Ekolojik YaşamHafta SonuManşet

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali Çanakkale’de: Hem renk hem de dans…

0

Bazı hikâyelerin hayata bakış açısını kökten değiştirebileceği ve bazı filmlerin izleyici önünde yeni pencereler açacağı anlayışıyla sekiz yıldır yaşama, insana, doğaya dokunan, bir şeyleri değiştirme arzusuna coşku katan filmleri perdeye taşıyan Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali (SYFF), bu yıl eş zamanlı gerçekleştiği 20 farklı şehirden, farklı etkinlikler ve etkilerle geçti. Sürdürülebilir Yaşam Kolektifinin “Siz de yapabilirsiniz” çağrısına kulak veren yerel ekiplerin işbirliği ile, iklim değişikliği, tarım, enerji, su, ulaşım, tüketim konularında, aynı gökyüzü altında başka coğrafyalarda karşılaşılan birbirine aşina sorunların nedenlerini sorgulayan 30 belgesel ve kısa film gösterildi. Programda yer alan filmlerden biri, festivalin 20-22 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen Çanakkale ayağına ilham verdi, yaşları 30 ile 75 arasında değişen on kadın, hayatlarında ilk defa sahneye çıktı, dans etti.

Dansın gücü adına!

syff 2

Bir süre önce Çanakkale’ye yerleşen dansçı Esra Yurttut, ödüllü yönetmen Peter Goldsmid’in dansın dil, ırk ve yaş bariyerlerini aşarak iki sokak çocuğunun hayatını nasıl dönüştürdüğünün hikayesini anlattığı “Sokaktan Çıkış Dansta / Dance Up From The Street” adlı belgeselinden çok etkilendi ve film üzerine festival izleyicileriyle dansın dönüştürücü gücünü konuşmak yerine bunu deneyimlemelerini istedi. Yolu, Esenler Sosyal Yaşam Evi’nden kadınlarla kesişti. Esra Yurttut, SYFF Çanakkale sahnesinde onlarla birlikte gerçekleştirmek istediği hayalini anlatınca kimi daha önce hiç dans etmediğini öne sürdü, çekindi, kimi hareket olur, değişiklik iyi gelir dedi ve böylece dansın daveti 10 kadının gönlünü çeldi.

O zaman renk ve dans…

syff 6

Sadece iki prova alarak “tanışma oyunu” gösterisini hazırlayan kadınların üçüncü kez buluştukları yer sahnedeydi. Sokaktan Çıkış Dansta filmini birlikte izledikten sonra sahneye çıkıp dans eden kadınların mutluluğu ve enerjisi izleyicilere de geçti. Daha önce hiç sahneye çıkmamış, dans etmemiş kadınların dansın dönüştürücü gücünü deneyimledikleri beş dakika süren gösterinin üzerine yapılan söyleşide, dansla sağlanan ruh, beden, zihin bütünlüğü, denge, duygular, özgüven, dansla aramıza koyduğumuz engeller, önyargılar ve bunları aşmanın mümkün olduğu konuşuldu.

“Herkesin bir dansı var.”

Böyle bir deneyimi ve hikayeyi paylaşmaktan bir hayli memnun olan dansçı Esra Yurttut, “İzlediğimiz filmde, tutunacak bir şeyi olmayan insanların sadece dans ettikleri, hareket halinde oldukları için mutlu olduklarını görmek çok düşündürücü ve ilham vericiydi. Farklı hayatlardan, farklı kişiliklerde yaşları 30 ile 75 arasında değişen 10 kadınla dans ettik. Ben yönlendiriciydim ama hepimiz birbirimize bir şey öğrettik. İletişimimizi dans üzerinden kurduk. Hiç konuşmadan sadece hareketlerle anlaşabileceğimiz, birbirimize izin verdiğimiz ve saygıyla izlediğimiz bir dil oluşturduk. Bu dans, hepimizin dansıydı. Kadınların dans edebiliyorum, benim bir gösterim var özgüvenini ve aramızda doğan  sevgiyi izleyen herkes hissetti.” dedi.

syff 3

Esra Yurttut, ritm duygusunun kalp ritmiyle birlikte başladığını, çocukken dans ettiğimizi ama zamanla araya engeller girdiğini, dansı hatırladığımız an dönüştürücü gücünün hayata, doğaya ve kendimize olan bakışımızı değiştireceğini anlatarak, “Ama ben dans edemem ki” diyecek olanlara yanıt verdi: “Herkes dans edebilir. Yüksek bir beklenti içine girmeyip kendinle uyumlu olunca, kendini kabul edince ortaya bir dans çıkıyor. Duygular dengeleniyor, şifası da burada başlıyor. Kendimizi bedenimizle ifade etme niyeti, ben dans edemem engelini ortadan kaldırıyor, önyargıları yıkıyor. Kendini tanımak, sınırlarını bilmek, kendi bedeninle merakla ilişkiye geçmek… Kollarım gerçekten nerede, hareket alanım ne kadar? Üzgünken ya da  mutluyken bedenim nasıl bir pozisyonda? Bilinçli olarak bunlarla oynarsam duygularım da değişir mi? Bütüne farklı şekillerde bakmak, bedene araştırmacı olarak yaklaşmak… İşte bunlar hep dans.”

Çanakkale SYFF’de kentten kırsala değişim ve mücadele

Erkan Yavuz Deneysel Sanat Atölyesi’nde PAN Görsel Kültür DerneğiÇOMÜ Sinema ve Medya Topluluğu ile ÇOMÜFOT tarafından gerçekleştirilen festivalde, kentten ayrılıp kırsala yerleşenler ile kırsalda alışageldikleri yaşamları termik santrale karşı mücadele ederken değişenlerin hikayeleri de anlatıldı. 11 kömürlü termik santralin planlandığı Çanakkale’de termik santral inşaatının devam ettiği Karabiga’da yaşayan 65 yaşındaki Asiye ÖgeKarabiga Temiz Doğa Derneği adına katıldığı söyleşide yaşadıklarını anlattı: “Karabiga’da termik santral olmasın diye ne yürüyüşler yaptık. ÇED toplantısında kapıların önüne oturduk, yetkilileri içeri sokmadık ama imzalandı dediler. Davalar açtık, kazandık ama inşaat devam ediyor. Termik santral kurdukları yerde Parion Antik Kenti var, Akdeniz fokları, caretta carettalar var. Hadi insanları düşünmüyorlar, onları da mı düşünmüyorlar?”

syff 4

“O termik santraller çalışmaya başlarsa, yaşanmaz Biga’da”

“Çanakkale’nin en verimli toprakları Biga Ovası, siz bunu yok ettikten sona her yer para olsa ne yazar? Bekirli ve Değirmencik’deki termik santrallerden bu yıl bütün meyvelerimiz, zeytin ağaçlarımız kurudu. Bahçemde organik tarım yapar ürettiğimi pazarda satarken bahçemin ortasından geçen yolu dere ıslahı yapıyoruz diyerek santrale yol yapmak için kazdılar. Zorla on dönümlük üzüm bağımı, zeytin ağaçlarımı kestiler. Kepçelerle tapulu bahçemden toprak alıp denizi doldurdular. Mahkemeyi kazandık ama bunlarla baş edemiyoruz. Termik santralleri istemiyoruz. Birleştiler,doğayı yok edecekler. Biz de sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.” diyen Asiye Öge, doğayı ve yaşamı savunan herkesi termik santrallere karşı birlikte direnmeye çağırdı.

Filmlerden hikayelere kelebek etkisi

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivalinin Çanakkale ile ikinci buluşmasını Yeşil Gazete için değerlendiren organizasyon ekibinden Tuğba Gürbüz, Asiye Öge’nin hukuk mücadelesini anlatmasının çok değerli olduğunu belirterek, “Veriler üzerinden yaşananları çok algılayamıyoruz. Acıyı ve oradaki hukuksuzluğu anlamamız için insanlar üzerindeki değişimi, etkiyi görmemiz gerekiyor. Asiye Teyze’nin hikayesi hepimizi çok etkiledi. Eminim ki bu hikayeyi bilen insanlar bu mücadeleye dahil olacaklar.”dedi. Üniversite öğrencilerinin festivale kolaylaştırıcı ve izleyici olarak katılmalarının, şimdiye dek hiç dans etmeyen kadınların sahnedeki performansı kadar festivale renk kattığını söyleyen Tuğba Gürbüz, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanarak hayatlarını toprakla, doğayla bağ kurarak değiştirmek üzere yola koyulanların hikayeleriyle Kaz Dağları’ndan Karabiga’ya altın madeni ve termik santral mücadelesi hikayelerinin buluşmasının herkese ilham ve güç verdiğini ekledi.

SYFF Çanakkale Organizasyon Ekibi

SYFF Çanakkale Organizasyon Ekibi

“Birbirimize ihtiyacımız var.”

Organizasyon ekibinden Emine Sürücü ise festivalin açılışında kurulan yerel üreticilerin ürünleriyle donatılmış masanın festivalin özü ile bağdaştığını ve artık bir gelenek haline geldiğini söyleyerek SYFF’nin herkese iyi geldiğine dikkat çekti: “Çanakkale termik santral ve altın madenciliği bakımından çok dertli ve insanlar zaman zaman  umutsuzluğa kapılıyorlar. Sürdürülebilir Yaşam Kolektifinin festival için seçtiği filmler önce benzer sorunları anlatıyor, sonra da dünyadan farklı örnekler vererek insanlar bunların üstesinden nasıl gelmiş ve siz neler yapabilirsiniz noktasında umutlandırıyor. Ben de bir şey yapabilirim diyorsunuz. Festival sayesinde Kaz Dağları’nda farklı yerlerinde yaşayan, farklı ama özünde aynı sorunlarla uğraşan insanlar arasında bağ oluştu. Hikayelerini paylaştılar ve mücadeleye birlikte devam edecekler.” dedi.

Belki şehre bir film gelir!

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivalinde şimdiye kadar gösterilen belgeseller, http://www.surdurulebiliryasam.tv/ adresi takip edilerek izlenilebilir. Önümüzdeki yıl  festival ekibinin “Siz de yapabilirsiniz” çağrısına kulak verir yerelde oluşturacağınız ekiple gönüllü iş birliğine girerseniz, sizin de şehrinize festival gelebilir.

Haber: Güneş Dermenci

(Yeşil Gazete)

 

You may also like

Comments

Comments are closed.