Editörün SeçtikleriEkolojiManşetSeçime DoğruYeşil Gazete TV

[Seçime Doğru] Özlem Taşdemir Teke: Siyaseti zengin erkekler kulübü olmaktan çıkarmalıyız

0

Video Röportaj: Müjgan HALİS

14 Mayıs’ta düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerine giden yolda, seçim sürecine odaklandığımız video dizisinin beşinci konuğu, Türkiye İşçi Partisi listelerinden aday olan Özlem Taşdemir Teke. İstanbul‘dan aday olarak parlamento seçimlerine girecek olan Teke, kuruluşu engellenen Yeşiller Partisi‘nin eş sözcüsü. TİP’in İstanbul 3’üncü Bölge, beşinci sıra adayı olan Özlem Taşdemir Teke  sorularımızı yanıtladı.  

*

Neden aday olma kararı aldınız?

Bunu siyasi bir aktör olmanın gereği olarak görüyorum çünkü. Siyasette bir iddianız varsa, seçimler de bu araçlardan biri politika yapmak için. Bu yüzden Yeşiller Partisi de bu fırsatı değerlendirmek istedi.

TİP’i tercih etmenizin nedeni neydi?

Belki de bundan önce Yeşiller Partisi’nin şu anki durumunu anlatmak daha iyi olacaktır. Çünkü neredeyse iki buçuk yıldır engellenen, İçişleri Bakanlığı‘nın kurulmasına engel olduğu bir partiyiz. Bu aşamada dayanışma bizim için çok önemliydi. Hukuksal süreçle de hiçbir yere varamıyoruz ve bu artık paradoksal bir sürece dönüştü. Bir mahkeme bizi haklı buluyor, sonra diğerine gidiyoruz o İçişleri Bakanlığı’nı haklı buluyor ve bir sonuç elde edemediğimiz bir sürecin içindeyiz.

Oysa iki buçuk yıl önce yola çıktığımızda odağımıza iklim krizini almıştık ve şöyle demiştik: Evimiz yanıyor. Biz bu yangını söndüreceğiz. Aynı zamanda bu yangın vurgusu biraz da Türkiye‘nin içinde olduğu ekonomik krizle de ilgiliydi, çok önemli politikalar üreteceğimizi hem gezegen, hem de ülkenin sorunlarını çözeceğimizi düşünerek yola çıktık. Ancak engelleniyoruz, eşi benzeri görülmemiş bir parti kapatmayla karşı karşıyayız. Bu anlamda Türkiye İşçi Partisi daha en başından beri bizimle bir dayanışma gösteriyor. Öncelikle meclis kürsüsünü bize açarak sesimizin duyulmasına sebep oldular. O yüzden bu fırsatlar bizim için çok önemli. Dayanışma, birlikte mücadele etme pratikleri aynı zamanda iktidarın bizlere dayattığı kutuplaşma ve siyasi alanı daraltmaya karşı, ayrı düşündüğümüz noktalar da olsa farklı partilerle iletişim kurabilmek, ortaklaşabilmek ve alanı genişletmek çok kıymetli. TİP buna karşılık veren ve listelerinde bize yer açan tek parti oldu.

Yeşiller Partisi öncelikle [CHP lideri Kemal] Kılıçdaroğlu’na desteğini sundu, sonrasında da Emek ve Özgürlük İttifakı‘nı parlamento seçimlerinde destekleyeceğini açıkladı. Ve politika yapmanın önemli bir aracı olan seçimlere katılabilmesi de ancak TİP’in dayanışmayla listelerinde yeşil adaylara yer açmasıyla olabilir. O yüzden beraber meclis çalışmamızı sürdüreceğiz.

Neden engelleniyorsunuz sizce?

Bazı tahminlerimiz var bu konuda. Öncelikle Yeşiller’in enternasyonalist bir hareket olması benim açımdan benim ilk aklıma gelen. Çünkü dünyada gelişen bir yeşil hareket var. Avrupa‘da en az yedi ülkede koalisyon ortağı olan yeşil partiler söz konusu. Almanya gibi çok önemli bir ülkede önemli bir koalisyon ortağı yeşiller ve iklim kriziyle karşı karşıya kaldığımız bu süreçte yeşil politikaların önemi, ciddiyeti ortada. Hükümetin iklim politikaları da ortada. Bu ikisini birleştirdiğimiz zaman ve özellikle neoliberal politikaların Türkiye’de son 40 yıldır etkin olduğunu biliyoruz ama AK Parti iktidarının yirmi küsür yıllık sürecinde de bu politikaların daha da boyutlandığını, hafriyata dayalı bir ekonomik modelin benimsenerek doğa üzerinde çok önemli yıpratıcı etkileri olan pratiklerin ekonomik model olarak nasıl bizlere dayatıldığını biliyoruz.

Çok fazla ekolojik yıkım var tarımdan su kaynaklarına kadar, hava kirliliğine kadar çok önemli ekolojik problemlerimiz var. Ve bu konuları odağına alan, felsefi olarak doğayla uyumlanmayı öneren ve bu alandan çözümler üretmeye çalışan bir Yeşiller Partisi iktidarın pek hoşuna gitmedi diye düşünüyoruz.

İkinci etken olarak da şunu söyleyebilirim: Şu anki iktidarın toplumsal cinsiyet üzerine bir alerjisi var. Ve Yeşiller Partisi tüzüğünden programına kadar toplumsal cinsiyet eşitliğini ve feminizmi temel almış bir parti. 10 temel yeşil ilkeden de birisi toplumsal cinsiyet eşitliği, feminizm ve LGBTİ hakları. Yeşiller Partisi, kadın ve LGBTİ meclisi olan tek parti. Bu vurgular, bu politikalar sanırım hükümet tarafından pek hoş karşılanmamış olsa gerek.

Mecliste sizin gibi yeşil felsefeyi savunanlar neden olmalı?

Zaten partiyi kurarkenki amacımızla bu birbirine paralel. Başta iklim krizi gibi çok ciddi bir sorun var. Bu krizin diğer krizlerden çok önemli bir özel farkı şu ki küresel anlamda mücadele etmeyi gerektiren önemli bir kriz, ulusal politikalarla çözümlenemeyecek derecede önemli ve aynı zamanda yaygın olan yeşil yıkamaya maruz kalmadan gerçek anlamda yeşil politikaların ihtiyaç olduğu bir alan. Bilim insanlarının bizlere söylediği çok önemli bir şey var, iklim kriziyle ilgili önümüzde ciddi adımlar atabileceğimiz 8-10 yılımız var. Çok kısa bir süre. Böyle kısa dar bir süremiz varken, kendisi iktidar olamasa bile diğer partileri etkileyebilecek yeşil politikaları diğer partilerin programına da sokabilecek bir Yeşiller Partisi çok ciddi bir ihtiyaç. Ekolojik yıkımın her halini Türkiye’de pratik ediyoruz. Madenciliğin ve kömüre dayalı enerji sisteminin ülkemize nasıl büyük bedeller ödettiğini, ki iklim krizinin etkilerinden çokça etkilenen bir coğrafyada olduğumuzun uyum ve azaltım politikalarına ihtiyacın ortada olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’de iktidar zaten iklim politikalarıyla kendi niyetini ortaya koydu. İklim krizini inkar etmese bile politik anlamda bu inkarı görebiliyoruz. Paris İklim Anlaşması‘nın gereklerini yerine getirmeyen Avrupa Birliği yeşil mutabakatıyla uyumlanmayla ilgili hiçbir adım atmayan bir hükümetle karşı karşıyayız. Muhalefet partilerinin politikalarını da inceliyoruz, bunların da yetersiz olduğunu görüyoruz. Altılı masanın mutabakat metnini incelediğimizde çok iyi politikalarla, çok kötü politikaların yan yana olduğunu görebiliyoruz. O yüzden Yeşiller’in bu politikalara yapacağı muhalefet çok kıymetli.

Meclis’e giderseniz ilk gündeminiz ne olacak?

İlk gündemimiz herhalde, partimizin kurulması için gerekli gerekli lobinin yapılması olacaktır.

Yeşil politikalar açısından soruyorsanız da yine Türkiye için iklim krizi başta olmak üzere bizim programımızda yer alan bütün politik maddelerin mecliste sesi olacağız. Ekoloji mücadelesinin, iklim mücadelesinin, feminist mücadelenin. Çünkü bizim hem ekolojimiz hem toplumsal hayatımız saldırı altında.

Seçmenlerinize ne söylemek istersiniz?

Türkiye’de siyasetin bir döneme gireceğine inanıyorum. Çünkü on yıllardır mecliste olmayan gençler, kadınlar, işçiler, emekçiler, yoksullar artık bu kesimlerin mecliste yer alması gerekiyor. Biz Türkiye’deki siyaseti zengin erkekler kulübü olmaktan, 65 yaş üstü erkeklerin hem seçildiği, hem oy verdiği bir düzlemden çıkartıp kadınların, gençlerin LGBTİ’lerin, ekoloji mücadelesi verenlerin, küçük çiftçilerin, yani tüm kırılgan grupların temsil edilebildiği, onlar için politikalar üretildiği bir alana dönüştürmek zorundayız. O yüzden seçmenlerin bu duyarlılıkla oy vermesini talep edeceğim.

You may also like

Comments

Comments are closed.