EkolojiManşet

NTV’de altın madencilerine “yeşil kürsü”

0

Geçen Pazartesi günü NTV’de yayımlanan Yeşil Kürsü programı, çevreciler tarafından Efemçukuru altın madeni lehine propaganda yapıldığı gerekçesiyle eleştiriliyor. (Programı izlemek için TIKLAYIN)

Nedim Hazar tarafından hazırlanarak her Pazartesi NTV’de yayımlanan Yeşil Kürsü programının 12 Temmuz tarihli bölümü Tüprag şirketi tarafından İzmir’in Menderes ilçesine bağlı Efemçukuru Köyü’nde kurulan ve deneme üretimine başlayan altın madeni ile ilgiliydi. Programda madeni işleten şirketin yetkililerine ve madende çalışan köylülere daha fazla yer ayrıldığı, altın madenlerinin doğaya ve İzmir’in su kaynaklarına yönelik yarattığı tehdidin üzerinin örtüldüğü yorumları yapılıyor.

Gerçekten de programda kürsüye çıkarak söz alan köylülerin, kendilerinin de çalıştığı madeni övdükleri ve şirket yetkilileriyle yaptıkları tartışmanın daha çok almaları gereken fark parasının ödenmemesi üzerine olduğu görülüyor. Programda çevrecilerin ve uzmanların görüşlerine de yer veriliyor, ancak programın bir yerinde maden yetkilileriyle görüşüldükten sonra sunucu tarafından “görünüşe bakılırsa doğaya uyumlu bir madenle karşı karşıyaydık” şeklinde yorum yapılıyor.

Öte yandan programın yapımcıları altın madenine karşı çıkanların ve uzmanların da görüşlerine yer verdiklerini, ancak çevrecilerin programın köyde yapılan çekimlerine katılmadıklarını belirterek itirazlara hak vermiyor, tarafsız bir program yaptıklarını söylüyorlar.

Arif Ali Çangı: “Baypas edildiğimi hissettim.”

Peki gerçekten çevrecilerin görüşlerine yeterince yer verildiği doğru mu? Yeşil Gazete olarak görüşlerine başvurduğumuz Elele Hareketi üyesi ve İzmir Barosu Avukatı Arif Ali Çangı bu fikirde değil. Efemçukuru altın madenine karşı mücadelede başı çeken isimlerden biri olan Av. Arif Ali Çangı, programın yapımcılarının kendisine ulaşarak altın madeninin olası çevresel sorunları ile ilgili uzman görüşü istediklerini, programın çekileceği günlerde kendisi çok uygun olamadığı için yapımcıları gerekli uzmanlara yönlendirdiğini belirterek, programı izlediği zaman hayal kırıklığı yaşadığını söylüyor. Çangı programla ilgili şu yorumu yapıyor:

“Programın ekolojik sorunlara da değinmesine rağmen, bir bütün olarak ele alındığında, altın madeni aleyhine oluşan kamuoyunu kırmaya yönelik işlev gördüğünü farkettim. Görüşleri alınan uzmanlara çok az yer verildiği gibi, Elele Hareketi dönem sözcüsü Şeyma Gümüştüs’ün görüşleri hiç kullanılmadı. Ayrıca kendimin de baypas edildiğimi hissettim”.

Şeyma Gümüştüs: “Görüşlerimi aldılar, ama yayımlamadılar.”

Kendisine telefonla ulaştığımız Elele Hareketi dönem sözcüsü Dr. Şeyma Gümüştüs ise program yapımcılarının kendisinin görüşlerini de aldıklarını, ancak programda yayımlamadıklarını söylüyor. Program için yapılan çekimde bu altın madeninin İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı’nın havzasında bulunduğunu, madende işlenen toprağın sağlığa zararlı ağır metallerden zengin olduğunu söylediğini belirten Gümüştüs, şirket yetkililerinin sadece elde edecekleri kârla ilgilendiklerini söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Doğal halde bu ağır metallerin zararsız olduğunu, altının ayrıştırma işlemleri ile serbestleşeceğini, havaya ve toprağa karışacağını, havaya karışanın asit yağmuru ile yeryüzüne döneceğini, toprakta bırakılanın da asit drenajı ile yeraltı sularına karışacağını belirttim. Kanada kökenli Tüprag A.Ş.’nin bu sorunlarla ilgilenmek istemediğini, tek düşüncelerinin elde edecekleri kar olduğunu, bekledikleri net karın bugünün rakamları ile 1 milyar dolar olduğunu dile getirdim.”

“Çevreciler teknik, şirket temsilcileri ise anlaşılır bir dille konuşuyorlar”

Kendisiyle görüştüğümüz Yeşil Kürsü programının yapımcısı Nedim Hazar ise yöneltilen eleştirileri şöyle yanıtlıyor:

“Öncelikle bu programın formatı bir demokratik, serbest kürsü olmasıdır. Konunun tarafları gelir ve kürsüde özgürce görüşlerini dile getirirler, biz tarafsız kalırız. Buna rağmen kürsüye gelmeyen uzmanların ayağına biz gittik ve görüşlerini aldık. Diğer taraflar ise bizzat kürsüye geldiler. Görüşünü aldığımız Dr. Şeyma Gümüştüs’ün konuşmasını ise mikrofon sorunu ve yer-zaman darlığı gibi teknik olumsuzluklar nedeniyle yayımlayamadık. Programın Tüprag lehine propaganda gibi algılanmasının en önemli nedeni çevreci uzmanların halkın kolay anlayamayacağı düzeyde teknik bir dil kullanmaları, Tüprag temsilcilerinin ise çok anlaşılır bir dille kendilerini savunmalarıdır.”

Bergama mücadelesinden beri süren tartışma

Altın madenlerine karşı Bergama’dan bu yana büyük mücadele yürüten çevre ve ekoloji hareketlerinin sözcüleri, yıllardır karşı çıktıkları Efemçukuru altın madeninin tam da üretime başlamak üzereyken “yeşil kürsü” isimli bir çevre programı tarafından aklanmaya çalışıldığını düşündükleri için büyük hayal kırıklığı yaşamış durumdalar.

Bir yandan NTV de tarafsız habercilikten uzaklaştığı yönünde eleştiriliyor. Dolayısıyla bu tartışma daha uzun süre devam edecekmiş gibi görünüyor.

Haber: Ali Uçarman – Yeşil Gazete

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.