Doğa MücadelesiHayvan Haklarıİklim KriziManşet

Rapor: Et endüstrisindeki karbon ayak izini azaltmak, Latin Amerika’nın net sıfıra ulaşmasının anahtarı

0

Latin Amerika ve Karayipler‘deki ülkeler, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma sözü vermiş olsa da hayvancılık ve arazi kullanımı, bölgedeki sera gazı emisyonlarının neredeyse yarısından sorumlu ve bu net sıfır hedeflerine ulaşmak için gıda sisteminde iddialı değişiklikler gerektiriyor.

Inter-Amerikan Kalkınma Bankası (IADB) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, 2050 hedefine ulaşmanın büyük ölçüde bölgedeki yüksek sığır eti tüketen ülkelerde hem arz hem de talep açısındanetin karbon ayak izini azaltmaya bağlı olduğunu gösteriyor.

Küresel olarak tarım arazilerinin yüzde 77’sinden fazlası hayvancılık için -otlatma veya yem üretimi- kullanılıyor.

Gıda talebinin 2050 yılına kadar yüzde 50’den fazla artması bekleniyor.

Latin Amerika’da büyükbaş hayvancılık özellikle önemli bir sektör: Bölge, besi sığırlarının yüzde 67’sine ve süt sığırlarının yüzde 76’sına ev sahipliği yapıyor. Et talebini sürdürmek için sığır eti üretiminin bölgede 2050 yılına kadar yüzde 125 artması bekleniyor.

Gıda üretimi, bölge ekonomisi için de son derece önemli. Soya ve sığır eti gibi emtialar, birçok ülke için  en kazançlı ihracat ve  bölgedeki insanların yaklaşık yüzde 15’i bu sektörde istihdam ediliyor. Ancak aynı zamanda bölge, özellikle çocuklar arasında artan obezite oranlarının yanı sıra artan gıda güvensizliği oranlarına da sahip.

IADB’nin yeni raporu 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmanın, mahsul veriminde iddialı iyileştirmelerin yanı sıra, özellikle sığır eti tüketiminde değişiklikleri de gerektirdiğini vurguluyor.

Rapor, hayvancılığa ayrılan arazi oranının küçültülmesi, karbon tutma ve biyolojik çeşitliliğin korunması için ise alanın artırılması çağrısında bulunuyor.

Mongabay‘dan Sarah Sax‘e konuşan İsveç Chalmers Teknoloji Üniversitesi‘nde tropikal ormansızlaşma ve arazi kullanımı değişikliğinin etkenlerini araştıran Florence Pendrill, bu raporun tam vaktinde yayımlandığını söyledi.

“İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybının ortak krizlerinde tarım ve arazi kullanımının rolü üzerine artan bir farkındalık ve odaklanma var, her ikisi de geçen yıl COP26‘da BM Biyoçeşitlilik Konferansı’nda (COP15) yer alan başlıklar oldu  IADB raporu, emisyonları azaltmak için hem arz yönlü hem de talep yönlü önlemleri dikkate alıyor ve bu bakış, ülkeler bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışırken faydalı olabilir.”

Rapor, emisyonları azaltma ve arazi kullanım sistemini 2050 yılına kadar net bir karbon yutağına dönüştürmeye yönelik seçenekleri incelerken, bölgenin artan nüfusu için gıda güvenliğini de iyileştiriyor.

Sığırlara daha konsantre yem sağlamak, mera topraklarında nitrojeni artırmak, silvopasture ve iyileştirilmiş mera yönetimi, rapor yazarlarının hayvancılık üretimini yoğunlaştırmaya yardımcı olmak ve emisyon tasarrufu sağlamak için belirledikleri arz yönlü seçeneklerden bazıları.

Ayrıca kakao, sığır eti ve kahve üretiminden kaynaklanan emisyonları azaltmaya yardımcı olacak tarımsal ormancılık uygulamalarına da dikkat çekiliyor.

Raporda talep yönlü çözümler ise kişi başına günlük sığır eti proteini alımının küresel ortalamanın üç ila dört katı olduğu Arjantin, Şili ve Uruguay’ı kapsayan bölgede daha bitki bazlı bir diyete geçmeye ve genel sığır eti tüketimini azaltmaya dayanıyor.

Raporun ortak yazarı Fransız Uluslararası Kalkınma Tarımsal Araştırma Merkezi’nden (CIRAD) kıdemli araştırmacı Patrice Dumas, raporun, emisyonları azaltmak için en iyi seçeneklere kapsamlı bir genel bakış sağladığını söyledi.

“Latin Amerika, arazi bolluğu sayesinde her zaman çok kapsamlı sığır üretimine sahip olmuştur ve bu nedenle, savanlar gibi karbon için daha az değerli ve meraya daha uygun alanlarda daha yoğun üretim biçimlerine geçiş için  büyük bir fırsat sunulmaktadır. ”

You may also like

Comments

Comments are closed.