Lice’de maden projesine karşı eylem: Toprağımızdan vazgeçmeyeceğiz

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde altı köyü etkileyecek bakır madeni için sondajlar başladı. Köylüler şimdiden tarım ürünlerinin zarar gördüğünü, su kaynaklarının kirlendiğini söylüyor.

Diyarbakır‘ın Lice ilçesine bağlı kırsal Akçabudak, Ulucak, Kılıçlı, Güldiken, Bayırlı ve Saydamlı köylerinin bulunduğu bölgede bakır çıkarma, eleme ve kırma tesisi kurmak için sondaj çalışmalarına başlandı. 

Dimin Madencilik tarafından başvurusu yapılan proje için 2020 yılında “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” raporu verilmişti. Rapor sonrası bölgede sondaj çalışmalarına başlandı. Bölgede ormanlık alanın 700 hektarlık bir bölümü,  bakır madeni projesi kapsamında yok edilmesi planlanıyor.

Bölge halkı hafta sonu söz konusu projeye karşı bir araya gelerek, basın açıklaması yaptı. Lice Doğa Savunma Kolektifi öncülüğünde yapılan eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Amed Ekoloji Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyelerinin yanı sıra çok sayıda kişi de destek verdi.

‘Göçe zorluyorlar’

Köylüler adına açıklamayı okuyan Ziraat Odası Mühendisi eski Şube Başkanı Samet Ucaman, doğa talanına yol açacak maden projesi için ÇED raporunun da usule uygun hazırlanmadığına dikkat çekti. Ucaman, “Buna karşı mücadele ediyoruz. Yerleşim alanlarına yakın olan bölgelerde yapılan bu çalışmaların tümünün demografiyi değiştirmeye yönelik, halkı göçe zorlamak için yapıldığını görüyoruz” dedi.

DEM Partili Serhat Eren ise şöyle konuştu: “Hayvancılığa, arıcılığa ve tarıma bir saldırı var. Halkımızı bu topraklardan göçe sürükleyerek, büyük kentlere gönderilmek isteniyor. Büyük kentlerde halkın toprakları, tarihi, kültürü ve diliyle bağı koparılmak isteniyor. Buna asla izin vermeyeceğiz. Bu madenler karşısında sonuna kadar direneceğiz. Hiç kimse bizim doğamızı, ağaçlarımızı, ormanlarımızı, yaşam alanlarımızı ve tarım alanlarımızı mahvedemez. Halkın doğasını koruma mücadelesi, özgürlük mücadelesidir. Bu özgürlük mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacağız” diye konuştu.

Henüz sondaj aşamasında tarım ürünleri zarar gördü, su kirlendi

MA‘nın aktardığına göre, Mizag Mahallesi’nde buluşarak eylem yapan mahalleliler de yaşam alanlarında madeni istemediklerini ve buna karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi.

“Buralar bizim topraklarımız ve yaşam kaynağımız. Maden çalışması yapılırsa burada yaşam kalmaz. Maden öncesinde mahallede tarımdan verim alıyorduk ama çalışmalardan sonra hiçbir verim alamaz olduk. Mahallelilerin madene rızası olmadan maden çalışması yaptılar. Bizler küçüğünden büyüğüne kadar madene karşıyız. Tüm kesimlere çağrımdır, gelip bize destek olsunlar ve bu maden çalışmasını durduralım.”

Köylülerden Medin Aldan ise “Şirket sahipleri bize, ‘Devlet izin vermiş’ diye yanıt verdiler” dedi: “Köyümüz normalde ceviz ve arıcılıkla meşhurdur ama bu sene hiçbirini görmedik. Ömrümde tarımın bu kadar kötü olduğu bir dönem görmedim. Önceden bir günde 3-4 kamyon sebze köyden çıkardı ama şuan günlük ihtiyacımızı bile manavlardan karşılıyoruz. Yani anlayacağınız köylerde hiçbir şey kalmadı. Maden çalışmaları kapsamında ağaç katliamı da ortaya çıktı.”

‘Orman Bakanlığı nerede?’

Geçimlerini tarım ve arıcılıkla sağladıklarını kaydeden Bayram Sabrioğlu ise “Bu kadar ağaç katlediliyor. Orman bakanlığı nerde? Neden duruma sesiz kalıyor? Şirketler mahallelilere BİM, A 101 kartları ve para vererek, kandırmaya çalışıyorlar ama biz bunlara kanmayız. Bizim köyde akan suyun üstünde 24 tane sondaj vurulmuş. Ve her sondaj 700-800 metre derinliğinde. Tabi maden ilerleyince bu sondajların yanı sıra dinamitler de patlatılacak. Bu durumda köyün sonu ne olacak” diye konuştu.

Maden çalışmasının akarsuyun kirlenmesine ve bunun da insan sağlığına zarar vereceğine dikkat çeken Mikail Ayşin de “Köyde dedelerimizden kalma 3 tane değirmen ve arılarımız var. Maden çalışması devam ederse değirmen suyumuz kirlenecek ve bizim için tarihi olan değirmen yok olacak. Arıcılık ölecek. Binlerce meşe ağaçları kesildi. Bu şirketler devletten güç alarak bugün buralara kadar gelebiliyorlar” dedi.

Maden çalışmaları kapsamında vurulan sondajlardan kaynaklı suların da kirlenmeye başladığını, tarlalarına ektikleri sebzelerin kuruduğunu ifade eden Ayşin, “Devlet mahallemizi şirketlere satmış. Vurulan sondajlardan kaynaklı hayvan otlatma alanlarımız daralmış. Hayvanların içtikleri sular kirlendiği içinde hastalıklara sebep veriyor” diyerek, sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtti.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR