İklim KriziManşetSpor

‘Şimdiye kadarki en sıcak oyunlar’: Elit sporların Tokyo Olimpiyatları’nda iklim kriziyle mücadelesi

0

Yazan: Joe Lo

Yeşil Gazete için çeviren: Ali Serdar Gültekin

*

Tokyo Olimpiyatları, sporcuların bayıldığı, yarışmayı tekerlekli sandalyeyle terk ettikleri, ve yarışma sırasında ölürlerse ne olacaklarını sordukları “şimdiye kadarki en sıcak oyunlar” olarak tanımlandı.

23 Temmuz’da başladığından beri  sıcaklıklar her gün 29-33 °C arasındaydı. Nem, birleşik bir ölçü olan ıslak termometre sıcaklığını sık sık, Japon Çevre Bakanlığı‘nın web sitesinde parlak kırmızı metinle “tehlike” olarak etiketlediği bir düzeye çıkardı.

İklim değişikliği ve şehirlerin kırlardan daha çok ısındığı “kentsel ısı adası etkisi”, günümüzde Tokyo’yu 1900’de olduğundan 2,86 °C daha sıcak hale getirdi. Yaz aylarında 30 °C’nin üzerindeki sıcaklıklar giderek daha yaygın hale geliyor.

Sıcaklığın ilk kayda değer zayiatı, puanlarını kontrol ederken yere yığılan Rus okçu Svetlana Gomboeva oldu. Japonya’ya sadece 1.000 km uzaklıktaki bir Rus şehri olan Vladivostok‘ta eğitim alarak iklime hazırlanmaya çalışmıştı. Ancak, koçu gazetecilere şunları söyledi: “Bütün bir gün sıcakta ayakta duramadı.

Birleşik Krallık triatlon takımının sıcaklıklara hazırlanmasına yardımcı olan Portsmouth Üniversitesi‘nde İnsan ve Uygulamalı Fizyoloji profesörü olan Mike Tipton da  Climate Home News‘e,  “Svetlana’nın yaşadığı sorun kesinlikle öngörülebilirdi,” dedi:

“Sıcak bir ortamda uzun süre ayakta durursanız, terlerseniz, susuz kalırsanız, ve cilde kan akışı artar ve artarsa, tansiyonunuzda oldukça ciddi bir düşüş olabilir; bu insanların sersemlemesine ve bayılmalarına neden olur. ”

Okçuluğu triatlon ve tenis gibi daha enerjik sporlarla karşılaştıran Tipton, şöyle konuştu: “Durursanız, iç ısı üretimini azaltırsınız ama bu hararetinize engel olmaz. Vazodilasyonu [kan damarlarını açmayı] ve cilde kan göndermenizi engellemez. Susuz kalmanızı engellemez çünkü hala terlersiniz ve bu nedenle kan basıncınızın düşmesini engellemez.”

Aslında, hareketsiz durmanın sorunu daha da kötüleştirebileceğini belirtiliyor, çünkü hareket ederken bacak kaslarınızı kasmak kan basıncının korunmasına ve kanın kalbe geri dönmesine yardımcı oluyor.

İkinci büyük sorun, fiziksel olarak daha yoğun olan tenis sporunda yaşandı.  İspanyol oyuncu Paula Badosa, çeyrek final maçının ilk setinin sonunda sıcak çarpması yaşadı ve sonunda sahayı tekerlekli sandalyede terk etti.

Aynı gün, Rus Daniil Medvedev, üçüncü tur maçında gözle görülür bir şekilde mücadele verirken fizyoterapistini aramak zorunda kaldı. Hakem ona iyi olup olmadığını sordu ve “Ben ölürsem [Uluslararası Tenis Federasyonu] sorumluluk alır mı?” yanıtını aldı.

Medvedev, maçı kazandı ancak gazetecilere şunları söyledi: “İlk sette bile nefesimi yeterince iyi hissetmiyordum. Bu yüzden fizyoterapisti aradım. Diyaframım tıkanmış gibi hissettim.” İkinci sette ise şunu söyledi: “Gözlerim karardı, kendimi daha iyi hissetmek için ne yapacağımı bilemedim. Sanki eğiliyordum ve nefesimi toparlayamıyordum, bu yüzden tenis kortuna düşmeye hazırdım.”

Medvedev’in ölüp ölmeyeceği sorulduğunda Tipton, “Kesinlikle yere yığılabilir. Tenis kortunun çevresinde, aşırı hararet nedeniyle kendinden geçtiği takdirde çabucak serinleyebileceği yeterli paramedikal desteğin olacağı umulabilir. Ancak, büyük spor etkinliklerinde yere yığılan ve ölen ya da sıcak çarpması geçiren ve bunun uzun vadeli sonuçlarını yaşayan sporcuların örnekleri var.”

Avustralyalı uluslararası netball oyuncusu Amy Steel, sezon öncesi bir maçta klimanın çalışmadığı 39 °C’lik bir arenada sıcak çarpması geçirdikten sonra sporu bırakmak zorunda kalmıştı. Olaydan beş yıl sonra halen yoğun egzersiz yapamıyor ve kariyerinin erken sonlanmasından iklim değişikliğini sorumlu tutuyor.

İngiliz kürekçi Melissa Wilson da sakatlıkları onu Olimpiyatlar için yarış dışı bırakmadan önce İngiltere‘nin Olimpik kürek takımı ile antrenman yapıyordu. Sıcakta kürek çekmenin, “tekneyi suya taşırken enerjiniz tükeniyormuş gibi, bunaltıcı hissettirdiğini” söyledi: “Boğazın yanıyor. Ter, gözünüze akıyor ve küreklerin saplarını ellerinizle kavramanızı zorlaştırıyor. Düşüncelerinizi net ve tekniğinizi en yüksek standartta tutmak daha zor. Kürek çekerken, zaten vücudunuzun fiziksel sınırlarını zorluyorsunuz, bu yüzden aşırı sıcakta bunu yapmak, daha zorlayıcı bir durumu ortaya çıkarıyor.”

Wilson için durum daha kötü de olabilirdi. Sıcaklıklar tahmin edildiği gibi yüksekti, ancak 2018, 2019 ve 2020 yazlarında olduğu gibi 30°C’ların, 40 °C’ların üzerine çıktığı ve Japonya’da binden fazla ölüme neden olan sıcak  dalgası yoktu. Bilim insanları, 2018’deki en aşırı sıcak dalgasının, insan kaynaklı iklim değişikliği olmadan gerçekleşemeyeceğini ortaya koydular.

İngiliz triatlon takımının Yeni Zelanda doğumlu baş antrenörü Ben Bright, Climate Home News’e şöyle konuştu: “2018’de, Tokyo’da gördüğümüz sıcak dalgası, 2021’deki triatlon etkinliklerinin çoğunun iptal edilmesi anlamına gelirdi ve sadece şans eseri [önceki yılların sıcak dalgaları] geri dönmedi.”

Pandemi nedeniyle seyircilerin yokluğu da Tokyo’daki aşırı sıcağın etkileri sınırlandırmış görünüyor. Spor yapmasalar da, seyirciler genellikle Olimpik atletlerden daha yaşlılar, daha az formdalar ve yurtdışından gelenler genellikle Tokyo’nun sıcağına ve nemine alışık değiller. Hemen hepsi sıcak çarpması ve güneş yanığı riski altında.

Olimpiyat yetkililerinin (bazen isteksiz) kararları da sıcaklıkların etkilerini sınırladı. Tokyo valisinin protestolarına rağmen, maraton ve yürüyüş etkinlikleri 800 km kuzeye, Tokyo’nun 31 °C’sine kıyasla ağustos ayı ortalama yüksek sıcaklıklarının 26 °C olduğu Sapporo’ya taşındı. Yarışmacıların, 34 °C’ye ulaşması beklenen en yüksek sıcaklıktan kaçınmak için cuma günü yerel saatle 23:00’te yola çıkmaları gerekti.

Bandosa ve Medvedev’in sorunları ve dünyanın bir numarası Novak Djokovic‘in şikayetleri üzerine, tenis ve Olimpiyat otoriteleri tenis maçlarının yerel saatle 11:00’den 15:00’e alınması konusunda anlaştılar. Oyunculara maçlar arasında plastik tüplerden üflenen soğuk hava sunuldu.

İsviçreli tenisçi Belinda Bencic maçlar arasında serinlemek için borudan üflenen serin havayı kullanıyor (Fotoğraf: Ekran Görüntüsü/BBC)

Atletler, Olimpiyat sıcağa hazırlanmış ve sıcak, nemli birçok ülkeye antrenman için gitmişlerdi. Wilson’un ifade ettiği gibi: “GB Rowing‘in, Varese‘de [Milan yakınlarında] gerçekten çok sıcak bir kampı vardı. Bazı seanslarda koçunuz, takımınızın içine koymanız için içinde buz küpleri olan bir buz kutusu getirirdi.”

İngiltere’nin triatlon takımı gibi diğer takımlar da ısı odalarında eğitim aldı. Wilson, maraton yüzücüsü Alice Dearing‘in 10 km’lik yarışını en az 29 derecelik suda yüzmeye hazırlanmak zorunda olduğunu ve bu nedenle 30’lu derecelerin ortalarına kadar ısıtılmış bir tankta yüzdüğünü, İngiltere’nin denizcileri ve hokey oyuncularının ısı çadırlarında antrenman yaptığını söyledi.

Bu önlemler sıcakta yarışmak zorunda kalan sporculara yardımcı olabilir, ancak pahalılar ve harcamalar da birçok ülkenin bütçesini aşıyor. Oyunları daha serin bir sezona kaydırmak daha kapsamlı bir yaklaşım olacaktır.

Tipton, Tokyo Olimpiyatları’nın, 1964’te Tokyo’da ve 1968’de Mexico City‘de olduğu gibi sonbaharda yapılması gerektiğini söylüyor: “İklim değişikliği nedeniyle bunun Sonbahar Olimpiyatları olmasının iyi bir fikir olduğunu  düşünmeye başlamalıyız.”

Ancak TV yayıncıları, özellikle sonbaharın zaten dolu bir spor programına sahip olduğu ABD‘de dirençli. NFL Amerikan Futbolu sezonu normalde eylül ayında ve NBA basketbol ve NHL hokey sezonları ekim ayında başlıyor.

ABD merkezli CBS Sports televizyon kanalının eski Başkanı Neal Pilson, 2018’de Reuters’e şunları söylemişti: “Yaz Olimpiyatları, spor için var olan program taahhütleri nedeniyle ekim ayında düzenlenirse daha az değere sahip olur… Uluslararası Olimpiyat Komitesi yaz ve kış oyunlarının zamanlaması konusunda Amerikan yayınlarının tercihlerinin farkında.”

2020/2021 Olimpiyatları için Uluslararası Olimpiyat Komitesi, ev sahibi ülkenin oyunları 15 Temmuz ile 31 Ağustos arasında bir sürede gerçekleştirmesi gerektiğini belirtti.

Tipton, sporcuların sağlık ve güvenliğinin yanı sıra, sporseverlerin iklim değişikliğinin sevdikleri sporları etkilediğini anlamalarını istediğini ve iklim eylemlerinin savunucusu haline gelmeleri gerektiğini söylüyor: “İklim değişikliğinin meydana gelmesi ve sporcuların uğraşmak zorunda olduğu sıcaklıkları ve nemi etkilemesi, deneyimlerini ve izledikleri gösteriyi sönükleştiriyor. .

Bright ise iklim değişikliğini durdurmanın nihai çözüm olduğunu savunuyor:  “Bence organizatörlerin ve sporcuların aşırı koşullara karşı mücadele etmek için neler yapabileceğinden bahsetmek, olaylara yanlış bakma şeklidir. Tabii ki bu konuşmanın bir parçası olmalı ama yarayı bantlamamalı, nedenin üstesinden gelmeliyiz.”

Makalenin İngilizce orijinali

Comments

Comments are closed.