MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nden il milli eğitim müdürlüklerine 25 Ağustos 2020 tarihinde gönderilen yazıda, “‘Bakanlığımız ile Türkiye Gençlik Vakfı arasında yapılan protokol ile öğrencilerin insani, ahlaki, milli, manevi, tarihi ve kültürel değerlerin kazandırılması amacıyla kulüp çalışmaları, sosyal kültürel, sanatsal, sportif, akademik, mesleki, bilimsel ve teknolojik etkinlikler, proje çalışmaları ve yarışmalar gerçekleştirilecek” denildi.

Yazıda, “‘söz konusu faaliyetlerle ilgili usul ve uygulama esaslarının resmi-özel temel eğitim ve ortaöğretim kurumlarına duyurulması ve gerekli planların yapılması” da istendi.

‘İddialı gençlik oluşturacağız’

Bilal Erdoğan’ın yüksek istişare kurulu üyesi olduğu TÜGVA, imzaladığı protokollerle Milli Eğitim Bakanlığı’nın çok sayıda görevini üstlenmesi gerekçesiyle eleştiriliyor ve dava konusu oluyor. 

“Çocuklarımızın sporla, sanatla ve kendi değerleri ile yoğrulmuş ortamlarda bulunmasına özen göstereceğiz ki yanlış ortamlara girmesin. Onun için TÜGVA iddialı bir gençlik yetiştirmek için çalışıyor” diyen Erdoğan’ın TÜGVA’sına, AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bazı taşınmazlar tahsis edilmiş; ancak yönetim değişince bu protokoller iptal edilmişti. 

Yargı kararları: Eğitim devletin sorumluluğunda 

Cumhuriyet’e konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan şunları söyledi: “Salgında vaka sayılarının her geçen gün arttığı ve yüz yüze eğitime başlama koşulları ile ilgili başta ek bütçe ve ek atama olmak üzere en temel adımların dahi atılmadığı süreçte MEB’in önceliğinin vakıflar, dernekler, dini yapılarla imzalanan protokoller olduğu gerçekliğini yaşıyoruz” 

Vakıflarla protokollere karşı sendikanın açtığı davalarda, yargı kararlarının çok net olduğunu belirten Aytekin Aydoğan “Kararlarda açık şekilde kamusal eğitimin devletin sorumluluğunda olduğunu, protokoller eliyle başka kişi, kurum ve kuruluşlara devredilmeyeceğini belirtmesine rağmen protokoller imzalanmaya devam ediyor” diye konuştu.