İsrail’in Filistin politikası Vicdan Mahkemesi’nde yargılandı

Filistin’e Özgürlük Platformu tarafından düzenlenen Vicdan Mahkemesi, İsrail'in Gazze'de işlediği suçları ve insanlık dışı uygulamaları ele aldı. Toplumun her kesiminden katılımcıların bulunduğu etkinlikte, İsrail politikalarının ağır sonuçları vurgulandı.

‘Vicdan Heyeti’ adı altında bir araya gelen topluluk, 23 Mart 2024 tarihinde İstanbul Şişhane‘de, İsrail‘in Gazze‘deki uygulamalarını mercek altına almak üzere Vicdan Mahkemesi etkinliğinde toplandı. Filistin’e Özgürlük Platformu‘nun organizasyonuyla gerçekleşen etkinlik, geniş bir katılımcı yelpazesini bir araya getirdi.

İşçilerden kadınlara, LGBTİ+ bireylerden çocuklara, akademisyenlerden sanatçılara kadar toplumun farklı kesimlerinden insanlar, İsrail Devleti‘nin Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı uygulamalara dikkat çekmek için bir araya geldi.

Vicdan Mahkemesi, tanıkların ifadeleri ve somut belgeler ışığında, İsrail Devleti’nin Gazze’de işlediği soykırım ve savaş suçlarını detaylı bir şekilde ele aldı.

Etkinlikte sunulan verilere göre, 07 Ekim – 14 Mart tarihleri arasında İsrail Devleti’nin saldırıları sonucu 40 bin 42 kişi hayatını kaybetti. Bu korkunç bilanço içerisinde 14 bin 861 çocuğun da olduğu belirtildi. Ayrıca, 10 binden fazla insanın hâlâ kayıp olduğu, birçoğunun enkaz altında hayatını kaybetmiş olabileceği tahmin ediliyor.

Filistin’e Özgürlük Platformu ‘Vicdan Mahkemesi’ kuruyor
İsrail Gazze’yi mahalle mahalle yok ediyor
Birleşmiş Milletler: İsrail Gazze’de savaş suçu işliyor

Gazze’de gazeteciler bilerek hedef alınıyor

İsrail’in saldırıları 60 binin üzerinde Filistinlinin ağır bedensel ve ruhsal hasarlarla yaralanmasına neden oldu. İsrail Devleti’nin, Gazze’nin geniş alanlarını harabeye çevirdiği, binlerce insanın evini, tarım arazilerini, okullarını, üniversitelerini, ibadethanelerini ve daha birçok hayati önem taşıyan altyapıyı tahrip ettiği veya yıktığı vurgulandı.

Uzun yıllar savaş muhabirliği yapan Nevin Sungur’un aktardığına göre, Gazze’de bugüne kadar 90’ın üzerinde gazeteci öldürüldü. Basın kaskı, basın yeleği bile gazetecileri hedef olmaktan korumuyor. Gazeteciler bilerek hedef alınıyor.

Aktarılanlara göre, Gazze’de artık gazetecilerin çalışabileceği bir basın kuruluşu yok. Telefon konuşmaları, haberleri İsrail devleti tarafından sürekli izleniyor. Yiyecek, su azalıyor. Elektrik sorunlu. Uluslararası basından gazeteciler aylardır Refah Kapısı’nda bekletiliyor. İsrail haber alma kaynaklarını engelliyor.

Vicdan Mahkemesi’nden dünyaya ‘vicdan’ çağrısı

Vicdan Mahkemesi, İsrail Devleti’nin uluslararası hukuku hiçe sayan politikalarını ve Gazze’deki vahşeti, tanıkların ifadeleri ve somut belgeler ışığında ele aldı. “Şuna eminiz ki vicdanlarımızda İsrail Devleti / Netanyahu Hükümeti suçludur. Buna şüphe yok” diyen Erdal Doğan ve Fatma Akdokur‘un okuduğu bildiride, İsrail Devleti’nin Gazze’nin geniş alanlarını harabeye çevirdiği ve on binlerce insanın ölümüne neden olduğu ifade edildi.

Bildirgede, “Bu veriler bizim açımızdan Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin 2. maddesine göre çok açık bir soykırım girişimidir” denildi.

Bu vicdan hareketini büyütmek zorundayız.

Bugün 15 masa, işçiler, kadınlar ve LGBTİ+lar, çocuklar, ekoloji aktivistleri, akademisyenler, mimarlar, sağlıkçılar, öğretmenler, hukukçular, sanatçılar herkes, hepimiz, göçmenler, Filistinliler hep birlikte Gazze’de gerçekleşen soykırıma dikkat çektik.

Bizler, ilk yola çıktığımızda, Gazze’deki soykırıma karşı çıkarken, asla ama asla, Yahudileri suçlayan ayrımcı bir dile kapı aralamadık. Irkçılığı makul göremeyiz. İsrail Devleti’nin suçlarının sorumlusu Yahudiler değil İsrail Devleti’dir.

Değerli arkadaşlar, çağrımız savaş yorgunu tüm dünya halklarına. Şimdi hep beraber işgali ve soykırımı durdurmak için sesimizi yükseltme, Filistin halkıyla dayanışma mücadelemizi büyütme zamanıdır.

Vicdan Mahkemesi’nin sonuç bildirgesinde, İsrail Devleti’nin Gazze’deki uygulamalarının soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirildiği belirtildi. Etkinlik, Gazze’de yaşanan insanlık dışı olaylara karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini vurgulayarak son buldu.

“Amacımız Gazze’de bizden kopartılıp alınan her bir Gazzelinin, işçinin, yoksulun, kadının, LGBT+’nın, yaşlının, çocuğun ve tüm canlıların unutulmayacağını göstermek” ifadesiyle, Gazze’deki duruma dikkat çekilirken, tüm dünya vatandaşlarına karşılaştıkları bu insanlık dışı uygulamalar karşısında sessiz kalmama çağrısı yapıldı.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR