ManşetTürkiye

Özgürlük Yürüyüşü dördüncü gününde: Kahrolduğumuz bir suç işlendi

0

Türkiye İşçi Partisi (TİP), tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay‘ın da aralarında bulunduğu Gezi Davası tutuklularının cezalarının onanmasına karşı Hatay’dan Ankara‘ya başlattığı “Özgürlük Yürüyüşü”nün dördüncü gününde TİP Genel Başkanı Erkan Baş, deprem suçlarına dikkat çekti.

Halk için özgürlük istediklerini dile getiren Baş, halkın özgürce, eşit ve insanca yaşamasını talep ettiklerini yineledi. İktidarın ise suç işleme özgürlüğü istediğini belirten TİP Genel Başkanı, “Bir avuç yandaşını ihya etmek uğruna ülkeyi felakete sürükleme özgürlüğü istiyorlar. Halka karşı suç işlediler, suç işliyorlar” dedi. Baş, şunları dile getirdi:

“Bugün gündemimiz iktidarın deprem suçları. Türkiye İşçi Partisi veya herhangi halkçı bir partinin bırakın 20 yılı birkaç yıl dahi yönettiği Türkiye’de doğal olarak öncelik afetler olurdu, depremler olurdu. Çünkü bizim önceliğimiz kar değil, yaşam. Ama AKP iktidarının 21’inci yılında Türkiye yıkımların en büyüğünü yaşadı.”

Suçların en büyüğünün ülkenin depreme hazırlıklı kılmamak olduğunu vurgulayan Erkan Baş, depreme kadar yürütülen süreci şöyle anlattı:

“Ve dahası var; gözlerini bile kırpmadan afetleri katliama çeviren kanunların altına imza attılar. 2011’de 2013’de kanunlarda yapı denetimini özel şirketlere bıraktılar. Mimar ve Mühendis Odalarının elinden yetkilerini aldılar, kamusal denetim kavramını ortadan kaldırdılar. Yetmedi; sonuncusu 2018’de çıkarılan sözde imar barışları olmak üzere imar afları çıkarıldı. Mühendislik ve mimarlık hizmeti almamış binaların, evlerin sorumluluğu vatandaşlara yıkıldı.

Yetmedi, 6306 sayılı afet yasası kapsamında afet öncelikli alanlarda değil, rant öncelikli alanlarda kentsel dönüşüm yaptılar, bir de hiç utanmadan halka sözde ‘kentsel dönüşüm istemiyor’ diye yalan söylediler, solcular ‘rantsal dönüşüm’ istemiyordu.”

‘AFAD bu iktidar döneminde liyakatsiz insanlarla dolduruldu’

“En önemli kurumlarımızdan biri olması gereken AFAD bu iktidar döneminde liyakatsiz insanlarla dolduruldu” diyen Baş, ayrıca şu ifadeleri dile getirdi:

“Depremde bu kurum işlemedi, işletilemedi. En kritik anlarda yerli-yabancı organizasyonlar, madenciler saatlerce beklemek zorunda kaldı, sahaya onlar indi. Yardım tırlarına el konulduğunu unutmadık, sırf AFAD etiketini yapıştırmak için tırlar durduruldu, saatlerce bekletildi. Yetmedi, stratejik öneme sahip olmasına rağmen özelleştirilen telekomünikasyon hizmetleri işlemedi. Üstüne üstlük vatandaşların seslerini duyurabildikleri sosyal medya bant kısıtlamasına gidilerek engellendi. Ve tüylerimizi diken diken eden, düşündükçe kahrolduğumuz bir suç işlendi. Halk deprem bölgelerinde yağmur ve soğuk altında titrerken, çadır dağıtması beklenen Kızılay elindeki çadırları sattı. Bu halk düşmanlığı karşısında tek bir hukuki işlem dahi yapılmadı.”

‘Özgürlük ve kurtuluş bizim elimizde’

Bu suçları unutmayacaklarını ve affetmeyeceklerini dile getiren Baş, Özgürlük Yürüyüşü’nün dördüncü gününde vatandaşa şöyle seslendi:

“Bu ülkenin depreme hazır hale gelmesi için, yurttaşlarımızın bilinçlenmesi ve özgürce yaşayacağımız eşit bir ülke kurmak için hep beraber kolları sıvayacağız. Unutmayın; özgürlük ve kurtuluş bizim elimizde.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.