Ordu Ulubey’de taş ocağı projesi: Çalışma başlarsa burada yaşayamayız

Altınordu Belediyesi tarafından açılmak istenen taş ocağına karşı açılan davada bilirkişi heyeti incelemede bulundu. 

Ordu Ulubey ilçesinde Altınordu Belediyesi tarafından açılmak istenen taş ocağına karşı açılan dava için Bilirkişi Heyeti incelemesi yapıldı.

Ordu Çevre Derneği ve Eymür halkı belediyenin Ulubey Eymür Mahallesi‘nde açmak istediği taş ocağının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı. Gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) dosyasındaki çelişkiler ortaya çıktı.

‘Su varlıklarına zarar verecek’

Bilirkişi heyeti incelemsi öncesinde mahallenin girişinden başlayarak sokaklar “taş ocağı istemiyoruz” pankartlarıyla donatıldı. Heyetin gelişini kalabalık bir katılımla karşılayan Eymürlüler, taş ocağına karşı olduklarını belirttiler.

Yapılan incelemede Ordu Çevre Derneği Denetleme Kurulu Başkanı olan Avukat Haluk Türkmen, projenin tarım arazilerine, su kaynaklarına zarar vereceğini söyledi. Eymür Mahalle Muhtarı Ferhat Pala da muhtar olarak mahallesinin böyle bir proje ile yok edilmesine karşı olduğunu belirterek taş ocağı yapılmak istenen yerin 1939 depreminde kaydığını, bölgenin heyelan alanı olduğunu söyledi.

Ordu Çevre Derneği Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül de projenin kopyala yapıştırma biçiminde hazırlandığını vurgulayarak, Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) tribününden söz eden bölümlerin olduğunu söyledi.

‘Lehimize olacağına inanıyorum’

Proje dosyasında ÇED’in 5 yıllık, çalışma süresinin 63 yıl planlandığı yazılı olmasına karşın Altınordu Belediyesi adına konuşan görevlinin çalışma süresinin 3 yıllık ve yüzeydeki taşların alınmasıyla sınırlı olduğunu söylemesine Avukat Haluk Türkmen proje dosyasında böyle yazmıyor diyerek müdahale etti.

Bilirkişi Heyeti raporunu hazırladıktan sonra mahkemeye sunacak.
Avukat Haluk Türkmen, “Bilirkişi Heyeti raporunun lehimize olacağına inanıyorum” dedi.

‘Çalışma başlarsa yaşayamayız’

Taş ocağı istemediğini vurgulayan Sevim Pala, “Hizmete karşı değiliz. Ancak bu hizmet değil. Halkın istemediği hizmet olmaz. Ektiğimizi, diktiğimizi yiyemeyiz. Çalışma başlarsa burada yaşayamayız” ifadelerini kullandı.

Hüsne Aktürk ise “Devlet halka hizmet yapmalı. Halka zarar veren hizmeti istemiyoruz. Hayvanlarımızı burada otlatıyoruz. Suyumuzun kaynağı burada. Çalışma olursa suyumuzu nereden alacağız. Halka sormadan iş yapılmaz” tepkisini gösterdi.

‘Nereye gideceğiz?’

Taş ocağı ile yaşayacakları mağduriyetleri dile getiren Songül Pala,  “Sebzelerimiz, meyvelerimiz, fındığımız toz içinde kalacak. Çamaşırlarımızı bile asamayacağız. Biz nereye gideceğiz? Taş ocağı bizi mağdur edecek, istemiyoruz” dedi.

Tuğçe Pala ise “Bizim geleceğimiz burada. Taş ocağı mahalleden göç etmemize neden olacak. Taş ocağı bize zarar verecek. Çocuklarımıza sağlıklı bir doğa bırakmak istiyoruz. Taş ocağı buna engel olacak. Tarıma zarar verecek, su kaynağımız yok olacak. İstemiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR