ManşetTarım-Gıda

Süt ürünleri sektörü ineklerin hayatını nasıl (doğal olmayan şekilde) değiştirdi?

0

One Green Planet’te yayımlanan yazı dizisinin Kate Good tarafından kaleme alınan dördüncü bölümünü Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Nazlı Deniz Sarıyıldız‘ın çevirisiyle sunuyoruz.

***

OneGreenPlanet.org’un süt ve süt ürünlerinden bağımsız yaşam üzerine gelmiş geçmiş en faydalı 7 makalesi

Bu bölümde, One Green Planet’in süt ve süt ürünlerinden bağımsız bir yaşam sürmeye yardımcı olacak 10 makalesine bakacağız. Neredeyse hepimizin büyütüldüğü süt ve süt ürünlerine dayalı beslenme yerine bitkisel beslenmenin neden daha sağlıklı ve şefkatli olduğuna, hangi tür bitkisel bazlı ürünlere yönelmenin daha doğru olduğuna, sütün yerine ne koyabileceğimize dair öğrenilecek çok şey var. Eğer siz de bitkisel beslenmeye dair bu sorularla boğuşuyorsanız veya cevapları başkalarına kolayca anlatma konusunda yardıma ihtiyacınız varsa, işte size hepimizin sorularını cevaplayabilecek 7 makale.

***

Hayvan çiftçiliği dünyasında, süt ürünleri sektörü kötülük sıralamasında sonlarda kabul edilir. Hatta bizler süt ve süt ürünleri üretimini neredeyse mutluluk ile bağdaştıracak şekilde eğitildik. Yoğurt paketleri üzerindeki inekler sürekli gülümser, mandıra inekleri neşe içinde şarkı söyledikleri ve dans ettikleri reklamlarda görülür. Neden mandıra ineklerinin neşe içinde havalara uçtukları muhteşem hayatlar yaşamadıklarını düşünelim ki?

Bunun doğru olmasını biz de çok isterdik ancak gerçek çok ama çok daha kasvetli. Sadece Amerika’da, mandıra inekleri yılda 196 milyar galon süt üretiyorlar. Bu oranlara ulaşabilmek adına, süt ürünleri sektörü ineklerin küçük, kuşatılmış alanlarda sürekli hamile bırakılıp, sağıldığı bir operasyonel sanayiye dönüşmüş durumda. Bugünün fabrika çiftliğinde doğup yetişmiş bir inek günde yaklaşık 100 galon süt üretmekte. Bu rakam, ortalama bir ineğin doğal yollarla üretebileceğinden 10 kat daha fazla. Bu faktörleri birlikte düşündüğünüzde, billboardlardaki mutlu ineği yaratmayacakları net.

Bu denklemin genellikle unutulan bir parçası ise doğan buzağılara ne olduğu… Bir ineğin süt üretebilmesi için yeni doğurmuş olması gerekiyor. Doğada, anne ineğin ürettiği süt buzağının beslenmesi için var. Ancak süt ürünleri üretiminde, bu süt insanlara yönlendiriliyor ve buzağı sanki denklemden kayboluveriyor. Süt endüstrisinin ineklerin hayat döngülerine doğal olmayan şekillerde yaptıkları müdahaleleri anlamak için bir mandıra ineğinin hayatına bakalım.

Doğum

Bir mandıra ineğinin ortalama yaşam süresi 5 yıldır. Bu 5 yıllık yaşam boyunca, inek sadece birkaç aylık kısa aralıklara izin verilen, sürekli bir hamile bırakılma döngüsü içindedir. İneklerin gebelik süresi 9 aydır, yani aynen insanlarınki gibi. Anne ile bebek arasındaki bağ, doğumu takiben, 5 dakika kadar kısa bir sürede oluşur. Buzağılar yalnızca doğduktan sonraki birkaç saat anneleriyle kalır ve sonrasında hemen annelerinden koparılırlar. Fabrikada doğmayan bir buzağı, doğada normal şartlarda neredeyse 1 yıl kadar annesinden ayrılmaz.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Doğumdan sonra bir buzağının hayatı, genellikle cinsiyetine bağlı olarak, 2 şekilde olabilir. Eğer erkek ise, süt danalarına özel yapılmış kasaya yerleştirilecek ve boynundan bağlanarak tüm hareketi kısıtlanacak. Erkek bebekler ileride süt üretemeyecekleri için süt endüstrisinde “çöp” olarak görülür ve genellikle süt danası olarak kesilmeleri için mezbahalara satılırlar.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Erkek bebek, o kasada yaklaşık 20 hafta yaşar ve bu esnada süt ile değil, içinde demir ve lif dahi olmayan, süte benzetilmeye çalışılmış bir madde ile beslenir. Bu beslenme, buzağıları kansız bırakır. Süt danasının etinin soluk olmasının sebebi budur. Bebekler, ancak mezbahaya götürülecekleri zaman kasalardan çıkarılırlar. Birçoğu kaslarının gelişmemesi sebebiyle kendi ağırlığını dahi taşıyamaz ve yürüyemezler. Yılda yaklaşık 1 milyon buzağının kaderi budur.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Dişi buzağılar ise, tıpkı anneleri gibi mandıra ineği olmak üzere yetiştirilirler. Ancak önce, yaklaşık 6 haftalıkken, hiçbir ağrı kontrolü olmadan, kuyruğu kesilecektir. Bu, kalıcı sinir hasarına yol açabilir ve ineği kronik acıya maruz bırakabilir. 6 aylık olduğunda, boynuzlara dönüşecek olan kemiklerin da yakılması gerekecektir. İnekler çok küçük alanlarda yaşamak zorunda olduklarından, boynuzları tehlike yaratabilir!

Ergenlik

Bir fabrika ineği, ilk bebeğini yaklaşık 2 yaşında iken doğurur. Doğumun hemen sonrasında, bebeğinin ondan koparılışının acısını yaşar. Bundan birkaç saat sonra da süt sağma makinasına bağlanır. Doğumdan sonra yaklaşık 10 ay süt üretecektir. Fakat doğumdan sadece 3 hafta sonra, sıradaki döllenme için “hazırdır”.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Ortalama bir süt üretim çiftliğinde yaklaşık 700 inek bulunur. Hepsi içeride süt sağma alanında yaşar. Neredeyse hepsi tüm hayatlarını çimento zemin üzerinde, günde 3 kez sağılarak yaşarlar.

cow5

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

İneklerin olabilecek en fazla miktarda süt üretmelerini garantilemek için, besinlerine büyüme hormonları eklenir. Bu hormonlar ineğe normalden fazla süt ürettirir ve dolaysıyla meme iltihabına sebep olabilirler. Çiftlik ineklerinin yaklaşık %30-50 oranında, bu hastalıktan mustarip oldukları biliniyor. Organik çiftliklerde ise bu enfeksiyonu iyileştirmek adına inekleri antibiyotik verilmez.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Bir mandıra ineği olarak hayatının ilk yılında, yaklaşık 10.000 litre süt üretmesi beklenir. Bu miktarda süt üretebilmesi için geçtiği süreçler, ineğin bağışıklık sistemini yorarak onu hastalıklara karşı korunmasız hale getirir. Sürekli sert çimento zemin üzerinde yaşarken, memelerindeki yoğun süt veya hamile olması durumunda bebeğin ağırlığı, uzun süreler boyu ayaklara fazla yük bindirerek, birçok ineği topal bırakır. Sağlıksız ve sakat ineklerin %75’inin mandıralardan geldiği tahmin edilmekte.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Mandıra yerine doğal ortamda yetişen inekler ise, fabrikalardaki gibi hormon ve antibiyotikler yerine, ovalarda taze ot ile beslenirler. İnekler son derece sosyal hayvanlardır, yani doğal ortamında ergen bir inek, arkadaşlarıyla birlikte olacaktır -ineklerin de insanlar gibi en sevdikleri arkadaşları olur-. Özgür bir ineğin meme iltihabı ve sakatlık problemleri yaşaması çok ufak risklerdir.

Yetişkinlik

Süt endüstrisindeki birçok inek, ya süt üretimi zayıflamaya başladığında ya da üretemeyecek kadar hasta olduklarında, yaklaşık 5 yaş civarında mezbahaya gönderilir. Mezbahaya ulaşan ineklerin yaklaşık %40’ı sakatlanmıştır. Bu inekler genelde düşük kalitede biftek, hayvan gıdası veya nitrogliserin olacaklardır.

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Fotoğraf: Jo-Anne McArthur/We Animals

Doğada bir inek, 25 yaşına kadar yaşayabilir ve sadece 500 kilo civarı büyüyen mandıra kardeşlerinin aksine, aşağı yukarı 1 tona kadar büyüyebilirler. Yaşamları boyunca, hamile kalma sayılarına bağlı olarak, aşağı yukarı 8-9 yıl süt üretirler. Yavrular günde 3 kez beslenir ve anne memesi – insanlar tarafından sağılmazsa “patlar” inancının aksine – asla patlama riski altında değildir.

Gerçekten Mutlu İnekler Nasıl Olur?

Yan yana konulduğunda bir ineği neyin mutlu ve iyi hissettireceği çok açık. İnekler tıpkı insanlar gibi acıyı ve korkuyu hissedebilen, akıllı ve duygusal varlıklardır. Mandıralarda dünyaya gelen bir bebek ineğin hayatı, doğal şartlarda yaşamı deneyimleyen kardeşlerine göre çok farklı. Mandıra ineğinin genleriyle oynadık ve onun hayatını fabrikalaştırdık. Bunun yaralayıcı sonuçlarına bakıldığında, süt ve et ürünleri sektörleri kendisi ile bağdaştırılan acıdan kurtulamaz. Ne mutlu bize ki, bu acıya kendi katkımızı eklemek zorunda değiliz. Süt ürünleri sektörü her ne kadar insanların kalsiyum için ineklere ihtiyacı olduğunu söylemiş olsa da, bu pek doğru değil. Unutmayın, güçlü kemiklerin inek sütüne bağlı olduğu mitini üretenler, mandıra ineklerini çok mutluymuş gibi reklamını yapanlarla aynı insanlar.

***

Çevirmen Notu

Merhaba, ben vejetaryen besleniyorum. Bir vejetaryen olarak doğmadım. Hayatımın ilk 25 yılını et ve süt ürünlerinin de dâhil olduğu bir beslenme şekliyle yaşadım. Vejetaryen olmaya karar verdiğimde, birçok yerli ve yabancı kaynaktan bilgi topladım. Okuduğum birçok şey benim için çok yeniydi. Yıllarca bana söylenenlere ters düşen, kitlesel medya kanallarında, reklamlarda anlatılmayan yepyeni bir dünyayı keşfetmeye başladım. İnsanın bildiklerine, inandıklarına, alışkanlıklarına ters düşen bilgiyi sindirmesi kolay olmuyor.

Hayvancılık sektörü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok büyük bir sektör ve diğer sektörlerden farklı olarak içinde birçok sektörü barındırıyor. Bu durumda gücü elinde tutan kurum ve kuruluşlar, endüstrinin bilinmeyen yüzüne dair gerçeklerin ortaya çıkmaması için çok çalışıyor.

Vejetaryen beslenemeye başladığım o dönemlerde Türkçe kaynaklar da bulmuş olsam da, yabancı kaynaklarda konunun bilimsel taraflarına değinen daha fazla yazı ve makale bulabildim. Şimdi de bu yazı serisi ile bu bilgileri, ilgilenenlere paylaşmaya başlıyoruz.

Elimizden geldiğince ve kaynaklara ulaştıkça, burada paylaşılan bilgilerin bilimsel araştırma sonuçlarını da sizlerle paylaşacağız. Makaleleri okurken bazı kısımların linklerinin eklendiğini göreceksiniz (tıklanabilir kelimeler). Önerimiz, sadece burada yazılanlarla sınırlı kalmamanız ve öğrenmek istediğiniz alanlarla ilgili (özellikle süt ve protein konusunda) kendi araştırmanızı yapmanız ve olabildiğince farklı bilimsel kaynağa ulaşmanızdır.

 

Bu seri boyunca paylaşacağımız konu başlıkları:

1. Inek sütüyle ilgili inanmamanız gereken, sağlığa dair 5 iddia

2. Kazein (memeli süt proteini) ve sağlığınız arasındaki rahatsız edici bağlantı nedir?

3. ‘Süt Hayatı’ çiftlik inekleri için hiç de hayat değil!

4. Hayvan endüstrisi ineklerin hayatını nasıl kısalttı?

5. Süt ile dolu bir hayat? Peki ya yok ettikleri; hayvan endüstrisi ve çevre arasındaki yok eden ilişki

6. Süt ürünlerini hayatınızdan çıkarmanız için 10 iyi neden

7. Kalsiyumun önemi ve süt ürünleri olmadan ihtiyacınız olan kalsiyuma ulaşma yolları

Ek olarak et ve süte dair bilimsel makaleler…

***

Yazının İngilizce Orijinali

Yazı: Kate Good

Yeşil Gazete için Çeviri: Nazlı Deniz Sarıyıldız

Çeviri Editörü: Ayşe Ceren Sarı

(Yeşil Gazete, One Green Planet)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.