kabul edilmişti. Termik santrallerin bulunduğu bölgelerde yaşayan vatandaşların ve ekoloji-çevre alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin büyük tepkisi çeken tasarı, 21 Kasım gecesi Meclis gündemine getirildi.
Son tarih 31 Aralık 2022
AKP ve MHP’nin oylarıyla kabul edilen kanun;
“Elektrik Üretim A.Ş. veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine ve kamu üretim şirketlerine ait üretim tesislerine, özelleştirilmiş olanlara veya özelleştirileceklere çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31.12.2022 tarihine kadar süre tanınmasını”
öngörüyor.
Kabul edilen kanun maddesine göre, 2013 yılından bu yana, baca gazı kükürt giderim tesisi, filtre sistemleri veya kül barajı gibi çevre ve halk sağlığının korunması için gerekli yatırımları yapmayan aşağıdaki 15 kömürlü termik santrale, 2.5 yıl daha halkı ve çevreyi zehirleme izni veriliyor:
- Çanakkale / 18 Mart Çanakkale Termik Santrali
- Şırnak / Silopi Elektrik Termik Santrali
- Kahramanmaraş / Afşin Elbistan A Termik Santrali
- Karabük / Kardemir Karabük Demir Çelik Termik Santrali
- Kütahya / Tunçbilek Termik Santrali
- Kütahya / Seyitömer Termik Santrali
- Manisa / Soma A Termik Santrali
- Manisa / Soma B Termik Santrali
- Sivas / Kangal Termik Santrali (1. Ve 2. üniteler)
- Zonguldak / Çatalağzı Termik Santrali
- Ankara / Çayırhan Termik Santrali
- Muğla / Yeniköy Termik Santrali
- Muğla / Kemerköy Termik Santrali
- Bursa / Orhaneli Termik Santrali
- Kahramanmaraş / Afşin Elbistan B Termik Santrali
Erdoğan ‘Gerekirse kapatın’ demişti
Geçtiğimiz gün parti kurmaylarıyla AKP MYK‘de bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın termik santrallerle ilgili talimat verdiği duyurulmuştu. Buna göre, Erdoğan, termik santrallardaki baca gazı filtreleme sistemlerinin mutlak suretle yapılması, yapılmadığı takdirde ceza verilmesi, gerekirse kapatılmasını istemişti.
Zehir saçıyorlar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan partikül madde (PM10) ölçüm verileri kullanarak Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan Kara Rapor isimli çalışma, en eski santrallerden Afşin Elbistan kömürlü termik santrallerinin yer aldığı Kahramanmaraş’ın %25,1 oranı ile hava kirliliğine bağlı ölümlerin il bazında yüzde olarak en fazla olduğu ikinci il olduğunu saptamıştı. Toplam yedi santralin bulunduğu Zonguldak’ta ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mobil istasyonuyla 2018’de yapılan ölçümler PM10 değerlerinin DSÖ’nün sınır değerlerinin üç katı olduğunu ortaya koydu.
Anayasa Mahkemesi: Çevre yatırımlarının yapılmaması Anayasa’ya aykırı
Anayasa Mahkemesi ise 2014 ve 2017’de iki kez, Türkiye’nin en kirli, zehir saçan termik santrallerinin çevre yatırımlarını yapmalarına, 2019 yılı sonuna kadar bu yatırımların tamamlanmasının mecburi olmasına karar verdi. TBMM’nin hem 14 Şubat 2019 tarihli kendi kararına hem de Anayasa Mahkemesi’nin 2014 ve 2017 tarihli kararlarına uygun hareket etmesi gerekirken, bu kanunu geçirmesi şaşkınlık ve endişe yarattı: