İklim KriziManşetTürkiye

KAHİP: Çevre koruma ve iklim değişikliğine ayrılan kamu kaynakları yetersiz

0

Kamu Harcamaları İzleme Platformu (KAHİP) tarafından hazırlanan “Türkiye’de çevre koruma ve iklim değişikliği ile mücadeleye ayrılan kamu kaynaklarının izlenmesi: 2021 bütçesi bir değişikliğe işaret ediyor mu?” isimli rapor yayımlandı.

Çalışmada,  “yeşil belediyecilik” yaklaşımının büyükşehir olsun olmasın tüm belediyelerin gündemine ana akım bir konu olarak girmesinin geç kalınmış acil bir zorunluluk olduğu vurgulandı.

‘Özel ek bütçe gerekli’

Raporda, Çevre Koruma ve İklim Değişikliği (ÇKİD) ilgili 2021 yılında ayrılan bütçenin merkezi yönetim bünyesindeki sekiz kurum için 43 milyar TL; 14 büyükşehir belediyesi için ise 24 milyar TL civarında olduğu bilgisi paylaşıldı.

Bu bütçenin Milli Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumların bütçe ve harcamaları ile karşılaştırıldığında oldukça yetersiz olduğunun anlaşıldığı ve ÇKİD ile ilgili özel ek bütçenin gerekli olduğuna vurgu yapıldı:

Ek bütçe iklim değişikliğine olumsuz etkisi olan kurumların bütçelerinden karşılanabilir. İklim değişikliği ile mücadeleye yönelik çalışmaların finansmanı
konusunda uluslararası kaynaklar ve karbon vergisi gibi tartışmalar bulunmaktadır. Ancak bu çalışmada ayrıntılı olarak tartışıldığı gibi, küresel ısıtmaya olumsuz etkisi bulunan kurumların bütçelerinin içinden de iklim değişikliği ile mücadele için bir kaynak ayrılması düşünülmelidir. Örneğin nükleer ve hidrolik enerjiden güneş ve rüzgar enerjisine aktarılabilecek kaynaklar bulunmaktadır.

Sera gazı üretiminde ve doğaya verilen zararlarda en büyük paya sahip olan karayolları yerine demiryollarının inşasına ve şehirlerdeki raylı sistemlere kaynak ayrılabilir. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün her yıl olduğu gibi yıl içinde artırılan bütçesinden ÇKİD hedefleri olan bütçelere aktarmalar yapılabilir.”

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı bütçesinden aktarma

Bir başka örnek de Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın (ÇŞB) bütçesi üzerinden verildi. Buna göre, Bakanlığın 2021 bütçesi incelendiğinde, bütçenin yüzde 70’inin şehircilikle ilgili olduğu, gerçekleşen harcamalara bakıldığında ise şehircilik için yapılan harcamaların, toplam bakanlık bütçesinin yüzde 95’ine ulaştığının (2019 yılı için) tespit edildiği kaydedildi. “Bu nedenle bakanlığın şehircilik ile ilgili bütçesinden çevre koruma ve iklim değişikliği ile ilgili bütçesine aktarma yapılabilir” yorumunda bulunuldu.

Raporda, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın (TOB) en önemli harcama kaleminin çiftçilerin desteklenmesine yönelik olduğu ve aslında bu desteklerin iklim değişikliği ile mücadelede önemli olan organik tarım, yerelin şartlarına uyumlu ve sıcağa dayanıklı ürünlerin ekimi, metan gazı azaltımı ve kompost üretimi uygulamalarına yönlendirilebileceği de kaydedildi.

DSİ’nin bütçesinde artış

Metinde, Devlet Su İşleri‘nde de (DSİ) hidrolik enerji ve tarımsal sulama kaynaklı bütçe artışı gözlemlendiği kaydedildi ve şu açıklamalarda bulunuldu:

Sekiz kurumun 2021 toplam ÇKİD bütçesindeki artış; esas olarak, DSİ’nin tarımsal sulama hedefi bütçesinden kaynaklanmaktadır. 2 milyon hektarlık bir alanın sulanması için 2020 performans programında, 2020-2022 yılları için toplam 15 milyar TL ayrılmışken; 2021 performans programında, 2021-2023 yılları için bu bütçe 30 milyar TL’nin üzerine çıkmaktadır.

DSİ’nin performans programları incelenerek söz konusu bütçe farkının göstergeleri ayrı ayrı ele alınmıştır; ancak farkın nereden kaynaklandığı, var olan göstergeler üzerinden anlaşılamamaktadır. Ayrıca, bu tesislerin inşaat ihalelerinin TOKİ tarafından gerçekleştirilecek olması izaha muhtaç bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
2020-2021 yılları arasında görülen ÇKİD toplam bütçesindeki artışın ikinci önemli kaynağı UAYB kent içi ulaşım sistemlerinin artırılmasına yönelik hedeflere ayrılan bütçedir. Bu olumlu gelişme bakanlığın bağlı kurumu olan KYGM’ye ayrılan bütçe ile karşılaştırıldığında anlamını yitirmektedir.

Bakanlığın bütçesindeki ÇKİD ile ilgili hedeflerin oranı yüzde 27, karayolları ile ilgili hedeflerin oranı ise yüzde 66 civarında olduğu görülmektedir. UYAB’nin KYGM bütçesini emisyonu düşük kent içi hafif raylı sistem alt yapı ve ulaşım çalışmalarına yönlendirecek şekilde gözden geçirmesi önemlidir. Karayollarının gelişimine dayalı büyümeci ekonomi politikası sera gazı salımına olumsuz etkisi
dikkate alınarak gözden geçirilmelidir.”

Raporda ayrıca, Orman Genel Müdürlüğü‘ne (OGM) bütçeden ayrılan kaynağın çok düşük olduğuna vurgu yapıldı. “OGM’nin ormanların kiralanmasına ve orman ürünlerinin satışına dayalı gelir elde etme yaklaşımının değişmesi, orman yangınlarıyla mücadelede etkinliği artıracaktır” denildi.

‘Bütçenin enflasyon karşısında erimesi kabul edilemez’

Çalışmada, bütçesi en büyük 14 büyükşehir belediyesi ve bağlı kurumlarının performans programları ve ÇKİD ile ilgili ayırdıkları bütçenin hesaplandığı ve yeterli miktarın ayrılmadığı kaydedildi. 14 büyükşehir belediyesi ve bağlı kurumlarının 2021 performans hedefleri azaltım, uyum, atık ve diğer çevre açısından sınıflandırıldığında zaten çok düşük olan ÇKİD bütçesinde azaltıma ayrılan payın en düşük bütçe kalemi olduğu da ifade edildi:

14 BB’nin ve BK’nın toplam ÇKİD bütçeleri 2021 yılı için 23,5 milyar TL civarında olduğu saptanmıştır. Bir başka deyişle incelenen belediyelerin (BB ve BK) yıllık ÇKİD bütçelerinin, toplam yıllık bütçelerine oranı ortalama yüzde 23 civarında olup; çevre koruma ve iklim değişikliği ile mücadele için ayırdıkları tutar, toplam harcamalarının dörtte birine ulaşamamaktadır. 14 BB ve BK’nın ÇKİD bütçelerinin 2018 yılından itibaren cari fiyatla artış göstermesi bu hesaplamalarda tespit edilen bir diğer saptamadır.

2018 sabit fiyatı ile incelenen ÇKİD bütçelerinde ise, 2018-2020 yılları arasında bir artıştan söz edilemezken, 2021 yılında azalma olduğu bir üçüncü saptama olarak görülmüştür. Son yıllarda daha sık tanık olduğumuz şiddetli fırtınalar, dolular, sel afetleri, sıcak hava dalgaları, orman yangınları gibi iklim değişikliğine bağlı gerçekleşen aşırı hava olayları nedeniyle oluşan can ve mal kayıpları, doğrusal ekonomik kalkınma anlayışındaki insan faaliyetleri nedeniyle kaynakların tükenişi, doğal hayatın tahribi, gıda ve su krizleri, yerel yönetimlerin, sera gazı salımını azaltacak ve iklim krizine dirençliliklerini artıracak hedefler koymaları ve bu hedeflere yönelik bütçelerini artırmaları için önemli uyarılardır. Giderek ağırlaşan koşullar altında, çevre koruma ve iklim değişikliği ile mücadele konusuna ayrılan bütçenin enflasyon karşısında erimesi kabul edilemez.”

‘Yeşil Belediyecilik’ anlayışı benimsenmeli’

Raporda, bu çalışma çerçevesinde incelenen bütçelerde iklim değişikliği ile gerçek bir mücadele için gerekli kalemlerin eksikliğine vurgu yapıldı.

Yeşil belediyeciliğin tüm belediyelerin gündemine ana akım bir konu olarak girmesi gerektiğine işaret edilen raporda, tüm yerel yönetimler iklim krizine karşı acilen göreve davet edildi:

Toplam bütçenin ancak yüzde 23’ünün ÇKİD için ayrıldığı BB ve BK’ların ÇKİD bütçeleri incelendiğinde, belediyelerin, geleneksel belediyecilik anlayışı içinde, ulaşım sorununu çözme, su bulma, katı ve sıvı atık toplama, insanların kullanımına büyük ölçüde kapalı alanlarda çim ağırlıklı yeşil alan ve peyzaj düzenlemesi gibi faaliyetler için harcadıkları görülmektedir.

Bunların dışındaki yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı, enerji verimliliği, tarımsal ve hayvansal sera gazı azaltımı, sera gazı ölçümü, iklim eylem planı yapılması ve uygulanması; yağmur suyu geri kazanımı, suyun verimli kullanımı, uyumlu tarım ve hayvancılık, iklime bağlı afet/taşkın erken uyarı sistemi; atık verimliliği ve geri kazanım gibi hedeflere ayrılan bütçeler yok denecek kadar küçüktür.

Geçtiğimiz on yıllarda, Türkiye’de, yaşanan kent yoksulluğuna bağlı olarak sosyal belediyecilik alanında gelişme sağlanmıştır. Küresel ısınma ve yaşanan iklim krizinin kentler üzerindeki etkileri ve kentlerin bu krize katkıları birlikte düşünüldüğünde, bu çalışma çerçevesinde incelenen bütçelerde iklim değişikliği ile gerçek bir mücadele için gerekli kalemlerin eksikliğine vurgu yapılmaktadır. Çalışma, eksikliği belirtilen hedefleri içerecek bir ‘yeşil belediyecilik’ yaklaşımının büyükşehir olsun olmasın tüm belediyelerin gündemine ana akım bir konu olarak girmesini, geç kalınmış acil bir zorunluluk olduğunu vurgulamakta; tüm yerel yönetimleri iklim krizine karşı acilen göreve davet etmektedir.”

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.