Hafta SonuManşet

Kenti terk edemeyenler için bir rehber; Öğrenen Kent Udaipur – Miraz Rûsipî

0

Genlerimize belki de o ilk yaktığımız ateşin yalazlanan alevlerini izlerken bir arada olmanın hayatta kalmanın bir gerekliliği olduğu kazındı. Yazıya sığmaz bir yasaya ihanet edip aramıza sınırlar çizdik. Aklımızı aç gözlülüğümüzle mühürlendik. Obalar, köyler, kasabalar, kentler kurduk. Böylece büyük kavgalara tutulduk. Yaktık. Yıktık. Öldük. Öldürdük.  Sonunda yeryüzüne yaydığımız lanetin ortasında kalakaldık: Lanetlendik.

92.uadipur.yeşil gazete

Ölümlerimize, katliamlarımıza sebep savaşları çıkaran bizler değilmişiz gibi nefret ederken bir taraftan da sevdik birbirimizi. Bir araya gelmeye devam ettik. Birbirimizi öldürdükçe çoğaldık, kasabalara kentlere sığmaz olduk. Yeryüzünü doldurduk.  İşte bu delişmen kalabalığın ortasında içimizde yeryüzün arşınladığımız günlerden bir sızı kaldı; Endik’unun taş tabletlere sığdıramadığı bir uhde bir başına gezen kurt hikâyelerini ulur gibi anlattığımız bir hikaye….   Tam da bu hikayeler yüzünden özgür, saf ve mutlu zamanlarımızı bir türlü unutamadık. Arada bir yüreğimizi büken o büyük özlemin ardına takıp en masum halimize dönmeyi düşündük. Kıblesini doğaya çevirmiş; gazete, dergi ya da bir bilgisayar başında oturup bu yazıyı okumayı ret eden milyar da birimize tekabül eden o çok küçük azınlık dışında hiç birimiz aklımızı başımızdan alan ateşin başından ayrılıp mağaralarımıza, ormanlarımıza ve de bozkırlarımıza dönemedik.  Geriye dönmediğimiz gibi artık bizi birbirimizden korumaktan ve de daha fazla tüketip tükenmekten başkaca işe yaramayan o vahşi ateşi büyüttükçe büyüttük ve de kalabalıklaştık. Öyle ki bin dokuz yüzlü yıllara girdiğimizde nüfusu milyonla ifade eden kentlerimiz İki binli yıllarda çığırından çıktı.  Avrupa, ABD ve Okyanusya’da yüzde seksen beşlerde seyreden kentte yaşayan insan yüzdeliği 2014 yılında tüm dünya da ilk defa yüzde ellileri aştı %54’dü gördü.  Bu tüketime dayalı kontrolsüz büyüme, sömürüyü, toplumsal çürümeyi, uyuşturucu kullanımını, seks işçiliği, kirliliği, ekolojik yıkımı beraberinde getirdi.  Kentler çevresindeki her şeyi silip süpüren bir kara deliğe dönüştü. Öyle ki farkında olalım veya olmayalım etrafında oturmak için yakıp aç gözlülükle büyüttüğümüz ateş bizi de içine aldı. Tüketime dayalı yaşam tarzımızı sürdürdükçe yana yıkıla bir sona doğru gittiğimizi artık neredeyse hepimiz biliyoruz. Tek çaremiz yangından kurtulmak için içimizdeki akrebe sarılıp kendi kendimizi sokmaktan başkaca çareler olduğunu düşünen yürekli insanların çabaları.

İşte bu çabalardan birisi de tam da Kobani’nin ekolojik acıdan nasıl bir kent olabileceği üzerinde kafa yorarken rastladığım içinde derinlemesine araştırdığım Hindistan’ın Udaipur kentindeki ; öğrenen Şehir projesi.

Öğrenen şehir projesinde; insanlığa ‘Bir kent tıpkı hayatta kalmak için yeryüzüne uyum sağlamak zorunda olan bir organizma gibi doğa ile dayanışarak, üretim ve tüketim ilişkisini kendi içerisinde dengeleyerek yaşayabilir mi?’ sorusu yöneltiliyor. Bana göre kentleri tümden yok etmek gibi yıkıcı bir seçeneği dışladığımızda yerküredeki yaşamın devam etmesi acısında başkaca bir şansımız yok. Kentler ya yeryüzünü kendilerine göre şekillendirmeye çalışmaya devam edip ateşten bir çembere veya yaşamı yutacak kara bir deliğe dönüşecek ya da doğaya uyum sağlamayı öğrenecekler. Projeyi yürütenler doğa ile uyum içerisinde yaşamayı öğrenmek için kollarını sıvamışlar.

Projeyi hayata geçiren  Shikshantar Ensititüsü Swaraj kavramını irdeleyerek yola koyulmuş.   Sankritçe olan Swaraj kavramı “özün ışığı anlamına geliyor. Türkçeye “öz yönetim” olarak çevrilebileceğimiz kavram Hindistan bağımsızlık savaşında özellikle Gandi tarafından Swaraj terimini kimsenin kimseyi kontrol etmediği ve kimsenin kontrol edilmediği bir yaşam biçimini oluşturma çabasını anlatmak için kullanılmış.  Shikshantar Ensitüsü öğrenen şehir hareketi ile Swaraj  kavramıyla kent halkının öğrenme süreçlerindeki sorumluluk ve sahiplenme duygularını geliştirmeye kendini adamasını anlatmak için kullanmış. Bu aynı zamanda kentte yaşayan herkese öğrenim ve öğretmen için açık bir davet. Bu yolla kent halkınu onurlu, adil, dengeli bir yaşam ve öğrenme biçimini keşfederken kentin yapısını da değiştirmeyi amaçlamaktalar.  Tüm ULC (Udaipur as a Learning City) süreci boyunca katılımcılar kenti yaşaya bir organizma olarak görürler swaraj (öz yönetimlerini) geliştirip kendine yeten yapılar kurarken aynı zamanda bir parçası oldukları kenti de dönüştürmüş olmayı amaçlamaktalar. Tüm ULC süreçi boyunca belirlenen dört ilke var bunlar.

Udaipur yereline özgü Swaraj paratiğini ve vizyonunu geliştirmek
Herkesin kendine özgü potansiyeline ve yeteneğine yer vermek.
Birbirine kuvvetli bağlarla bağlı topluluklar oluşturma
Adil olmayan gayri canlı kurum, tutum, yapı ve projelerle mücadele etmek.

94.uadipur.yeşil gazete

ULC bu ilkeleri hayata geçirmek için pek çok yerel ve ulusal ve uluslararası şenlikler düzenlemiş geleneksel şenliklerde etkinlikler düzenlemiş ve de düzenlemeye devam etmekte. Yoğun temposuna ve bir kentti dönüştürmek gibi önemli bir misyonu üstlenmesine rağmen ULC için inşa edilmiş bir yapı bulunmamakta. ‘Öğrenen kent’ için neredeyse tüm şehir okul haline getirilmiş parklar, sanat galerileri, tapınaklar, ashramlar, evler, sokaklar birer öğrenim merkezi. Bu kent okunun Öğretmenleri ise kentti iyileştirmek için bilgi alışverişi yapmak isteyen şifacısından, zanaatkâra, yerel sanatçılarda çiftçilere kadar elinden bir iş, dilinden değerli bir söz yapabilen hemen her kişi. Yerel eğitim ekolojisini canlandıran sırtını geçmişe dayamış yeni tür öğrenme stratejisi sayesinde kendine anlamlı bir yaşam kurmak isteyenlere, işsizlere, okula ilgi duymayan gençlere, toplumsal statülerinden dolayı okul okuma fırsatı bulamamış insanlara, toplumun dezavantajlı kesimlerine karşılıklı öğrenme fırsatları sunulmuş. Bu amaçla; Kuşaklar arası toplumsal Düşünüş ve dialoğ atölyesi, yaya dostu yollar, su dostu insanlar atölyesi yapmışlar. Üstüne üstlük Karşı öğrenme ve Yetkin Öğrenme Atölyeleri diye saymaya devam edebilceğimizi öğrenim buluşmaları çoğunlukla Hintçenin ve İngilizcenin baskın kullanımına rağmen yerel Mewarin dillerinde yapılmış.

Tüm bunların Udaipurda olgunluk ve bilgeliğin doğayla doğanın bilgeliyle birebir ilişkili olmasına dair güçlü bir inanç hala güncelliğini koruduğundan. ULC  organik bir kent için doğanın şehir hayatı içinde yeniden tanımlaması gerektiğini  savunusuyla Kentte organik tarım yapan kent bahçeleri kurulmasına katkıda bulunmanın yanı sıra yağmur hasadı kursları, güneş fırınlarını atölyeleri,  aromatik ve tıbbı bitki yetiştiriciliği eğitimi,  el dokumacılığı gibi bir çok konuda öğrenim çalışmalarıyla halkı üretici bir yaşamın parçası haline getirirken bunu emeğin, fiziksel çabanın güzelliğini ve gücünü bir defa daha keşfederek organik bir kent oluşturmada uzun bir yol kat etmişler.

Öğrenme biçimine ve ders oluşturma biçimine gelince Kişiler ULC deki aktiviteleri genellikle ortak ilgi veya sorunlardan ortaya çıkıyor.  Genellikle bir etkinliğe katılan birey başka bir etkinliği örgütleme konusunda istekli oluyor böylece tüm etkinlikler katılımcıların öz örgütlenmesi sonucu oluşuyor. ULC’nin çekirdek kadrosu ise etkinliklere perspektif sağlamak, desteklemek ve derinleştirmek konularında rol oynadığı için Mahalli sanatçıların öğreniminden, küresel karşıtı bir politikaya yapılan her eylemin incelikli bir tarzda planlanmış oluyor.

93.uadipur.tai chi,yeşil gazete

(Tai Chi atölyesi)

Mewarin dilini tüm öğrenme sürecinde kullanmasının yanı sıra dört bin aileye hikaye kitabı dağıtması gibi  etkilikler Mewarin dilinin günlük hayatta kullanılmasını sağlamanın yanı sıra kendiliğinden örgütlenen gruplarla henüz işlenmemiş olağanüstü bir yaşam potansiyelini açığa çıkarmış. Henüz Küba’nın doksanlarda Petrol krizini aşmak için rotasını kırdığı organik kent oluşturmak için geliştirdiği teknik ve beceriler Udaipur’da Havana’daki kadar yaygınlık kazanmamış olsa da Öğrenen şehir projesi sayesinde bir kenttin yeni bir yaşam için tümden okul haline getirilebileceğinin güzel bir örneği olmaya devam ediyor.

Başka Türlü Bir Yaşam İçin Galiba Öğrenen Kentlerin yaygınlaşması şart. İyi ki karşımızda böylesi harika örnekler var. İyi ki varsın UDAiPUR…

Bu yazı bukabarane.org/ dan alınmıştır

95 miraz rusipi

 

 

Miraz Rûsipî

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.