EkolojiManşetTürkiye

Prof. Dr. Atmış: Afet yaşanırken bile ormanlara zarar verecek düzenlemeleri rahatlıkla yapabildiler

0

Son 21 yıldır siyasi partilerin seçim bildirgelerini inceleyen ve Nisan 2023’te Türkiye Ormancılar Derneği tarafından yayımlanan “Orman Denince Umursamadınız ki (!)” adlı kitabı Dr. Öğretim Üyesi H. Batuhan Günşen’le birlikte yayına hazırlayan Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış ile AKP’nin 21 yıllık ormancılık politikasını ve sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

“Partiler slogan düzeyinde kalan vaatlerinde somut yol ve yöntemler önermekten çok uzak. Genellikle önceki seçim bildirgelerinde kullandıkları bilgileri biraz değiştirip yeni bildirgelerine aktarmış görünüyor. Çevre, doğa koruma, ormancılık üçgeninde asıl ağırlığı kendilerince de toplumun daha çok ilgisini çekeceğini düşündükleri için çevre konularına vermekte, geçmişte olduğu gibi günümüzde de ormanları sadece kırsal kesimlerle ilgili bir varlık olarak görmeye devam etmekte, ormanların uluslararası önemini ve kentli topluluklar için değerini kavrayamamaktadır.”

Evrensel‘den Ramis Sağlam’ın aktardığına göre; Atmış, “Ormanlarımızın korunması ve toplum yararına yönetilmesi için yeni politika ve stratejiler belirlemekten çok uzaklar. Diğer yandan bu partilerin yeni politikalar belirleyebilmek için ormancılığın durumu hakkında sağlıklı bilgilere ve bu bilgileri analiz edecek uzmanlara sahip olduğu da söylenemez. Ulusal ormancılık politikası oluşturmak için hükümet, siyasi partiler, halk, demokratik kitle örgütleri ve özel sektör arasında ortaklaştırılmış orta ve uzun vadeli amaç, hedef ve yöntemlere gerek var. Kısa vadeli ormancılık amaç ve hedefleri iktidarlar tarafından değiştirilebilir fakat ormancılık politikasının geniş amaç ve hedefleri ancak demokratik katılım yoluyla değiştirilmelidir. Yani siyasi partiler ve hükümetlerin ormancılık politikası oluşturmak için kendi uzmanlarına sahip olması da yetmemektedir” dedi.

Gerçek uzmanların, demokratik kitle örgütlerinin ve toplumun da politika oluşturma sürecine dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erdoğan Atmış, meclise sunulan orman içi sulardaki balık tesisleri kurulumu ve denizlerde balık, midye ve istiridye yetiştiriciliği yapan tesislerle ilgili maddeleri değerlendirdi.

AKP iktidarının ormanları kolayca harcamakta hiç sakınca görmediğini belirten Atmış, “Depremlerden sonra ülkede çok büyük bir afet yaşanırken bile ormanlara zarar verecek düzenlemeleri rahatlıkla yapabildiler. 15 Şubat 2023 tarihinde 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesiyle ilgili yönetmeliği bir kez daha değiştirerek, ormandan yapılacak ormancılık amaçlı tahsislerin arasına; güneş enerji santralleri ile havaalanı ve havaalanı ile ilgili pist, taksi yolu, apron, yakıt, bakım vb. tesisleri, sağlık tesisleri, otel, motel, lokanta, akaryakıt istasyonu, dini tesis, terminal binaları, alışveriş ünitelerini de kattılar” dedi ve ekledi:

“Yine 24 Şubat 2023 tarihinde yayımlanan 126 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde, depremden sonra olağanüstü hal ilan edilen illerde geçici ve kesin iskan (yerleşim) alanları oluşturulacak alanlar arasına mera ve ormanlar da katıldı. Kısacası ormanların yönetimiyle ilgili bilgisi ve yetkisi olmayan bir bakanlık, artık nerelerin orman alanı dışına çıkarılıp, yerleşim alanı olacağına karar verecek. Bununla yetinmeyen Adalet ve Kalkınma Partisi, yıllardır yaptığı gibi seçim öncesi 6831 sayılı Orman Kanunu’nu ormanlara zarar verecek şekilde ranta ve oya tahvil etmek için yine değiştirdi.”

‘Yanlış politikalar orman yangınlarını artırdı’

Son yıllarda ülkede yanan orman alanlarındaki rekor artışın, ormansızlaşmanın ve orman bozulmasının en büyük nedeninin AKP iktidarının yanlış ormancılık politikaları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdoğan Atmış, ormansızlaşma ve orman bozulmasının temelinde kentli nüfusun ihtiyaçları doğrultusunda oluşan rantın özel sektör aracılığıyla dağıtılmasının yattığını söyledi.

Atmış, “AKP iktidarı tüm toplumun ormanlara yönelik farklı beklentilerini görmek ve önemsemek yerine, sadece belli bir sermaye kesiminin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik adımlar attı. 2018 yılında geçilen başkanlık sistemi en çok ormanlara zarar verdi. Ormanlardaki odun üretimi sadece dört yıl içinde yüzde 69 artırılmıştır. Ağaçlandırma ve yangınla mücadele bütçesi azaltılmıştır. Bunun sonucu olarak ülkedeki en düşük ağaçlandırma çalışması son dört yılda yapılmıştır. Orman yangınları sonucu 2020 ve 2021 yıllarında toplam 161 bin hektar ormanımız kül oldu. Rekor miktardaki bu artışın önemli nedenlerinden biri; orman yangınlarıyla mücadele bütçesinin kısıtlanmış olması nedeniyle gerekli araçların satın alınamamış olması ve yangın işçilerinin sayısının azaltılmış olmasıdır” ifadelerini kullandı.

‘Ormanlarımızdaki yıkımın hızı artırıldı’

Ülke yüz ölçümünün yüzde 29.6’sını (23.1 milyon hektar) kaplayan orman ekosistemi mega altyapı projeleri, enerji santralleri ve onların iletim hatları, maden ve taş ocakları, turizm vb. kullanımlar nedeniyle adeta yok oluyor. Buna bir de yanlış ağaçlandırma politikaları eklendiğinde, büyük oranda habitat kaybı ve parçalanmaya uğrayan ormanların doğal yapısı bozuluyor.

Büyük orman alanlarının bölünerek yerleşime açıldığını ve bu nedenle yangın riskinin de arttığını ifade eden Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “Bu parçalanmanın en büyük nedeni; ormanlarda gerçekleştirilen ormancılık amacı dışındaki tahsisler ve 2/B ile orman dışına çıkarılmış alanların işgalcilerine satılması” diye ekledi.

Atmış, “Türkiye ekonomisinin büyüme ekseni özellikle 2008 sonrası neredeyse tamamen inşaat ve ranta odaklanmıştır. Bu durum ne yazık ki ormanlar gibi diğer doğal varlıklar üzerinde de büyük tehditler oluşturmuş ve ülkenin bütün doğasının ekonomik büyümeye ülkeyi yönetmekte olan AKP iktidarı mevcut sorunların doğru tespit edilmesi yerine, hiç sorun yokmuş gibi davranmış, hatta ormanları çok başarılı bir şekilde yönetiyormuş gibi hareket etmiştir. Bu da ormanlarımızdaki yıkımın hızını iyice arttırmıştır” dedi.

‘Siyasi partilerin ormansızlaşma ve orman bozulmasının nedenlerinin farkına vararak politika üretmesi gerek’

Ormanların kamu malı olması, ormancılığın ise ağırlıklı olarak kamu hizmeti olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erdoğan Atmış, “Ormanların mülkiyetinin ve işletmesinin devlette kalması zorunludur. Önümüzdeki dönem ülke yönetimine talip olan siyasi partiler bu değişmez kuralı mutlaka göz önünde bulundurmalıdır. Siyasi partilerin ormansızlaşma ve orman bozulmasının nedenlerinin farkına vararak politika üretmesi gerekmekte. Sermayenin maliyetini azaltma ve maksimum kâr sağlama isteği nedeniyle başvurulan aşırı odun üretimine son verilmesi ve odun üretiminin planlamasında ekonomik beklentilere göre değil, silvikültürel ve ekolojik önceliklere göre hareket edilmesi de iktidara talip olan bütün partilerin öncelikleri arasında olmalıdır” ifadelerini kullandı.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.