Yeşeriyorum

Ne Mutlu Kimim Diyene!

0

Roda Uyanık

Hakkı, kendinden önceki nesle verilmeyen, sonraki nesil için esirgenmesi kanunlarca sabitlenmiş bir ülkede yaşıyorsun. Ne mutlu kimim diyene? Bu kimim sorusunu sorana vicdanını kimseye peşkeş çekmeyene ne mutlu! Ortada duran taşın altında olanları görebilene, kurtarmak için çabalayana ne mutlu! Ne mutlu atını çitlerin üstünden ustaca geçirtip, ufuktaki zayıf ışığa doğru dörtnala gidene! Boynuna takılan ilmeğe bakıp, ne mutlu takanın yüzüne tükürene! Ne mutlu haksızlığa ve zulme boyun eğmeyene! Kuklalar gibi, koyunlar gibi oynamayan ve otlamayanlara ne mutlu!

‘Hayatları gözümüzde beş para etmeyen küçük ölü çocuklar’ diye şikâyet eden Sevgili Yıldırım Türker şöyle devam ediyor, ‘ Bu toplum, bu koca nüfus, vatan sevmekten çocuk sevmeye vakit bulamamış savaşçılar ve kasaba tüccarlarından mı oluşuyor?’ diye sorup öyle güzel neticelendiriyor ki durumu. ‘Bir çocuğun saçının bir tek telinin bu toplumun emniyetine feda edilemeyeceğini, edildiği takdirde emniyet duygumuzu sonsuza dek yitireceğimizi haykırmak gerek. Ceylan’ı vuranlar, Uğur’u vuranlar utanıyor gibi durmuyor, pekiyi siz? Siz utanmıyor musunuz?’

Ceylan’ın ardından toparlayabildiğim gücümü resimleyebilme gayretiyle, göğe bakıyorum, gecenin kımıldayışı ürpertiyor tekrardan. Ne kadar çok az kişinin utandığını biliyorum. Ne kadar azmış diyorum sonra mutlu duranların bu vahşet tepelerine.

Aklımın zikzaklarına sızan olaylar hiç bitmiyor. Benim vicdanım kabul etmiyor mesela, sizin ediyor mu? Sadece 2009 yılında 35 asker şüpheli bir şekilde ölüyor. İntihar ya da kaza kurşunu deniyor. Ve buna inanıyorsunuz… 2008 yılında da 20 asker ölmüştü. Hiç mi divanın altında ne var diye merak etmiyorsunuz? Perdeyi aralarsanız, görecekleriniz mi ürkütüyor?

Ne mutlu kimim diyene!

Bir ülkede hukukun üstünde her şey varsa, demokrasi yerin yedi kat dibine yollanmışsa biter mi kurşunların parçaladığı bedenler? Kurşunu sıkan, kravatını kime bağlatır merak ediyorum. Ben meraktan çıldırırken hiç şaşırmıyor bu toplum maşallah! On tane haber okuyorsunuz; bir Kürt kızı parçalanmış, bir asker daha şüpheli bir şekilde ölmüş, yine polisler bir araya gelip bir genci komaya sokmuş, bir sendikanın başkanı silahla yaralanmış… Ne verilmişse artık bu toplumun damarlarına kana ulama öyle rahat bir şekilde utanmadan, sorgulamadan, tepki vermeden tatlı tatlı yataklarına girip uyuyorlar ki… Bilmiyorlar demokrasinin bir gün onlara da lazım geleceğini. Sahi lazım gelir mi? Her şeye eyvallah diyenin demokrasi nesine…

Kurtlanmış bir kilerden yapılan yemeği yiyenlere afiyet olsun!

İşkembeleri yalanla, yanılgıyla, zulümle dolsun!

Başlarını yerden, gözlerini ayaklarından ayırmadan küflenip gitsinler…

Nefesini buza, yüzünü ateşe verebilene selam olsun!

Selam olsun yüreğini kan torbasına çevirtip utanana!

Selam olsun ben kimim diyene!

Ne mutlu ben kimim diyene!

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.