Prof. Dr. Adnan Ayaz: Müsilaj, Çanakkale Boğazı’nda da var

Prof. Dr. Adnan Ayaz, müsilajın çok yoğun olmasının bazı canlıların ölümüne sebep olacağını düşündüğünü kaydetti.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi‘nde (ÇOMÜ) son zamanlarda Marmara Denizi‘nde etkisini iyice artıran halk arasında deniz salyası olarak bilinen müsilaj sorununu ve çözüm önerilerini konuşmak için “Müsilajın Ekolojik, Ekonomik, Sosyal Etkileri ve Çözümleri” başlığıyla internet üzerinden bir panel düzenlendi.

Panelde önemli açıklamalarda bulunan, ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Avlama Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, müsilajın Çanakkale Boğazı‘nda da olduğunu, Karadeniz suyunun içinden 15 metre kalınlıkta Ege Denizi‘ne doğru aktığını ifade etti.

‘Müsilajın oluşma süresi değişti’

DHA‘da yer alan habere göre, Prof. Dr. Adnan Ayaz, müsilajın oluşma süresinin değiştiğine, bu sene ocak ayında oluşmaya başladığına dikkat çekti:

Müsilajın oluşma süresi değişti. 2007 yılında yaşadığımız müsilaj olayı ekim ayı sonlarında olmuştu. Şu anda ise Marmara Denizi’nde ocak ayında başladı. Mart ayında Çanakkale bölgesini etkiledi.

Marmara Denizi’nde yürüttüğümüz çalışmada zaten ocak ayında müsilajın başladığını görmüştük. Yoğun o köpüklenme olayı görüntüsü ilk başta yoktu. Çünkü önce azot ve fosfor kirliliğinden kaynaklanan bir durum olduğu için fitoplankton çoğalması ortamda oluyor. Canlılar strese giriyor. Ani suların soğuması ya da ortamda besin tükenmesi sonucu ölmeden önce salgıladığı polisakkarit kökenli bir yapışkan madde denize salgılıyor. Bu yapışkan madde ile birlikte denizdeki partiküller, canlıların parçaları, ölülerin birleşmesiyle bu kötü görüntü oluşuyor.”

‘Turizmi etkiliyor’

Prof. Dr. Ayaz, müsilajın balıkçılığı, dalış turizmini ve turizmi etkilediğini ifade etti:

Müsilajın etkilediği bölge Çanakkale Boğazı’ndan geçerek Bozcaada açıklarından Limni’ye doğru gidip, dağılıyor. Akıntı ve lodos ile birlikte yukarı suların etkisiyle Saros Körfezi’ne giriyor. Ancak şu anda da Saros Körfezi’nde de müsilajın kıyı bölgelerde kalmadığını balıkçılardan biliyoruz. Derin sularda ise, müsilaj balıkçılığı etkiliyor. Şu anda boğaza yakın yerlerde Marmara’dan sürekli bir tahliye olduğu için bu boğaza yakın olan bölgelerde dalış turizmi ve turizm etkileniyor. O maddenin normalde cilde, vücuda herhangi bir etkisi yok. Geçen hafta ben de müsilaj içinde dalış yaptım, yüzdüm. Ama kötü bir görüntüsü var, kimse o halde suya girmek istemez.”

‘Çanakkale Boğazı’nda da var’

Müsilajın şu anda Çanakkale Boğazı’nda da olduğunu aktaran Ayaz, müsilajın Karadeniz suyunun içinden 15 metre kalınlıkta Ege Denizi’ne doğru aktığını kaydetti:

“Marmara Denizi’nde hiç bir balıkçılık faaliyeti yapılamaz hale geldi. Balıkçılar sezonu erken kapattı. Aşırı şekilde balıkçılığımızı etkiledi. Müsilaj aslında Çanakkale Boğazı’nda şu anda da var. Siz görmüyorsunuz. Suyun üstündekiler rüzgarın etkisiyle kıyıya basıldığı için görmüyorsunuz. Aslında esas suyun üstü değil, altındaki kısmı önemli. Artık çürüyen, yükselip, suyun üstünde köpüklenmeye neden olan bakteri parçalanarak suyun üzerine çıkarıyor. O da kıyıya atılıyor. Karadeniz’den gelen akıntı da komple akıyor. 15 metre kalınlıkta aktığına dair bir echo-sounder görüntüsü var. Karadeniz suyunun içinden 15 metre kalınlıkta Ege Denizi’ne doğru akıyor.”

‘Bazı canlıların ölümüne neden olabilir’

Prof. Dr. Ayaz, müsilajın çok yoğun olmasının bazı canlıların ölümüne sebep olacağını düşündüğünü de ifade etti:

Çok yoğun olduğunda dip balığını önüne katarak, başka bölgelere sürdüğünü, uzaklaştırdığını düşünüyorum. Çok yoğun olduğu zaman balığın göç yolunu değiştirebilir. Bu sene Gökçeada’da kolyoz olması gerekiyor, olmadı. Bu etkilemiş olabilir. Ama çok yoğun olmasının kesinlikle bazı canlıların ölümüne sebep olacağını da düşünüyorum.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR