Hafta SonuHayvan HaklarıManşetYaşam

[Patili Günler] Tanışmak ve alışmak – Duygu Er

0

Hayatımdaki ilk arkadaşımdır Pınar. Birlikte oynadık, birlikte büyüdük. Birlikte pek çok vakit geçirdik. Bir gün teyzesine yemeğe giderken beni de davet ettiler Pınar ve ailesi, yemek yiyip dönecektik. Onlarla gittim, sanırım 6-7 yaşlarındaydım. Güzel kurulmuş sofraya oturduk, lezzetli çorbalar kaselerde yerlerini aldılar.

Derken bana kelimenin tam mânâsıyla bir haller oldu, sanki eve bir daha hiç dönemeyecekmişim, ailemden o an beni kopartmışlar gibi “korku” doldum. Ağladım, ağladım, ağladım… Sakinleştirme çabaları boşa! Hep birlikte hızlıca yenen yemeğin ardından geri döndük. O hissi çok net hatırlarım hâlâ. Ailemi mi kaybetmiştim? Hayır. Bir daha dönemeyecek miydim? Hayır, elbette dönecektim. Güvende değil miydim? Gayet güvendeydim. Peki bu korku da neyin nesiydi? Yalnız ve yalnızca çocuktum! Cüssemden büyük korkularım vardı.

Birçoğumuz köpek sahiplenmeye karar verdiğimizde bulduğumuz ve yakınlık hissettiğimiz köpeği alıp uykusuz bir gecenin bizi beklediğinin farkında olmadan evimize geliyoruz. İlk etapta oynuyoruz, ona yerini gösteriyoruz, karnını doyuruyoruz, muhtemelen eve yapacağı tuvaleti temizliyoruz. Tüm bu süreç normal yürüse de ne zaman ışık kapanıyor o zaman başlıyor ağlamalar, mızmızlanmalar, inlemeler, havlamalar, hırıltılı nefes almalar. Sakinleştirmeye çalışıyor, sakinleşmeyince bir süre sonra “umursamazsam düzelir” diye düşünüyor, umursamaz olarak beklerken uykuya dalıyor ve o keskin tuvalet kokusu ile uyanıyoruz. Hele ki bir bebekse! Bu ilk deneyim hep böyle olmamakla birlikte, çoğu zaman böyledir.

Kendi neşemizin yanında varlığını gözardı ettiğimiz çocuksu korkular o minik cüsseden daha büyüktür. Yepyeni bir yerde, yepyeni insanlarla birlikte, hiç tanımadığı kokularla üstelik, üzülür ağlar, tanıdığı insanlara seslenmek için havlar, onu bulsunlar diye koku bırakırken yahut yalnızca aşırı heyecandan tuvaleti geldiği için tuvaletini yapar, korkar ve kurtulma çabaları ile beraber korku sinyalleri verir, durmaksızın. “Varlığını gözardı ettiğimiz bu korku ile mücadele etmek, tıpkı kendi psikolojimizi bir köpeğin varlığına hazırladığımız gibi, köpeğimizin psikolojisini de yeni yaşama hazırlamak” onunla ilgili atacağımız en güzel ilk adımdır ve ilişkimiz bu temel üzerinde beslendiğinde daha sağlam olacaktır.

Hazırlığın ilk aşaması yaşamınıza katmaya karar verdiğiniz köpeğinizle “tanışmak” bölümüdür. Karşılaştığınız zaman mümkünse yere oturun veya onun göz hizasına çökün. Avuç içlerinizi ona doğru açarak sizden zarar gelmeyeceğini anlatın. Size gelmesini ve sizi koklamasını bekleyin. Tüm bu süreçte istediği kadar koklamasına da müsaade edin. Kokladıktan sonra izin verirse sevmeyi deneyin, sonra biraz da oyun oynamayı. Sevdiği, yiyebileceği, yemesinde sakınca bulunmayan minik bir ödül maması da verebilirsiniz. Böylelikle psikolojisinde “şu kokulu insan güzel bir şey yaptı” kodu oluşacaktır.

Hazırlığın ikinci aşaması “alışmak”tır. Bu bölüm için de köpeğinize sizin ve evinizin kokularından birer porsiyon sunmanız faydalı olacaktır. Bunun için en kolay yöntem; giymiş olduğuınuz ve kokunuzun üzerine sindiği bir giyeceğinizi (pijama, büyük çoğunlukla parfüm kokusu içermediğinden tercihtir), ek olarak evinize ait bir koku objesini (örneğin oturma odanızda kullandığınız bir yastık kılıfı) hava almayacak bir poşete koyup yanınızda getirmenizdir. Getirdiğiniz koku kombinesini, ayrılırken köpeğinizin yanına bırakın. Böylelikle getirdikleriniz size ait kokuları taşımak görevini üstleneceği gibi, aynı zamanda köpeğinizin bulunduğu yerin kokusunu da alacağından, köpeğinizi eve getirirken bunları da beraberinizde getirmeniz köpeğinizin alışkın olduğu kokuları da taşımış olacak ve köpeğinizin çekeceği yabancılık duygusunu en aza indirmenizi sağlayacaktır.

Tanıştığınız ve kokunuza alışan köpeğinizi birkaç gün sonra almaya gittiğinizde, getirdiğiniz giysinizi ve yastık kılıfınızı, hatta varsa bulunduğu yere ait bir koku kaynağı ile alıp evinize gelebilirsiniz. Geldiğinizde oynamadan, mama yedirmeye çalışmadan evin her yerini koklamasına, ihtiyaç duyuyorsa tuvaletini yapmasına izin vermelisiniz. “keşif” bölümü olarak adlandırılan bu son aşamada ona kızmamalı ve mümkün olduğu kadar yumuşak ses tonu ile konuşurken onu tedirgin edecek ani hareketlerden de kaçınmalısınız. Ona ait getirdiğiniz eşyaları onun için ayırdığınız köşeye koyup, istediği rahatlıkta davranmasına olanak tanımalısınız. Böylelikle endişe katsayısı düşük olacaktır. Gece yatarken tedirginlik çekerse sizi görebileceği bir yerde yatmasına izin verebilir ve şayet tuvalet eğitimi için kısıtlı alan uygulaması yapacaksanız ilk gece için bu uygulamayı pas geçebiliriniz.

Köpeğiniz bir yavruysa ve annesi ya da kardeşlerinden ayırarak eve getirdiyseniz kokunuzu taşıdığınız giysinize akrep ve yelkovanı güçlü hareket eden küçük bir saat ve patlatamayacağına emin olduğunuz, köpek vücut ısısına yakın ılık su ile doldurduğunuz korumalı bir sıcak su torbası hazırlayabilir ve yattığı yere koyabilirsiniz. Böylelikle duymaya alıştığı kokular, kalp atışı ve sıcaklık algısı onu rahatlatacaktır.

Köpeğinizin eve ve size alışma sürecini yönetmek, köpeğinizin tanıdığı kokular ile kendini daha fazla güvende hissetmesini, daha az yabancılık çekmesini ve böylece daha iyi bir psikolojide olmasını sağlayacaktır. İlerleyen günler için atacağınız temeliniz, özgüven ve güven kavramları ile kurulacaktır.

 

Duygu Er

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.