LGBTİ+Manşet

Önce translar öldü sustum, sonra kadınlar…

0

Trans Onur Haftası etkinliklerinin ikinci günü, tartışma, film gösterimi ve şiir atölyesi çalışmalarıyla devam etti. Etkinler kapsamında “İstanbul LGBTT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, Travesti) Dayanışma Derneği” tarafından Beyoğlu Çıplak Ayaklar Stüdyosu’nda “Artan Şiddet ve Mücadele Perspektifleri” başlığı altında bir panel düzenlendi. Panelde konuşan Sosyolog Eylem Çağdaş, “trans bireylerin sorunlarını tartışmaya açmak” konusunda medyanın önemine dikkat çekti.

Çağdaş, “devletin medya üzerinden nefreti örgütlediğini” söyleyerek “nefretin azar azar enjekte edildiği”nin altını çizdi. Transların nefret kültürünün açık hedefi haline geldiğini söyleyen Çağdaş, özellikle trans kadınların, trans erkeklere göre şiddetten daha fazla etkilendiğini söyledi. Transların kültürel alanda mücadele vermesi gerektiğini, bunun yolunun ise medyadan geçtiğini söyleyen trans sosyolog, sözlerini şöyle sürdürdü:

Trans cinayetlerini yok saydık, transların kafasını kopartıp çöpe attılar; bugün artık kadın cinayetlerini durduramıyoruz. Devlet 3-5 senede bir, belli kapıları açarak çeşitli kesimleri hedef gösteriyor. Özellikle trans kadınlar, trans erkeklere göre şiddetten daha fazla etkileniyor. Trans erkekler, toplumda nispeten kabul edilebiliyor. Örneğin Malatya’da minibüs şoförlüğü yapmakta olan bir trans erkek için etraftan insanlar, ameliyat parası toplamışlar.

Solcular kendi derdine düştü

Solcuların kendi derdine düştüğünü ve transları biraz yalnız bıraktığını söyleyen Eylem Çağdaş, bunun anlaşılır nedenleri olduğunu, sol siyasetin “Uludere Katliamı” gibi ciddi sorunlarla boğuştuğunu, her şeye rağmen LGBTT’lerin solcularla flört etmek zorunda olduğu yorumunu yaptı.

More in LGBTİ+

You may also like

Comments

Comments are closed.