Yapı Kredi Kültür Merkezi, 12. İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak ses getirecek bir enstalasyona ve sergiye ev sahipliği yapıyor. Bu sergi projesi kapsamında Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin Galatasaray’a bakan cephesinde mimari yapıyı görsel performansla aktif hale getiren bir enstalasyon sergilenmeye başlandı.
Dün Beyoğlu’nu ziyaret edenler Yapı Kredi Kültür Merkezi binasının Galatasaray Meydanı’na bakan cephesinde görsel bir şov izledi. Türkiye’de ilk defa yapılan ve sanatçı Refik Anadol ile mimar Alper Derinboğaz’ın birlikte hazırladığı bu sıra dışı gösteri, İstiklal Caddesi’ni bir gösteri merkezine çevirdi.
Bu enstalasyonda Taksim’den Tünel’e kadar olan yolda kaydedilen ses dalgaları, binanın 200 m2’lik dış cephesine yansıtılıyor. Daha sonra bu ses dalgalarından alınan bir kesit,2 boyutlu ışık hüzmeleriyle3 boyutlu strüktür üzerine yansıtılıyor. Türünün bu ölçekteki ilk örneği olan enstalasyonun sergisi ise 13 Kasım 2011’e kadar Yapı Kredi Kültür Merkezi binasında ziyaret edilebilecek.
Sanatçı Refik Anadol ve mimar Alper Derinboğaz’ın birlikte hazırladığı Aktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon / İstiklâl Caddesi adlı enstalasyon, mekân ve ses arasındaki ilişkiyi, İstiklâl Caddesi’nin çok katmanlı akustik belleği üzerinden inceliyor.
Binanın 200 m2’lik dış yüzeyini kaplayan enstalasyon; klasik anlamda mimari detayları değil, sesin mekâna etkisini inceliyor. Mimari tasarım ile görsel/işitsel performans, birbirinden bağımsız iki ayrı sanat formu olmasına karşın, son yıllarda birbiri içinde eriyen yeni bir alan tanımlamaya başladı. Sonuç ise bu sergide olduğu gibi, izleyiciye yeni deneyimler sunuyor.
Aktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon / İstiklâl Caddesi sergisinde izleyiciler, İstiklâl Caddesi’nin ses hafızasını(akustik belleği) ve sesin farklı temsillerini deneyimleyiyor. Akşam saatlerinde görsel bir performansla binanın dış cephesinde yapılan dijital ve estetik şov ise büyülüyor.
Bu performans bilim ve sanatın birlikteliğini vurgularken, İstiklâl Caddesi’nin çok renkli ve hareketli tarihine eklenen yeni bir sanat eseri olarak hafızalarda yer edinecek.
Görsel/işitsel performans mantığı mimariye nasıl aktarılıyor?
Türkiye’de ilk kez denenecek olan yöntemde İstiklâl Caddesi’nin özel olarak alınmış ses kayıtları haritalandırılarak mimari bir yapıya dönüştürüldü. Proje; mekân, ışık, görsel/işitsel performans arasındaki etkileşimi araştırıyor. Bu tür çalışmanın ilk örneği, ses ve mimari arasındaki ilişkiyi anlatan bir enstalasyon 1958 yılında Brüksel’deki Dünya Fuarı’nda gerçekleştirilmişti: Philips Pavyonu’nda düzenlenen gösteri, yaratıcısı Le Corbusier tarafından “elektronik bir şiir”olarak nitelendirilmişti.