Editörün SeçtikleriEkolojiİklim KriziManşet

Kılıç: Flamingoların ölümünün faturası çiftçiye kesilmemeli

0

Tuz Gölü‘nde bu yıl kuluçkalarından yeni çıkan binlerce flamingo susuzluk nedeniyle toplu olarak yaşamını yitirdi.

Aksaray’da sekiz yıldır flamingo türünü takip eden doğa fotoğrafçısı Fahri Tunç tarafından çekilen görüntüler tüm toplumda büyük bir tepki topladı.

Yavru flamingoların ölümünün gerekçesi olarak ise havzada iklim krizi sebebiyle yaşanan ciddi kuraklık ve gölü besleyen su kanallarına çiftçiler tarafından çekilen bentler gösteriliyor.

‘Sorumlu köylü değil yanlış tarım politikası’

Yaşanan katliamın faturasının sadece çiftçilere kesilmesini eleştiren Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç ise “Köylü neden susuz kaldı? Neden o havzada hala sulu tarım yapmaya çalışıyor?” sorularının sorulması gerektiği görüşünde.

Bu konudaki esas meselenin uzun yıllardır uygulanan yanlış tarım politikası olduğunu vurgulayan Kılıç, Yeşil Gazete’ye yaptığı açıklamada “Flamingoları öldüren köylüler değil yanlış tarım politikası” dedi.

‘Kapalı Havza’da sulu tarım yaptırılıyor’

Kapalı bir havza olan Konya Havzası’na dışarıdan su giriş çıkışı olmadığını hatırlatan Kılıç, “İçeride ne kadar su varsa o suya göre sulama planı yapmamız gerekiyor. Ancak biz yıllardır kapalı havzalarımızda sulu tarım yaptırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu politika Konya Havzası ile de sınırlı değil. Burdur, Sultansazlığı ve Seyfe gibi şu an kuraklıkla karşı karşıya birçok havzada yanlış tarım uygulamaları devam ediyor.

‘Göle verilecek su, şeker pancarına veriliyor’

Flamingo ölümlerinin ilk kez yaşanmadığına dikkat çeken Kılıç, “Ancak tamamının öldüğü çok nadir olur. Evet kuraklık var ama kanallara gidip baktığımızda su olduğunu ve göle ulaşmadığını görüyoruz” dedi.

Kılıç’a göre Toroslar’dan gelen suyun Tuz Gölü’ne yetmemesi mümkün değil. Ancak bu su oradaki hayvanlara ve göle verilmek yerine şeker pancarına ve meyve bahçelerine veriliyor.

Baraj, drenaj, pompaj

 Toplamda üç büyük hatanın tekrar tekrar yapıldığını belirten Kılıç bu hataları şöyle sıralıyor: Baraj, drenaj ve pompaj.

Kaynağından gelen su barajlar nedeniyle tutuluyor ve akacak su kalmıyor.  Havzayı tarım alanına dönüştürmek için ise drenaj açılıyor. Son olarak da açılan kuyular nedeniyle yeraltı suları tükeniyor.

Konya Havzası’nda 100 binin üzerinde kaçak kuyu olduğunu belirten Kılıç, “Çünkü çiftçi su bulamıyor. İklim krizi çağında en kıymet vermemiz gereken içme suyu kalitesindeki yeraltı suları tarım için harcanıyor” dedi.

Ne yapılması gerekiyor?

Nasıl bir politika uygulanması gerektiği sorusuna Dicle Tuba Kılıç’ın verdiği cevap ise şu şekilde:

“Konya Havzası’nın toplam su kütlesi belli. Buradaki suyun flamingoların, buradaki canlıların ve gölün ihtiyacı göz önünde tutularak yeniden bir tarım planlaması yapılmalı. Tarım desenimizi yeniden düzenlememiz gerekiyor. Sadece Konya için değil bütün yerler için diğer canlıların hakkının gözetilmesi gerekiyor.”

‘Kanaldaki su Konya’nın atık suyu’

Ülkece böyle bir planımızın olmadığını belirten Kılıç, “İklim krizi komisyonu sahadaymış. Ama çok geç. Üstelik ne plan yapacaklar, yapacaklar mı belli değil” ifadelerini kullandı.

Devler Su İşleri ve Konya Belediyesi ekiplerinin de alana gittiğini belirten Kılıç, “Kepçelerle kanalları açıyorlar. Kanaldaki su yetecek mi? Zaten şimdiden binlercesi öldü. Üstelik kanaldaki su dediğimiz de Konya’nın atık suyu. Flamingoların muhtaç bırakıldığı şey zehirli su. Arıtıldığı söyleniyor ancak doğal kaynak suyu değil sonuçta” dedi.

Elimizde sadece iki koloni kaldı

Kılıç’ın aktardığı bilgilere göre şu anda yaklaşık dört bin flamingo yavrusunun öldüğü düşünülüyor. Çünkü en kötü koşullardaki yıllarda dahi en düşük dört bin yavru Tuz Gölü’nde bulunuyor. Üstelik çevre göllere giden ebeveynlerin ne durumda olduğu da meçhul.

Bu sayı nesli halihazırda tehlike altında olan flamingolar için bir varoluş krizi olduğu anlamına geliyor. Flamingoların Türkiye’deki popülasyonlarının ciddi bir şekilde düştüğünü belirten Kılıç sözlerini şu şekilde tamamlıyor:

“Flamingolar şu anda sadece iki yerde ürüyor: Tuz Gölü ve Gediz Deltası. Bu elimizde kalan son iki koloni. En büyük koloni ise Tuz Gölü’ndeydi. Bu tehlikenin bilincinde olmamız gerekiyor.”

You may also like

Comments

Comments are closed.