Temiz Hava Hakkı Platformu, baca gazı arıtımı ve kül depolama sahalarının mevzuata uygun hale getirilmesi için gerekli altyapı yatırımlarını tamamlamayan kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin verilmemesi çağrısında bulundu.
Platformun elde ettiği çarpıcı görüntüler, geçici faaliyet belgesi alarak 2020 yılından beri çalışmaya devam eden santrallerin bazılarından hala siyah dumanlar yükseldiğini gözler önüne serdi. Ayrıca pek çok santral, kül depolama sahasının yol açtığı kirliliğin suya ve toprağa karışmasını önleyemediği halde çalışmaya devam ediyor.
2019 yılında büyük tepkiler ve açılan kampanyalar etki etmiş ve özelleştirilmiş santrallere gerekli çevre yatırımların yapmadan iki yıl daha çalışma izni veren yasa tasarısı maddesi (Madde 50) veto edilmiş; santrallerin geçirimsiz zeminli kül depolama sahası olmadan çevre izni almalarına olanak tanıyan Atıkların Düzenli Depolanmasında Dair Yönetmelik’in Geçici 3’üncü maddesinin iptali talebiyle açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verilmişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çevre Kanunu’nun 11 ve 15’inci maddeleri gereği, 01.01.2020 itibariyle beş termik santralin tamamen, bir termik santralin ise kısmi olarak kapatılmasına, diğer yedi santralden dördüne geçici faaliyet belgesi verilmesine, üç santrale ise gerekli çevre izinlerinin verilmesine karar verildiğini açıklamıştı.
Süre çoktan doldu
Bu kapsamda Afşin Elbistan B Termik Santrali, Orhaneli Termik Santrali ve Çayırhan Termik Santrali’ne 01.01.2020 tarihinde yatırımlarını yapması için bir yıl süre tanıyan Geçici Faaliyet Belgesi verildi ancak 01.01.2021 itibariyle tanınan süre doldu. Bakan Kurum, ocak ayında kapatılan santrallerin Haziran 2020’de de yeniden açıldığını açıklamış ve şunları söylemişti: “Soma termik santralinin altı ünitesinden dördüne, Kangal Termik Santrali’nin kapalı olan iki ünitesine, Çatalağzı Termik Santrali’nin kapalı olaniki ünitesine, Seyitömer Termik Santrali’nin dört ünitesinden ikisine, Tunçbilek Termik Santralimizin de üç ünitesinden ikisine, Afşin Termik Santrali’nin dört ünitesinden ikisine 1 yıl geçici çalışma ruhsatı verildi’.
Platform çevre yatırımlarını tamamlamamış tüm santrallerin faaliyetlerinin acilen durdurulmasını talep etti.
Muafiyet süresi dolan santrallerin çevre izni alabilmek için gerekli yatırımları yapıp yapmadığının kamuoyuyla paylaşılmadığını belirten Platform Sözcüleri, geçici izinlerle çalıştırıldıkları sürede ortaya çıkan emisyon verilerine de aynı şekilde ulaşmanın mümkün olmadığını ekledi. Açıklamada, gerekli yatırımlar tamamlanmadan santrallerin çalışmaya devam etmesinin, temiz havanın hayati değerinin daha iyi anlaşıldığı COVID-19 salgını sürecinde halk sağlığı öncelikleriyle bağdaşmadığının altı çizildi.
Yatırımlar hala yapılmadı
Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı Ocak 2020’de kapatılan santrallerin çevre ve halk sağlığı için yapmaları gereken yatırımlar tamamlanmadığı halde tekrar açıldığını ve çalışmaya devam ettiğini hatırlatarak, “Halk sağlığını korumak amacıyla santrallere daha fazla muafiyet verilmeyeceği söylenmiş olmasına rağmen, gerekli yatırımlarını tamamlamamış santrallere geçici izinler ve ek süreler verilerek havamızı kirletmelerine göz yumuluyor” dedi.
Atlı, kül depolama alanlarını mevzuata uygun hale getirmeyen santrallere de değindi:
“Mevcut kömürlü termik santrallerin küllerin geçirimsiz zeminli sahalarda depolanması konusunda da altyapı yatırımlarının yapılması gerekiyordu. Fakat, santrallere tanınan altı yıllık muafiyetin bitmesine beş gün kala yapılan ani bir yönetmelik değişikliğiyle kül depolama alanlarında gerekli çevre yatırımlarını sağlamayan santrallerin çalışabilmesinin önü açılmıştı. 2020 yılında sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından açılan davalarda söz konusu yönetmelik değişikliğinin; çevreye telafisi mümkün olmayacak zararlar verecek olması gerekçesiyle madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Kül depolama sahası yatırımları yapılmadığı halde yönetmelik değişikliği kapsamında çevre izni alabilmiş santrallerin izinleri artık geçerli değildir ve derhal faaliyetlerinin durdurulması gerekmektedir.”
Afşin’de kara kar yağdı
Kahramanmaraş Elbistan – Afşin Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu üyesi İbrahim Yalçın ise santralin eskisi gibi kül saçmaya devam ettiğini söyledi:
“Filtre yapıldığı söylenerek açılan Afşin A santralinin iki ünitesi de Haziran ayından beri her gün eskisi gibi kül saçmaya devam ediyor. 2020’de santral kapandığında yıllar sonra ilk defa beyaz kar görmüştük ama bu kış yine Afşin’e kara kar yağdı. Çevre ve Şehircilik Bakanı ‘İzliyoruz, eğer limitler aşılırsa kapatırız’ demişti. Fakat burada santrallerin çalıştığı her gün zehirleniyoruz. Temiz hava için daha kaç yıl beklememiz lazım? Gerekli yatırımlar yapılmadan, sürekli yeni izinler vererek bu santrallerin çalışmalarına izin vermeyin”
“2019 yılından beri çevre izni veya geçici faaliyet belgesi alan santrallerin hangi yatırımları yaptığını ve ulusal limitlere uyup uymadığını bilmediklerini belirten Makine Mühendisleri Odası Enerji Grubu üyesi Orhan Aytaç ise şu bilgileri verdi:
“Sahadan, yerel basından ve sektör dergilerinden aldığımız bilgilere göre, yılbaşında kapatılan ancak Haziran 2020’de tüm veya bazı ünitelerine geçici faaliyet belgesi verilen Afşin-Elbistan A, Seyitömer, Tunçbilek, Çatalağzı, Soma B ve Kangal santrallerine yalnızca kükürt giderimi için geçici “kuru soğurucu püskürtme” sistemi monte edilmiştir. Başka bir iyileştirme yapılmamıştır. Santrallere buldukları bu ‘geçici’ çözüm, ülkemizdeki kömürün kükürt oranı ve yandıktan sonra oluşan kül miktarı çok fazla olduğu için verimli değildir.”
Aytaç, Kahmaramanmaraş’ın Afşin ilçesinde artık kronik hale gelen hava kirliliğine de değindi: “Afşin’de Greenpeace Akdeniz tarafından 5 Ekim – 11 Kasım 2020 arasında dört farklı yerde yapılan 24 saatlik hava kirliliği ölçüm sonuçları, bazı günler kanserojen olan kirleticilerin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği limitlerinin (PM10) tam 16 katınakadar aşıldığını gösteriyor. Türkiye’deki santrallerde kullanılan elektrofiltreler, kurulan “geçici” sistemin getirdiği ilave toz yüküne göre tasarlanmadığı için, hem kükürt salımı gerektiği kadar azalmıyor hem de eskisinden de fazla toz salımı olabiliyor”.
İmza kampanyası devam ediyor
Temiz Hava Hakkı Platformu, 30 yılı aşkın süredir çalışan ve ekonomik ömrünü doldurmuş kömürlü termik santrallerin; yıllarca tanınan muafiyetler nedeniyle Çanakkale, Kütahya, Manisa, Muğla, Zonguldak, Kahramanmaraş, Sivas ve Muğla illeri başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde hava, toprak ve suyu kirletmeye devam ettiğini vurguladı.
Bu illerdeki çevre kuruluşları tarafından muafiyetlerin uzatılmaması için 2019 yılında başlatılan ve 105 bin kişiye ulaşan imza kampanyası da devam ediyor.
Platform, şubat ayında duyurulan bir araştırmaya göre, her gün 13 kişinin yaşamını kaybetmesine sebep olan Türkiye’deki kömürlü termik santrallerin; kimsenin istihdam sorunu yaşamayacağı adil bir geçiş planı ile emekli edilmesi çağrısı yapıldı.
AB değerlerinin üzerindeyiz
Avrupa Birliği’nde işletmedeki santrallerin uymak zorunda oldukları baca gazı sınır değerleri 2021 Ağustos itibarıyla düşürülecek. Türkiye 2019 yılı mevzuatındaki sınır değerler ise kömürlü termik santrallerin, AB’nin 2021 itibariyle yeni belirlediği güncel sınır değerlere göre 2 ila 5 kat daha fazla kirletici gaz (kükürt dioksit, karbon monoksit ve parçacık madde) salmasına izin veriyor.