Editörün SeçtikleriEkolojiİklim KriziManşet

Sel felaketinin yaşandığı Bozkurt’ta bu soru yankılanıyor: ‘Kokuyu alıyor musunuz?’

0

Bugünlerde Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki sokaklarda belki de en çok rastlanılan cümlelerden birisi “Kokuyu alıyor musunuz?” cümlesi.

Bahsi geçen koku ise ne sel felaketiyle yollarda ve evlerde biriken balçıktan geliyor ne de taşan Ezine Çayı’ndan. Kokunun enkaz altında kalan ve günlerdir kurtarılmayı bekleyen insan ve hayvan ölülerinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Can kaybı sayısı çok daha yüksek

Jandarma, AFAD, Belediye ekipleri ve gönüllüler sabah erken saatlerden akşam geç saatlere kadar yoğun bir şekilde çalışıyor.

Birinci öncelik ise kimi yerlerde binaların ikinci katlarına kadar ulaşan balçıkları temizleyerek enkaz altında kalmış olduğu düşünülen kişilere çok geç olmadan ulaşabilmek.

Fotoğraflar: Elif Ünal

AFAD şu ana kadar Karadeniz’deki sel nedeniyle ölenlerin sayısının 77’e yükseldiğini duyurdu. Açıklamada Kastamonu’da 62, Sinop’ta 14, Bartın’da ise bir kişinin hayatını kaybettiği, sekiz kişinin ise tedavilerinin sürdüğü belirtildi.

Ancak bölgedekiler ve çalışmalara katılan ekipler sayının çok daha fazla olduğu konusunda hemfikir. Denize vuran cesetler ve ilçede bittiği için  sipariş edilen yüzlerce ceset torbası sayının önümüzdeki günlerde daha da artacağına işaret ediyor.

‘Ne olduğunu bile anlamadan su içerisinde kaldık’

Sel sularının yükseldiğini gördüğünde dördüncü kattaki evinde olan Ezgi Akın, “Ne olduğunu bile anlamadan suyun içerisinde kaldık. Üst katta olmak şansımız oldu” dedi. Dalgıçların eşlik ettiği kurtarma ekipleri tarafından bir bot ile kurtarılmış.

Kastamonu Merkez’deki tanıdıklarının yanında kalan Akın evdeki eşyalarının bir kısmını kurtarabilmek için Bozkurt’a geri döndüğünde evine ulaşabilmek için birçok farklı rota denemek zorunda kaldı. Sebebi ise yolların hala birçoğunun ulaşıma kapalı olması.

Sadece yollar değil binaların çoğunda da ilk kat tamamen balçık ve sel sularının sürüklediği eşyalar ile kaplanmış durumda. Bu da selin geldiği sırada içeride kalmış kişiler olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Ezgi Akın

‘Birçok kişinin suya kapıldığını gördüm’

Akın, “Sadece bizim sokağımızda bile birçok kişinin suya kapılıp gittiğini gördüm. Çayın kenarındaki insanlar ise görüntü almaya çalışıyordu. Yukarıdaki köprü tomrukların etkisiyle yıkılınca burayı da sel bastı” dedi.

Evinin önündeki yol çökseydi içinde bulunduğu binanın da çökmüş olacağını belirten Akın, “Gerçekten ucuz kurtardık. Ancak şu anda bile binanın halini görüyorsunuz. Büyük ihtimalle bu bina da yıkılacak. Ne yapılacaksa onu bekleyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

Ezgi Akın apartman girişindeki enkaz üzerinden tırmanarak evine ulaşmaya çalışıyor.

Neler yaşandı?

 Batı Karadeniz’i etkisi altına alana şiddetli sağanak yağışın ardından 11 Ağustos tarihinde meydana gelen sel felaketi Kastamonu’nun Bozkurt ve Azdavay ilçelerinde büyük bir yıkıma neden oldu.

Ezine Çayı’nın taştığı Bozkurt’ta dere yatağına kurulu ilçe sular altında kaldı. Fatih ve Ölçer apartmanları tamamen yıkılırken birçok bina yaşanılamaz hale geldi, bir köprü çöktü. Haberleşmenin, elektriğin ve ulaşımın kısıtlandığı ilçede günler süren arama-kurtarma çalışmaları yürütüldü.

Afet bölgesi ilan edildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kastamonu, Bartın ve Sinop’un “Genel hayata etkili afet bölgesi” ilan edildiğini duyurdu.

Bu ilan felaketin etkili olduğu bölgede mülkiye amirlerine olağanüstü yetkiler verilmesinin yanı sıra felaketten etkilenen kişilere yardımların ulaştırılması için gerekli hizmetlerin sağlanmasını kapsıyor.

Bir kişi hakkında gözaltı kararı

İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığı, İnebolu, Bozkurt, Abana ve Küre ilçelerinde yaşanan sel felaketinin ardından yıkılan binalarla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Açıklamada soruşturma sonucunda yıkılan bir binanın müteahhitti hakkında gözaltı kararı verildiği belirtildi.

Sel nedeniyle yıkılan Fatih Apartmanı’nın yıkımına başlandı.

Sel felaketine ne sebep oldu?

Karadeniz’de etkili olan şiddetli yağışlar neticesinde Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde Türkiye tarihinin en büyük sel felaketlerinden birisi yaşandı.

Öne sürülen bir iddiada ilçedeki Ezine Çayı üzerinde faaliyet gösteren hidroelektrik santralinin (HES) kapaklarının patladığı ve ilçeyi bu sebeple sel bastığı iddia edildi.

Tesla Enerji: Patlayacak bir kapağı bulunmuyor

Ancak Zülfikarlar Holding bünyesindeki Tesla Enerji, yaptığı açıklamada iştiraki Berke Enerji lisansıyla kurulu HES’in su depolaması bulunmayan, regülatör tipli bir hidroelektrik santrali olduğunu söyledi.

Açıklamada “Özetle, açılabilecek veya ani gelen suyun şiddetiyle patlayacak bir kapağı bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Köprüyü tıkayan tomruklar

Bir başka iddia ise yasa dışı şekilde depolanan tomrukların ve ağaç parçalarının köprüyü tıkaması ve sel sularını ilçeye yönlendirmesi üzerineydi.

Bu duruma dikkat çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Burada bir köprü var. Yukardan aşağı gelen tomruklar köprü önünde barajlama yapıyor. Ondan sonra hem sağa hem sola ciddi bir şekilde şehrin içerisine akım oluyor. O rüsubat ve tomruk böyle bir sürecin oluşmasına sebebiyet veriyor” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç da “Yukarıda vadinin başına bir tomruk deposu kurmuşlar. O gelen tomruklar aşağı inmiş ve köprüleri tıkamış. Köprüler doğal baraj görevi görmüş, bir anda patlamış ve şehir bu hale gelmiş” ifadeleriyle bu iddiayı destekledi.

Dere yatağına yapılaşma

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise 5 bin nüfuslu Bozkurt ilçesindeki yapılaşmanın sıkıntılı olduğuna dikkat çekerek “Görüntüler ilçedeki yapılaşmanın plansız olduğuna işaret ediyor” dedi.

Öztürk açıklamasında “Aşırı yağışlar, dere üzerine yapılan yanlış yerleşim, köprüler, tomruklar hepsi afeti büyüten nedenler. Su akarken birden metal köprü yıkılıp, ileride bariyer kurup suyu biriktiriyor; tomruklar depodan yayılarak suyun akışını daraltıyor ve çevreye yayılmasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.

Bozkurt’taki dere yatağının 400 metreden 15 metreye daraltıldığı belirtiliyor.

Endüstriyel odun üretiminde artış

Orman Mühendisi Doç. Dr. Cihan Erdönmez ise yaptığı paylaşımda “Endüstriyel odun üretimindeki artışların yaşanan taşkınlarda çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Sinop ve Kastamonu’daki ortalama üzerindeki endüstriyel odun üretimi grafiklerini paylaşan Erdönmez, “Üst yağış havzalarında yağışların yüzeysel akışa geçmek yerine toprağa sızarak yer altı sularına karışması, alandaki ağaç miktarı ile doğrudan ilişkili. Odun üretimi için kesilen ağaç sayısı arttıkça yüzeysel akışa geçen su miktarı artar, bu da taşkın riskini artırır” dedi.

İklim krizi ve sel

Öte yandan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), ABD Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve birçok bilimsel kuruluş sel felaketlerinin iklim değişikliği ile ilişkili olduğunu belirtiyor.

Raporlarda atan sera gazı emisyonları nedeniyle küresel ortalama sıcaklıkların artacağı ve bunun da kuraklık riskini, düzensiz ve aşırı yağış sıklığı ve miktarını ve fırtına gibi aşırı hava olaylarının sıklık ve şiddetini yükseltebileceği ortaya konuluyor.

Türkiye’de artan afetler

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “2020 Meteorolojik Afetler” raporuna göre Türkiye’de de iklim krizi sel ve su baskını gibi afetlerin sayısını her geçen yıl artırıyor.

Rapora göre Türkiye’de 2020 yılında 297 sel olayı meydana geldi. Son 10 yılda her yıl yaklaşık olarak 100 ve daha fazla sayıda sel olayı gerçekleşti. 2020 yılı 1940 yılından bu zamana kadar sel afetinin en fazla görüldüğü üçüncü yıl oldu.

You may also like

Comments

Comments are closed.