Irak, kadınlar için ‘cinsel rüşt’ yaşını dokuz’a düşürmeye hazırlanıyor

Irak'ta muhafazakar Şii partilerin ağırlıkta olduğu iktidar koalisyonu, yasal evlilik yaşının düşürülmesinin yanı sıra kadınların boşanma, velayet ve miras haklarını da ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Irak‘ta iktidar koalisyonu kız çocukları için ‘rüşt yaşını 18’den dokuza düşürmeye hazırlanıyor. Değişiklik kabul edilirse yasal evlilik yaşı da düşürülmüş olacak.

Muhafazakar Şii partilerin koalisyonunun çoğunlukta olduğu Irak Parlamentosu’nda  ülkenin “kişisel statü yasasını” iptal edecek bir değişikliği oylanacak. 188 Numaralı Kanun olarak da bilinen bu yasa, 1959 yılında yürürlüğe girdiğinde Ortadoğu‘daki en ilerici düzenlemelerden biri olarak kabul edilmişti. Buna göre Iraklı ailelerin mezheplerine bakılmaksızın tüm işlerini düzenleyen kapsamlı bir kurallar dizisi sağlıyordu.

The Telegraph‘ın aktardığına göre, şimdi bu yasa değiştirilerek çocukların “evlilik” adı altında cinsel istismarına kapı açılacak. Yasal evlilik yaşının düşürülmesinin yanı sıra değişiklik kadınların boşanma, çocuk velayeti ve miras haklarını da ortadan kaldıracak.

Hükümet bu hamlenin genç kızları ‘ahlaksız ilişkilerden’ korumayı amaçladığını iddia ederken kadın örgütleri ‘çocuk tecavüzünü yasallaştırma’ girişimi olarak değerlendirdikleri yasal düzenlemeye karşı protestolar düzenledi.

Değişikliğin konuşulmaya başlandığı geçen ağustos ayında, kadın aktivist grubu Koalisyon 188, Bağdat ve diğer şehirlerde seri eylemler yaptı.

‘Şii İslamcı gruplar güçlerini pekiştirmenin peşinde’

188 sayılı Kanun’un değişiklik teklifinin ikinci görüşmesi 16 Eylül’de yapıldı.

Irak’taki Şii partilerin, kişisel statü yasasını değiştirme çabası ilk değil; 2014 ve 2017’de de  yasayı değiştirme girişimleri, büyük ölçüde Iraklı kadınların tepkisi nedeniyle başarısız olmuştu.

Ancak Chatham House‘daki kıdemli araştırma görevlisi Dr. Renad Mansour, koalisyonun artık parlamentoda büyük bir çoğunluğa sahip olduğunu ve değişikliğin sınırına dayandığını söyledi: “Bu, yasanın değiştirilmesine şimdiye kadar en çok yakınlaşıldığı bir an. Bütün Şii partiler değilse de güçlenen bazıları değişikliği zorluyor.”

Dr. Renad, önerilen değişikliğin Şii İslamcı grupların “güçlerini pekiştirmek” ve meşruiyetlerini yeniden kazanmak için daha geniş bir siyasi hamlesinin parçası olduğunu sözlerine ekledi.

Bir yetkili ise “Dini hassasiyetlere oynamak son birkaç yıldır azalan ideolojik meşruiyeti yeniden kazanmanın bir yolu. Değişikliğin ne zaman oylanmak üzere parlamentoya sunulacağı henüz belli değil ancak her an gelebilir” dedi.

‘Değişiklik hakları zayıflatmayacak, hepten silecek’

Kadın hakları aktivistleri değişikliğin zaten güçlü olmayan cinsiyet eşitliğini daha da zayıflatacağından ve mezhepsel bölünmeleri daha da kötüleştireceğinden endişelenirken, birçok Iraklı da söz konusu düzenlemenin onlarca yıllık toplumsal ilerlemeyi ortadan kaldırabileceğinden korkuyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü‘nde Irak araştırmacısı olan Sarah Sanbar, “Değişiklik sadece elde edilen hakları zayıflatmakla kalmayacak, Onları silecek” dedi.

Uluslararası insan hakları hukuk danışmanı ve Model Iraklı Kadın Direktörü Athraa Al-Hassan da Irak’ın yönetim sisteminin, devletin üstünde dini yönetim anlayışına sahip Şii bir sistem olan Fakih Vesayeti olarak bilinen yeni bir sistemle değiştirileceğinden “korktuğunu” söyledi.

Bu sistem, Afganistan ve İran‘daki rejimlerin temelinde yatan sistemle aynı; bir “vesayet hukukçusu” ülkenin dini lideri olarak görev yapıyor.

Her 100 ‘evlilikten’ 30’u kayıt dışı ve 18 yaşın altında

Irak’ta hali hazırda “evlilik” adı altında yüksek oranda çocuğa cinsel istismar olayları yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu‘na (UNICEF) göre, Irak’taki kadınların yaklaşık yüzde 28’i 18 yaşına gelmeden “evlendiriliyor.”

Bunun nedeni ise mahkemeler yerine dini liderlerin her yıl binlerce nikah kıymasına izin veren kişisel statü yasasındaki boşluk.

Ülkede kayıt dışı “çocuk evlilikleri” de ekonomik olarak yoksul, aşırı muhafazakar Şii toplumlarında oldukça yaygın. Ancak bunlar yasalarca tanınmadığı için kız çocukları ve onların çocukları pek çok haktan mahrum bırakılıyor. Örneğin hastaneler, evlilik cüzdanı olmayan kadınların doğum yapmasını reddedebiliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü‘ne göre, söz konusu değişiklik dini evlilikleri meşrulaştıracak, çocukların ve genç kızların cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalma riskini artıracak, ayrıca eğitim ve istihdama erişimlerini engelleyecek.

Eşcinsel ilişkiler de hapisle cezalandırılıyor

Önerilen değişiklik, iktidar koalisyonunun kadın haklarını kısıtlamak için attığı son adım. Nisan ayında eşcinsel ilişkilere 15 yıla kadar hapisle cezalandırma hükmü getirildi. Geçen yıl da medya kuruluşlarının tüm platformlarda “eşcinsellik” terimini “cinsel sapkınlık” ile değiştirmesine karar verildi. “Cinsiyet” terimi de yasaklandı.

Irak Parlamentosu, son değişiklikleri oylamaya sunmadan önce resmen görüşecek.

Mezhepsel ayrışmayı da derinleştirecek

Değişikliğin Irak’ta zaten var olan mezhepsel ayrışmayı daha da derinleştirebileceğine de işaret ediliyor.

Mezhep çatışmalarının uzun süredir yaygın olduğu ülkede 2003 yılında ABD saldırısının ardından Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesiyle İran’ın da etkisiyle ülkede Şii etkisi arttı.

Dr. Mansour, 188 sayılı Kanun’un değiştirilmesinin bölünmeleri daha da derinleştireceğini söyledi: “Her şeyi mezhebe bağlama olasılıkları çok yüksek. Ancak birçok Iraklı, siyasi olarak mezhepleri tarafından tanımlanmak istemiyor. Hükümetleri ve devletleri tarafından tanımlanmak istiyorlar.”

Önerilen değişiklikle, Müslüman vatandaşlara kişisel işlerini yönetmede, mezheplerine bağlı olarak, mevcut, büyük ölçüde laik kişisel statü yasasını veya dini hukuku seçme seçeneği sunacak.

Ancak sonuçta bu karar tamamen erkeklerin olacak.

Sarah Sanbar “Taslakta açıkça çift arasında bir anlaşmazlık olduğunda, kocanın mezhebinin öncelik kazandığı yazıyor. Bu, kadınlar için birçok korumayı ortadan kaldıracak… yasa önünde eşitlik ilkesini zayıflatacak” diye konuştu.

Yasa değişikliğinin ayrıca belirli mezheplere mensup Iraklı kadınlara daha fazla ayrıcalık ve ekonomik bağımsızlık sağlarken, diğerlerinin yoksulluk veya kötü evlilikler içinde sıkışıp kalmasına yol açacağından endişe duyduğunu belirten Sanbar, “Bu kadınlar çocuklarının velayetini kaybetme korkusuyla zarar gördükleri durumlarda kalmak zorunda kalacaklar” değerlendirmesi yaptı.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Karacasöğüt’te 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’na marina için ÇED gerekli değilmiş

Marmaris'te 1. Derece Arkeolojik Sit alanına yat iskelesi ve turizm tesisi projesine valiliğin verdiği 'ÇED gerekli değil' kararı İdare Mahkemesi'nce de uygun bulundu.

[COP29] Petrol zengini Suudi Arabistan müzakereleri sabote ediyor

Suudi Arabistan delegeleri, Bakü'deki iklim zirvesinde fosil yakıtlardan uzaklaşma, adaptasyon, iklim taahhütleri gibi kritik konulardaki müzakereleri her fırsatta engelliyor.

[COP29] Fosil yakıt sübvansiyonlarını kaldırma koalisyonuna üç ülke daha katıldı

Birleşik Krallık, Yeni Zelanda ve Kolombiya'nın katılmasıyla 'Sübvansiyonlar Dahil Fosil Yakıt Teşviklerinin Aşamalı Olarak Kaldırılması Uluslararası Koalisyonu'na üye ülke sayısı 16'ya yükseldi.

Yerel örgütler ‘nefes alan Türkiye’ için kömürden adil çıkış istiyor

16 yerel iklim ve çevre örgütü, COP29'a kalabalık bir heyetle katılan Türkiye'den kömürden adil bir çıkış takvimini açıklamasını talep etti.

‘Süper zenginlere vergi’ G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisine girdi

Rio'da yapılan G20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde dünyayı en çok kirleten süper zenginlere ek vergi, iklim finansmanının artırılması yer aldı; 1.5C hedefi teyit edildi

EN ÇOK OKUNANLAR