Doğa MücadelesiEkolojiManşet

Istrancalar’da dokuz köyü etkileyecek RES projesi İdare Mahkemesi’nden döndü

0

Edirne İdari Mahkemesi, Kırklareli‘nde yedi köyü etkileyecek rüzgar enerjisi santrali projesini iptal etti.

Dava, iki yıl önce, Doku Derneği‘nin hukukçularının desteği ve Kırklareli Kent Konseyi, Kırklareli Barosu ve Trakya Platformu’nun katkısıyla, santralin kurulmak istendiği alanda yaşayan köylüler tarafından açılmıştı.

İdare Mahkemesi iptal gerekçesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından verilen “ÇED Olumlu” kararının Türkiye‘nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olmasının yanı sıra, Istrancalar’ın doğal ve sosyal yaşamını risk altına sokacağına dikkat çekti.

‘Yerel türlere ve göç yollarına zarar verir’

Kararda, “Kırklareli Valiliği Çevre ve Sehircilik İl Müdürlüğü tarafından 08/07/2020 tarihinde duyurusu yapılan Kırklareli İli Merkez, Kofçay ilçesi, Tastepe, Terzidere, Kocayazı, Elmacık köyleri ve Merkez ilçesi, Geçit Ağzı, Kuzulu, Kadıköy köyleri mevkiinde RES Anatolia Holding A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Elmacık Rüzgar Enerjisi Santrali (19 adet Türbin 70 MWm/70MWe)” ile ilgili bakanlığı verdiği “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının risklerine şöyle dikkat çekildi:

“49 yıllık bir proje için milyonlarca yılda oluşan ekosistemin risk altında olduğu, arıcılık faaliyetinin yeterli düzeyde incelenmediği, proje alanının nesli küresel ölçekte tehlikede olan şah kartalının yaşam alanı olduğu, proje alanının yine nesli tehlikede olan küçük akbaba tarafından aktif olarak kullanıldığı, leyleklerin önemli göç yolu üzerinde bulunduğu, yarasalarda lokal popülasyonu etkileyecek sayıda ölüm beklenebileceği, bu türlerin doğal yaşam ortamlarının inşaat faaliyetlerine açılmasının uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, Istrancalar’a RES kurulmasının doğal yaşamın yanı sıra sosyal yaşamı da tehdit ettiği…”

Keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişilerin hazırlayıp mahkemeye sunduğu raporda,  bölgede RES kurulmasının telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı belirtilmişti.

Bilirkişi raporu: Ormanlık alanın parçalanmasına yol açar

Bilirkişilerin tespitlerinden bazıları şöyleydi:

  • “Proje sahasının 80 m ila 464 m arasındaki muhtelif uzaklıklarında Ergene havzasını besleyen birçok dere/kuru dere mevcuttur ve bu dereler değişen topoğrafik ve atmosferik şartlardan olumsuz etkilenebilecektir.
  • Proje sahasının önemli bir kısmının orman alanı olduğu, dolayısı ile santral yerleşimleri ve bağlantı yollarının açılması aşamasında ağaçların kesilmesi ile karbon yutak alanlarının azalması, oksijen kazanımının düşmesi gibi olumsuz etkiler olusacaktır.
  • Yollar, ENH, ara yollar, RES temelleri nedeniyle bitki örtüsü gelmeyecek alanlar nedeniyle kümülatif olarak değerlendirildiğinde ekosistemde bir parçalanma meydana gelmektedir, çevresindeki açık maden ocakları da eklendiğinde parçalanma artmaktadır. Parçalanma özellikle son on yıllarda ormanın varlığını ve sağlığını sürdürmesini tehlikeye sokacak sınırlara getirmiştir. Küresel iklim değişikliğinin orman varlığı üzerinde olumsuz etkileri olacağı da dikkate alınmalıdır. Ormanın parçalanması RES alanındaki yaban hayatını da (tüm memeli ve kus türleri) olumsuz etkileyecektir.
  • Dava konusu bölge bir tabiat parkı olup yaban hayatı koruma ve geliştirme sahası olarak da korunması gereken özel ve önemli bir alandır (Resim 4). Bu tip alanların kamu yararı yüksek projeler için bile amacı dışında kullanılmasına izin verilmemelidir. Doğal ortamında çok farklı biyoçeşitliliğe (27 tür yarasa tespit edilmiştir) sahip alanların besin zinciri içinde dengesinin bozulmaması gerekmektedir. Doğal dengenin bozulduğu durumlarda telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

  • Hayvancılığın çok özel çeşidi olan arıcılık için ormanlık alanlar son derece önemlidir. Özellikle meşe ormanı arıcılıkta ayrı bir yeri vardır. Meşe ağaçları çiçek açan bir tür olmamasına rağmen ağacın salgıladığı özel bir sıvı arıların bal yapımında çok tercih ettikleri bir maddedir. Rüzgâr türbinleri arıların uçuş alanında olması, hava akımını değiştirmesi arıları etkilemektedir. Bal üretiminin meşakkatli bir iş olması, meşe ormanının tercih edilen bir orman olmasına rağmen değerlendirmeye alınmamıştır.
  • Proje alanı ve çevresinde çeşitli gözlem ve literatür bilgilerine göre 149 kuş türü yaşadığı tespit edilmiştir. Yapılacak kapsamlı ve uzun süreli gözlem çalışmalarıyla bu sayının artacağı da bilinmelidir. Batı Paleartik Bölge‘nin 5 ana göç yolundan birisi Elmacık RES proje sahası üzerindedir. Türbinlerin bulunduğu proje sahası kuş göç yolu üzerinde olduğu, bu bakımdan kuşlar açısından riskli ve yanlış bir bölgede olduğu, dolayısıyla yaban hayatını olumsuz etkilemekte özellikle yarasalar ve kuşlar açısından proje sahasının uygun olmadığı, dolayısıyla yaban hayatını olumsuz etkilemekte özellikle yarasalar ve kuşlar açısından proje sahasının uygun olmadığı tespit edilmiştir.”

Doku Derneği, duyuru tarihi itibariyle başlayan sürecin her aşamasında bilim ve hukuk kurullarıyla köylülerin yanında olduklarını belirterek, “İlimizin doğal ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyecek her projeyi bilim ve hukuk insanlarının destek ve katkılarıyla takip etmeye yaşamı ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Bakanlığın karara itiraz etmesi bekleniyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.