EmekManşetSağlıkTürkiye

Meslektaşları öldürülen doktorlar ve avukatlar iş bırakıyor

0

Sağlık çalışanları ve avukatlar, son günlerde yaşanan şiddet olaylarına karşı tepki göstermek için bugün ve yarın iş bırakacak.

İzmir, İstanbul ve Dersim Baroları, Avukat Servet Bakırtaş‘ın öldürülmesinin ardından avukatlara yönelik şiddet ve saldırılar karşısında önlem alınması talebiyle 7 ve 8 Temmuz’da tüm meslektaşlarına duruşmalara girmeme çağrısı yaptı.

Dün Konya Şehir Hastanesi‘nde Kardiyoloji Uzmanı Ekrem Karakaya‘nın öldürülmesinin ardından doktorlar da 7 ve 8 Temmuz’da grev kararı aldı.

Türk Tabipler Birliği (TTB) 7-8 Temmuz’da sağlık hizmetlerinin resmî tatillerdeki gibi sunulacağı, bu nedenle acil durumlar dışında sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurulmamasını kamuoyuna duyurdu.

Üzgünüz, öfkeliyiz, hesap soracağız!

Dün gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları,  7-8 Temmuz G(ö)REV kararını tüm sağlık emek-meslek örgütleriyle birlikte aldıklarını, yarın alanda da hep birlikte olacaklarını ve gözler görmemeye, kulaklar duymamaya devam ederse daha büyük eylemler de yapacaklarını vurguladı.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Nursel Şahin de “şiddet her geçen gün artarken, iktidarın ne toplumu ayrıştıran şiddet dilinden vazgeçtiğini ne de etkili bir şiddet yasası çıkardığını” söyledi:

“Biz suçluyu biliyoruz. Hastalarımız ve hekimlerimiz ancak birlikte hareket ederek güç alacağız. Öfkemiz mutlaka galebe gelecek.”

Basın açıklamasında, “Şiddet karşısında hekimlerin, sağlık çalışanlarının kılına zarar gelmesine tahammülümüz kalmamıştır” denildi ve şöyle devam edildi:

“Sağlıkta şiddetin münferit olmadığını, bunun toplumsal ve politik bir sorun olduğunu tekrar tekrar açıkladık. Sağlık kurumlarında meydana gelen silahlı saldırıların artışı nedeniyle bu konuda önlemler alınmasını ve 6136 sayılı yasada değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifini önerdik. Ancak tüm uyarılarımız görmezden gelindi, bilinçli bir yaklaşımla şiddetin kaynağı toplumsal bağlamından koparılarak sorun bireylere indirgendi.

Bugün bu yaklaşımın yıkıcı sonucuyla yeniden karşılaştık. Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış maalesef can güvenliğimizi de ciddi oranda tehdit eder hale gelmiştir.”

Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizlerin hedef olmasına neden olmakta, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmektedir.

Dün bize giderlerse gitsinler diyenlere sesleniyoruz, bugün bir meslektaşımız sonsuzluğa gitti. Siz de sorumlusunuz!

Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak

İstanbul‘da beş yıl hapis yatıp tahliye olan Abdullah Türkoğlu, aynı olay nedeniyle kendisine tazminat davası açan Öznur Tufan ve avukatı Servet Bakırtaş‘ı öldürmüştü.

Bakırköy’de bürosunda öldürülen Avukat Bakırtaş için İstanbul Barosu bugün 11.00’de Bakırköy Adliyesi önünde toplanma çağrısı yaptı:

“Artık bildiriler yazmak, yaslar tutmaktan bıktık. Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkumiyetleri acımızı hafifletmiyor artık… Her bir avukat ölümünün bir “toplumsal ders” olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler, bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor.

Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği… Savunma olmazsa, “olmaz yargılama” diyoruz. Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize, şimdi bir özel müdafii olmazsa, bu katil zanlısını da “bir avukat” savunacak.

Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak bizim…

Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak. Avukat Servet Bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak.

Dersim Barosu da acil toplanarak şu kararı aldıklarını duyurdu:

“Avukatlara yönelik önlen(e)meyen şiddet ve saldırılar karşısında, yetkilileri uyarmak ve acil önlem için göreve çağırmak üzere tüm meslektaşlarımıza 7 ve 8 Temmuz tarihlerinde duruşmalara girmeme çağrısı yapılmasına’ karar vermiştir.

Tutuklu işler dışında CMK müdafilerine Yönetim Kurulu’muzun kararını gerekçe göstererek; özel vekil ve müdafilere de Yönetim Kurulumuzun kararına uyarak duruşmalara girmemeleri yönünde çağrıda bulunuyoruz.”

Aynı açıklamalarla çağrıyı yineleyen İzmir Barosu da “Bir yanda ekonomik şiddet, bir yanda ölüm; Yeter artık!” diyerek destek verdi.

 

More in Emek

You may also like

Comments

Comments are closed.