Doğa MücadelesiEkolojiManşetTürkiye

TBMM önünde zeytin isyanı: İki şirket uğruna yıllarca mağdur edildik

0

Elektirik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin, 33 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulmasının ardından çevre aktivistleri zeytinlik sahalarında madencilik faaliyetlerinin önünü açacak teklife karşı TBMM önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

İstanbul, İzmir ve Muğla da dahil olmak üzere birçok farklı şehirlerden Ankara’ya gelen çevre aktivistleri ve avukatları TBMM önünden seslendi:

“Kömür için zeytinliklerimizi feda ettirmeyeceğiz!”

Kanun teklifi bugün  ‘Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülürken hak savunucuları TBMM önünde eylemde.

Polis yurttaşların TBMM önüne gelmesini engelledi

TBMM önüne doğru yola çıkan aktivistler sabah saatlerinde polis tarafından engellendi. Yurttaşların TBMM önüne gelebilmesi ancak Milletvekillerinin olay yerine gitmesi sonrası mümkün oldu. Otobüsleri durdurulan vatandaşlar milletvekillerinin araçlarıyla ayrı ayrı TBMM önüne ancak geçebildi. TBMM önünde bir araya gelen yurttaşlar sordu:

“Yine köylünün sesi kesilmeye çalışılıyor. Bir avuç köylüyüz burada. Biz buraya zeytin için savaşmaya gelmedik. [Elindeki zeytin dallarını göstererek] Topumuz, tüfeğimiz bunlar bizim. Zeytin bunlar zeytin. Barışın simgesi. Niçin kömür uğruna feda edilmek isteniyor diye sormak için geldik. O kadar öfkeliyim ki; vekillerimiz olmasa buraya giremeyeceğiz! Nedir yani korku bir avuç köylüden?”

‘Önce beni çiğneyin diyeceğim; en önce beni öldürün!’

Akbelen’de bir buçuk yıldır süren çadır nöbetine de işaret eden Nejla Işık, dört yıldır İkizköy’de süregelen YK Enerji‘nin madencilik faaliyetlerine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

“Bu sefer zeytinlerimizi bu açgözlü şirketlere vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun. Önce beni çiğneyin diyeceğim; en önce beni öldürün! Yeter artık iki şirketin karnı doyacak diye, biz köylüler yıllarca mağdur edildik. Muğla’nın her yerine göz dikildi. Zeytinlerine göz dikildi. Vermeyeceğiz!”

‘Ölmez ağaç yaşamaya devam edecek!’

TBMM önünde bir araya gelen hak savunucuları basın açıklamalarında onuncu kez değiştirilmek istenen Zeytin Yasası‘na işaret ederek şu ifadeleri kaydetti:

“83 yıldır ölmez ağacı koruyan Zeytin Yasası 10. kez değiştirilmek isteniyor.
Çünkü sermaye böyle istiyor. Çünkü kapitalizm doymak bilmeyen kar iştahıyla, maliyeti azaltıcı en önemli girdinin doğa olduğunu biliyor. Çünkü iktidar sermaye ne isterse vermekten geri durmuyor! Kendilerinin de bildiği gibi dokuz kez denediler, olmadı. Bu sefer de olmayacak. Ölmez ağaç yaşamaya devam edecek!

Yasa değişikliği ile maruz bırakılacağımız durum; toplumsal barışı bozan, kadim mirasımızı, geçimlik ve şifa kaynağımızı yok etmek isteyen, habitatı onarılmaz biçimde yıkıma uğratan vahşi bir madenciliğe yol vermektir.”

600 bin imza Meclis’te

Öte yandan Maden Kanunu’na eklenecek geçici madde ile zeytinliklerin madenciliğe açılmasına izin verecek torba yasa teklifine karşı #ZeytinimeDokunma diyerek change.org/ZeytinicinAdalet adresinde bir araya gelen yaklaşık 600 bin kişinin imzaları ise zeytin için adalet isteyen vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu.

Kampanyayı yürüten Aydın Edremit Körfezi Zeytin Üreticileri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Aydın Şensal, torba yasaya yönelik şu yorumda bulundu:

“Sadece Edremit Körfezi‘nde 30 bin emekçinin beş ay boyunca istihdamını sağlayan, ülke ekonomisine ve insanlarımızın sağlığına önemli katkısı kanıtlanan bir ürünün toplum menfaati adı altında katledilmesi için 10. girişim! Çıkarılmaya çalışılan bu yasa yüzünden bütün coğrafyamızın talan edileceğinin endişesiyle daha önce Danıştay tarafından 8 kez anayasaya aykırı bulunarak reddedilen tasarıyı torba yasayla yürürlüğe sokmak istemek neden?

Zeytin ağacının yaşadığı bölgeler insan yaşamı için de fazlasıyla uygun ve verimli topraklar olduğundan yapılaşmanın da verdiği zararlar ortadadır. 20 yıl önce 100 milyon olan ağaç sayımız 180 milyona varmışken, körfezimizde 40 bin ton üretimle, yaklaşık 200 milyon dolar gelir elde edebilecekken, doğan bebeğinizi ellerinizle boğuyor musunuz? Change.org platformunda başlattığımız imza kampanyası ile neredeyse yarım milyon duyarlı vatandaş tarafından tepki gösterildi, bundan önceki dokuz girişim gibi bunun da aynı şekilde tepki toplayacağından şüpheniz olmasın. Umuyoruz ve diliyoruz ki daha öncekilerde olduğu gibi komisyonunuz bu hatadan vazgeçer ve bizlere zeytin ağaçlarımızı çocuklarımıza bırakma imkânı sağlanır.”

‘Yoksulluk içinde ölüme sürükleneceğiz’

TBMM önünde bir araya gelen hak savunucularının yasa teklifinin geçmesi durumunda neler yaşanacağına ışık tuttuğu açıklamada ise “Önce istihdam ve enerji masallarıyla uyutulacağız; uyurken ölmez ağacımızın, geçimlik nafakamızın, topraklarımızın çoktan yok olup gittiği yoksullaşmış bir yaşama uyanacağız. Şanslıysak bulduğumuz köle işliklerimizde, yoksulluk içinde ölüme sürükleneceğiz” denildi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Yürürlükteki yasa ile zeytin, kültürel ve ekonomik bir değer olarak güvence altına alınmış, serpilip gelişmesi ve yüksek verimlilikle ürün vermesi için tüm tehditlerden korunmaya çalışılmıştır.

Zeytincilik yapılan alanların üç kilometre çevresinde toz üreten, zeytinlerin gelişimini engelleyecek hiçbir faaliyete izin verilmez. Yani 1939 yılından beri geçerli olan yasa ile bırakın zeytinliklerin sökülüp madene açılmasını zeytinlik bulunan bir alanın etrafında bile madencilik yapılamaz. Yeni yasa önerisi ile zeytini koruyan bu zırh kaldırılmak isteniyor.

‘Zeytin hayattır, hayatımıza dokunmayın’

Yasa değişikliğinin kabulü halinde zeytin ağacını taşıyarak habitatı taşıyacağını zanneden cehaletin bedeli, yerinden yurdundan koparılıp göçmen hale gelen yurttaşlar olacaktır.

Hukuki süreç işlerken tıpkı Kolin İnşaat’ın termik santral yapmak üzere bir gecede 6 bin zeytin ağacını keserek geri döndürülmez doğa yıkımı yarattığını unutmadık. Açgözlü, yeni fırsatçıların aynı yıkıma yol açmaktan çekinmeyeceklerini biliyoruz. Bu nedenle önerilen yasa teklifi derhal geri çekilmelidir çünkü bırakın ağacı, ağacımızın tek bir dalını bile kaybetmeye tahammülümüz yok!

Davaysa dava, dilekçeyse dilekçe, nöbetse nöbet!

Ölmez ağaç zeytin için, ormanlarımız için inatla mücadele edeceğiz.
Siz geri adım atmadıkça bizleri sokakta, mitingde, mecliste, genel müdürlüklerinizin önünde, hayatın her alanında, gerekirse rüyalarınızda görmeye hazırlıklı olun.

Zeytin hayattır, hayatımıza dokunmayın!”

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.