İnsan HaklarıLGBTİ+Manşet

Şiddete maruz kalan LGBTİ+ ve kadınlar, yaşam mücadelesi veriyor

0
Fotoğraf: Gözde Demirbilek / Kaos GL

İnsan hakları örgütleri bugün, Türkiye’de son yıllarda hükümet tarafından yaygınlaştırılmaya çalışılan LGBTİ+’lara ve kadınlara yönelik nefret söylemlerine ve dışlayıcılığa, sokağa yansıya ayrımcılıklara ve güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen şiddete karşı LGBTİ+’ların ve kadınların yaşam hakkına ilişkin açıklama yapmak ve haklarını savunmak üzere bir araya geldi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında Yeldeğirmeni’nde yaşanan LGBTİ+ ve kadınlara yönelik işkencelere dikkat çekildi.

12 Ekim’i 13 Ekim’e bağlayan gece Kadıköy/Yeldeğirmeni Mahallesi’nde başlayan ve Kadıköy İskele Polis Amirliği Merkezi‘nde (Rıhtım Karakolu) devam eden işkence sürecine ilişkin açıklama yapanlardan biri de şiddete maruz bırakılan isimlerden Ameda Karakuzu’ydu. Karakuzu, bugün düzenlenen basın toplantısında o gün yaşadıklarını ve yaşam mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini şöyle anlattı:

‘Üzerlerine araç sürüldü, yumruk atıldı ve ters kelepçe yapıldı’

“Kadıköy Halitağa Caddesi‘nde iki kadın arkadaşımız evlerine dönerken iki erkek tarafından önce sözlü tacize uğramış sonrasında üzerlerine araç sürülmüştür. Bir erkek araçtan inerek kadınlara fiziksel şiddet uygulamıştır. Şiddete uğrayan kadınların öz savunması ve tacize şahit olan arkadaşlarının da dahil olmasıyla birlikte tacizciler araçlarına binip yeniden aracı üzerlerine sürerek uzaklaşmıştır.

Kadın ve LGBTİ+ arkadaşlarımız maruz bırakıldıkları tacizin ardından evlerine doğru ilerlemek isterken, kendilerini taciz eden erkeklerden biri ile bir polisin koştuğunu görmüşlerdir. Aynı zamanda arkadaşlarımızın olduğu noktaya 3-4 polis aracı gelmiştir.

Kim olduğu belirsiz olan, sivil kıyafetli bir kişinin arkadaşlarımızdan birinin kafasına yumruk atması ve birkaç polisin diğer bir arkadaşımıza ters kelepçe yapması ile şiddet başlamıştır. Polisler arkadaşlarımızı tekme ve yumruklarla, yakın mesafeden sıktıkları biber gazıyla ve ters kelepçe ile işkence de bulunarak gözaltına almışlardır.

İşkence esnasında iki kadın arkadaşımızın memeleri açılmış, bunu fark eden arkadaşlarımız ‘kelepçeleri çıkarın üzerimizi kapatmak istiyoruz’ dedikleri halde polisler hiçbir şekilde umursamamış, aksine arkadaşlarımızı o şekilde video kaydına almışlardır.

‘Yakın mesafeden biber gazı atılan astımlı arkadaşımız fenalaştı’

Dört arkadaşımız ters kelepçe ile İskele Polis Amirliği‘ne (Rıhtım Karakolu) getirilmiştir. Yakın mesafeden sıkılan biber gazı nedeni ile astım hastası olan bir arkadaşımız fenalaşmıştır. Arkadaşımızın çantasında olan astım ilacını talep etmemize rağmen polisler ilacı vermemişlerdir. O esnada arkadaşımızın bilinci kapanmış ve ters kelepçeli bir halde yere yığılmıştır.

‘İşkenceyle gözaltı’

Arkadaşlarımızın maruz bırakıldığı polis işkencesine tanıklık eden üçü LGBTİ+ dört arkadaşımız karakolun önüne gelmişlerdir. Arkadaşlarımızın, polisin işkencesine itiraz ederek ‘işkence görüntülerini videoya alıyoruz‘ demelerinin üzerine bir polis amiri ‘bunları da alın‘ demiş ve arkadaşlarımız da işkenceyle gözaltına alınmışlardır.

Karakolun içerisinde uzun süre devam eden polis işkencesi sonucu, bir arkadaşımızın kolu, bir arkadaşımızın dişi, bir arkadaşımızın kulak kıkırdağı kırılmış bir arkadaşımızın dudağı patlamış bir arkadaşımız ise kafa travması geçirmiştir. Ayrıca tüm arkadaşlarımızın vücudunda darba bağlı morluklar ve şişlikler oluşmuştur.

Kadınlar ve lubunyalar tacize, tecavüze uğrarken şiddete maruz bırakılıp öldürülürken olay yerine saatlerce gelmeyen polis, tacize uğrayan kadınlara müdahale etmek için 5 dakika içinde olay yerine gelip kadınlara ve lubunyalara saldırıyor!

Ne onur ayının ilk pazarı Yeldeğirmeni’nde basın açıklaması gerçekleştirmek isteyen lubunyalara yapılan gözaltının ne  Temmuz’da “mahalle abileri” tarafından “bu mahalleden ibneleri temizleyeceğiz” bağrışlarıyla fiziksel şiddete maruz kalan lubunyaların ne de 12 Ekim gecesi tacizcilerinin sözde ihbarıyla kadın ve LGBTİ+ların ters kelepçeyle gözaltına alınması münferit değildir.

Erkek devletin ve onun piyonlarının Yeldeğirmeni’nde yapmaya çalıştıkları soylulaştırma projesini Ülker Sokak’tan, Esat/Eryaman’dan biliyoruz. Size yenilmeyeceğiz. Mahallelerimizi terk etmeyeceğiz.

Lubunyalara ve kadınlara karşı artan polis ve devlet şiddetini kabul etmiyoruz. Bizlerin varoluşları sizin seçim kampanyanız değildir. Maruz kaldığımız şiddete sessiz kalan herkes bu şiddetin failleri kadar sorumludur.

Yaşatmak için mücadele eden bizler kimliklerimiz ve politik görüşlerimiz nedeniyle açıkça hedef gösteriliyoruz sadece yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.
Kadın ve LGBTİ+’lar vardık varolmaya devam edeceğiz.”

You may also like

Comments

Comments are closed.