Nereye yetişiyorsun?

Gazeteler İstanbul – İzmir otoyolunun inşaatının başlamasını sevinçle karşılamışlar. Sanki sözleşmişler gibi hem yandaş, hem muhalif gazetelerin manşetlerinde aynı müjde :

“İzmir’den – İstanbul’a 3.5 saatte” gelinecekmiş.

İnsana sorarlar : acelen ne, nereye yetişiyorsun?

İnsanlık yüzyıllarca kağnı hızıyla hareket etti. Sonra  buharlı makineleri devreye soktu ve hızlanarak sonunda ışık hızına çıkmayı başardı. Şimdilik bundan ötesine geçme imkanı bulamadı.

Sadece ulaşımda değil, hız yaşamın her alanında belirleyici bir önem kazandı. Daha hızlı üretim, daha hızlı yemek, daha hızlı seks.. Hepsi sadece daha fazla tüketmek için. Daha hızlı yaşayıp, daha çok tüketmenin mutluluğun sırrı olduğunu öğrettiler hepimize.

Bu yüzden hızlı çalıştık, çok çalıştık,  vaktinden önce yaşlandık.

Gereğinden çok yedik,  gereğinden hızlı yedik  şimdi aynı hızla zayıflamaya çabalıyoruz.

Hızlı aşklar yaşadık, hızla ayrıldık .. hüzünlenmeye bile vakit bulamadık.

Gözümüzün önünde hızla büyüdü çocuklarımız, sevmeye, dokunmaya fırsat bulamadık.

Biz öldürmezsek onlar bizi öldürecek dediler,hızla öldürdük birbirimizi.

Hızla tükettik, hızla yok ettik, hızla kirlettik.

Şimdi ihalesi yapılan otoyol İstanbul- İzmir yolculuğunu 11 satten 3.5 saate indirecekmiş.

Hızla süreceğiz arabalarımızı, başka arabaları sollayarak.

Hızla ardımızda bırakacağız köyleri ve kasabaları buralarda yaşayan insanların hikayelerini merak etmeden.

Hızla geçeceğiz uzayıp giden yollardan.. hızla geçeceğiz  derelerin değiştirilen yataklarından, tarla farelerinin bozulan yuvalarından, göçmen kuşların kurutulan sulak alanlarından.

Hızla gideceğiz etrafımıza bakma, doğanın sesini dinleme, toprağın kokusunu duyma fırsatı bulmadan, gündüzleri bulutlara bakıp hayal kurmadan, geceleri kayan yıldızlara bakıp dilek tutmadan.

Ulaştırma Bakanımız da otoyol ve köprü inşaatının açılış töreninde mutad gülümsemesiyle buyurmuşlar “ bu devirde zaman paradır “ .

Doğrudur Sayın Bakan , ama sizin de aklınızın bir köşesinde tutmanız gereken bir şey var : para herşey değildir.

Mahmut Boynudelik
Mahmut Boynudelik
1957 doğumlu ve YG ekibinin şimdilik yaşça en tecrübelisi, kimsenin bilmediği bağzı eski kelimeleri kullanır. 6 Ağustos 2012’de kırk yılın başında Yeşil Gazete için yazdığı köşe yazısı vasıtasıyla Noam Chomsky, James Hansen ve Bill Mc Kibben ile köşe komşusu olması nedeniyle yerli yersiz övünür. Aslen Yeşil Gazete esenler muhabiridir; yani estikçe yazar. Bazen okur yazar, bazen yazar okumaz, bazen okumadan yazar, bazen okur yazmaz, bazen ne yazar, ne okur. Okumadığı ve yazmadığı zamanlarda Kazdağları ve İstanbul arasında tembellik hakkı aktivistliği yapar. Ha, bir de YG dış köşe ve yorum editörüdür, yorum yazıları göndermeyi düşünüyorsanız iyi geçinmenizde fayda var. Rumuzu: MB

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kardan Kadın da Roma Bostanı’nda

İstanbul’da kar yağınca hayat yavaşlar. Okullar tatil olur, araçlar...

ABD’de seçimi izlemek: Korkuların cisimleştiği gece – Göktuğ Taner

Bizim evin geleni gideni bitmez, sağolsunlar. Amerika’daki seçim gecesi...

Bir “teferruat” hikayesi değil: Kaz Dağları, Termik, Baraj, HES!

Çanakkale’nin Yenice ilçesi geçtiğimiz günlerde siyanürle altın arama izni...

İklim Forumu ilk gününden izlenimler – Didem Usluca

Bundan bir yıl önce çalışmalarına başlayan #IklimIcin Hareketinin düzenlediği...

“G 20 Krizler ve Alternatifler” toplantısı ile benim krizim – Fatoş Çırnaz

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinin Yeşil Sol buluşma G2O...

EN ÇOK OKUNANLAR